Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneğinde Psikolog olarak çalışan Ayşegül Altıkulaç, 20 Eylül Dünya Barış Haftasını erkenden kutlamak üzere mülteci çocukların katılımıyla resim yarışması düzenledi. Barışı resmederken adeta gözlerinin içi gülen çocukların çok heyecanlı oldukları gözlenirken, çizdikleri resimler ise Ankara’ya gönderileceği bildirildi. Çocukların Türkiye’ye tam uyumunu sağlamak için önümüzde ki süreçte daha çeşitli etkinliklere imza atacaklarını dile getiren Psikolog Ayşegül Altıkulaç, kurulan sıcacık ve samimi ortamda çocukların eğitimi için ellerinden geleni yapmaya çalıştıkları kaydetti.
MÜLTECİ ÇOCUKLAR DÜNYA BARIŞINI RESMETTİ
Mülteci çocuklarla birlikte birçok etkinliğe imza attıklarını ve çocukların bundan duyduğu memnuniyeti ifade eden Altıkulaç, “Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma derneğinde Psikolog olarak çalışmaktayım. Kesinlikle din, dil, ırk ayırt etmeksizin psikolojik danışmanlık hizmeti veriyorum, fakat çocuklarla da daha özel bir biçimde ilgilenmekteyim. Çocuklarımızla beraber birçok etkinliğe ima attık. Sinemaya, buz patenin, botanik parka gezmeye gittik. Ayrıca 23 Nisan, 19 Mayıs gibi milli bayramlarda çocuklarımızın ofisimize davet ediyoruz, çeşitli etkinlikler düzenliyoruz, onların Türkiye’ye uyumu açısından. Çünkü bu çocukların eğitimi gerçekten çok önemli. Anne ve babalar Türkçe bilmedikleri için eğitim ile ilgili durumlarıyla da genel olarak ben ilgilemekteyim. Burada yapılan etkinlikler dışında çocukların okullarına giderek müdürleri ile İlçe Milli Eğitim Müdürleri ile Halk eğitim Müdürleri ile görüşmeler yapmaktayım” açıklamalarına yer verdi.
HERŞEY ÇOCUKLARIN TÜRKİYE’YE TAM UYUMU İÇİN
Önümüzde ki süreçte çocukların Türkiye’ye tam uyumunu güçlendirmek adına daha farklı etkinlikler düzenleyeceklerini dile getiren Altıkulaç, “Bugün 20 Eylül Dünya Barış Haftasını erkenden kutlamak üzere bir etkinlik düzenledik. Bundan dolayı da 7-10 yaş arasında ki tüm çocuklarımız barış haftasını anlatan resimler çizecek ve çocuklarımız yarışmaya katılacak. Çizilen tüm resimleri ben Ankara’ya göndereceğim. Suriyeli iki çocuğumuzun annesi de ülkelerinde Resim Öğretmenliği yapıyormuş, şuan etkinliğimizde onlarda bize yardımcı olacaklar. Benim çocuklarımın çizdiği resimlerden birisinin birinci olmasını ebette çok isterim. Yapmış olduğumuz etkinlikler anne, babalarımız için de güzel oluyor. Çocuklar ülkelerinden birçok kötü olaylardan kaçarak buraya geliyor, bunun çocuklar üzerinde büyük bir travması var. 2’inci bir travma ise başka bir ülkeye geliyorlar, dil bilmiyorlar, tamamen farklı bir kültür ile karşı karşıya kalıyorlar. Amacımız onların Türkiye’ye olan uyumunu güçlendirmek. Burada onlara birçok da yönlendirme yapmaktayız. Sporla ilgili olanları Gençlik Spor İl Müdürlüğüne, hiç Türkçe bilmeyenleri Halk Eğitim Merkezlerine verilen kurslara yönlendiriyorum. İlerleyen süreçler, içinde de yine farklı etkinlikler düzenleyeceğiz. Çocuklarımız arasında kuvvetli bir sevgi bağı ve arkadaşlıkları var. Onlarla iletişim kurmak benim için daha kolay, yetişkinlere göre. Burada sıcak ve samimi bir ortam var, onlara bundan memnunlar” şeklinde konuştu.