İnsanoğlu, ezelden beri kemale erme derdindedir. Karşımızdaki yirmi madde, bu derdin çağdaş bir tercümesi sayılır.
“Erken kalk” diyor ilki. Sabahın bereket vaktinde uyanmak, gecenin şeytanlarından kurtulmaktır. “Kitap oku” derken, Gutenberg’den bu yana süren medeniyet serüvenine işaret ediyor. “Sağlıklı beslen” tavsiyesi, bedenin emanet olduğunu hatırlatır. “Kendini sev” ile başlayan iç yolculuk, “kendin ol” ile devam eder - bu çağın en büyük paradoksu.
“Daha az yargıla” derken, İslam’ın “hüsn-ü zan” ilkesini çağrıştırır. “Hedefler koy” ile gelecek inşa edilir, “gününü planla” ile bugün sahiplenilir. “Pozitif ol” tavsiyesi kolaydır söylemesi, zor uygulaması. “Amaç edin” maddesiyse hayatın anlam arayışının özeti.
“İlham kaynağı bul” derken, ruhun gıdasına işaret eder. “Büyük düşün” ile ufuk genişletilir, “çevre edin” ile yalnızlık aşılır. “Paranı kontrol et” maddesinde iktisadın hikmetini görürüz. “Yetenekler edin” tavsiyesi, insanın kendini geliştirme sorumluluğunu vurgular.
“Hayır demeyi bil” - bu belki de en zor olanı. “Hatalarınla yüzleş” derken, tövbenin kapısını aralar. “Gerektiğinde vazgeç” ile ısrar etmenin ahmakça olabileceğini söyler. “Affet” maddesinde, kalbin temizlenmesinin reçetesi vardır. Son olarak “disiplinli ol” - bütün bu maddelerin hayata geçirilmesinin anahtarı.
Yirmi madde, yirmi kapı. Lakin unutulmasın ki, kapıları açmak kadar, içeriye girmeyi bilmek de gerekir.