BAYRAM KILINÇER
ANKARA (İHA) - Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, süpermarketlerin bakkalın veresiye defterine göz diktiğini belirterek, “Veresiye defterinde esnafın 10 milyar alacağı var” dedi.
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Palandöken, küçük esnafı baskı altına almak için uluslar arası medyanın kullanıldığını ifade ederek, “Türkiye’de faaliyet gösteren uluslararası sermaye gruplarının rekabet edemedikleri faktörün, mahallelerde sevgi ile dizilmiş taze meyve, sebze satan manavlarımızı, güler yüzle müşterisini karşılayan mahalle bakkalını gösteren uluslar arası medya lobi yapıyor. Adeta küçük esnafı yok etmek için tüketiciler üzerinde etkili olmaya çalışan global sermaye şimdi de küçük esnafın veresiye defterine gözünü dikti” dedi.
Büyük AVM ve süpermarketlerin kuruldukları bölgelerde sosyo-ekonomik yapının bozulmasına yol açtığını kaydeden Palandöken, “Şehirlerimizde açıldıkları bölgelerdeki esnaf ve sanatkârın işlerinin bozulmasına yol açan AVM, Hiper ve Gross marketler aslında bakkalların o sihirli formülünü arıyorlarmış. Bakkallarımızın direniş güçleri Büyük Organize Perakende’nin üreticiler ve tüketiciler üzerindeki pazarlık güçlerini kırıyormuş. İşte ağızlarıyla itiraf ediyorlar yüzde 60 olan geleneksel perakendenin payı bile bakkallara fazla olduğunu, istedikleri gibi ‘tek Pazar tek Fiyat’ oluşturamamaktan rahatsızlar. Vatandaşımız bilsin fiyat rekabetini sağlayan mahallesindeki esnaf ve sanatkardır” dedi.
Esnafın vatandaşa açtığı veresiye defterinin aslında can simidi olduğunu belirten Palandöken, “Geliri yetmeyen vatandaşın kredi kartı dolunca mahallesindeki esnafı hatırlar. Dükkânına gelerek ekmek almış, süt almış komşusunu esnaf parası yok diye geri çevirmez, çeviremez. Ekonomik kriz dönemlerindeki sosyal patlamayı engelleyen en önemli etken esnaf ve sanatkârımızdır. Bu gün 2 milyon esnafın ortalama 5 bin lira alacağı olduğundan yola çıkarsak 10 milyar liralık bir büyüklüğü tolere ettiğimiz görülecektir. Ama boşalan rafları mal istediğinde, faturaların, sigorta primlerinin ödeme zamanı geldiğinde yapmış olduğu sosyal yardımın, faydanın -adını nasıl koyarsanız koyun- devlet desteği ile doldurulması gerektiğini ifade ediyoruz. Avrupa Birliği’nde yapıldığı gibi ‘Perakende Piyasası’nın kuralları konulsun, ekonomik kararlar alınırken ‘Önce Küçüğü Düşün’ anlayışı hakim kılınsın. Gerçekten ekonominin kılcal damarları sağlıklı çalıştığında görülecektir ki kalkınma da sağlıklı bir yapıya kavuşacaktır” dedi.