Atatürk Üniversitesi, 2024 yılında uluslararası patent başvurularında birinci sıraya yerleşmiş. 52 PCT başvurusu.
Toplamda ise 144 başvuruyla ikinci sırada.
Kolay iş değil.
Türkiye’nin dört bir yanından üniversiteler yarışıyor. Hepsi bilim, hepsi teknoloji diyor.
Ama bu iş sadece demekle olmuyor.
Bir yanda proje, diğer yanda koordinasyon, öbür yanda da sonuç...
Patent dediğiniz şey, bir fikrin doğması, büyümesi ve dünya vitrinine çıkması demek.
Yani sadece “akıl” değil, “akıl teri” de gerekiyor.
Atatürk Üniversitesi işte tam da bunu yapmış.
TR, EP, US…
Yani Türkiye, Avrupa, Amerika…
Her alanda varlar.
Her alanda istikrar var.
Rektör Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu ne diyor?
“Bu başarı bir ekip işidir.”
Ve doğru söylüyor.
Çünkü o listedeki sıralar, bir günde yazılmıyor.
Erzurum’dan çıkan bu başarı hikâyesi sadece şehir için değil, ülke için de umut verici.
Demek ki doğru yatırım, doğru yönlendirme ve doğru ekip bir araya gelince,
başarı sadece İstanbul, Ankara, İzmir’e ait olmuyor.
Bilgi, yeri geldiğinde Palandöken’in eteklerinden de fışkırıyor.
Tıpkı bu kez olduğu gibi.
Ve o bilgi…
Tescil ediliyor, kabul görüyor, örnek oluyor.
Yani Atatürk Üniversitesi sadece bilim üretmiyor.
Aynı zamanda “gelecek” inşa ediyor.