Nisan ayının sonlarında raflardaki yerini alan ‘İletişim Bilimlerinin Unutulmuş Kökenleri’ iletişim eğitiminden klinik alan deneylerine kadar iletişim bilimleri disiplininin birbirinden farklı konularına odaklanan toplam on bir metin yer alıyor. İletişim Bilimlerinin Unutulmuş Kökenleri derlemesi içinde yer alan metinler, iletişim ekseninde kendini yenileyen ütopik tasarının belli başlı düşünsel uğraklarına buyur ediyor okuyucuyu. Ayrıca, insanın antropolojik açıdan yapılmış farklı bir tanımını sunan kitap, iletişim çağında yaşayan biz homo communicantlar için, iletişim disiplininin akademik gelişim serüvenini derli toplu sunması açısından da oldukça önemli.
Kitap hakkında konuşan İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü Öğretim üyesi Prof. Dr. Hüseyin Köse, “Kitap, iletişim bilimleri alanına ilişkin düşüncelerimizin genel bir ekolojisini tasarlamaya adanmış olup, bu tasarı iddiasındaki kurucu metinlerin tarihi halen inşa halinde olup, genellikle yirminci yüzyılın ilk çeyreğine tarihlenmektedir. Dahası kitap, her türden kaotik savrulmaya ve rizikoya açık toplumsal ilişkiler mimarisinin ‘onarıcı’ bir pratiği olarak öne sürülen iletişim olgusunun teoride bulduğu karşılığı, içinde eylem olanakları ve kontrol amacını da barındıran insancıl, etkili ve ikna edici bir etkileşim sürecini yeni yeni filizlenen disiplin açısından egemen norm olarak saptamakta. Bu genel çerçeve, aşağı yukarı 70’li yıllardan itibaren etkili olmaya başlayan göstergebilimsel okulun iletişim pratiklerinde anlam inşasını ideolojiler ve değerler açısından yeniden sorunsallaştıran çıkışına kadar varlığını sürdürür. Böylece daha önce iletilerin bir noktadan diğer bir noktaya ya da noktalara doğru ve etkili biçimde aktarılması süreci olarak tanımlanmış olan iletişim kavramı, yerini iletişimsel eylem ve metinlerin alımlanması sürecine bırakır. Dahası, bu açıdan iletişimi eski dünyanın yeni ütopik tasarısı olarak görenler arasında neredeyse merkezi bir tutum söz konusudur. Kimileri için bu, insanın özgürleşim idealini gerçekleştirmeye izin verecek teknik/bilimsel/akılcı bir devrim; kimilerine göre ise bu dünya öncelikle bir “iletişim için iletişim” dünyası olup iletişimsel ütopya tüm insanlarla ilgilidir; bu bakış açısından “yaşam” artık sadece tek boyutlu biyolojik bir organizmadan ibaret değildir ve “iletişim içinde olma”yı da kapsamaktadır.İletişim Bilimlerinin Unutulmuş Kökenleri derlemesi içinde yer alan metinler, iletişim ekseninde kendini yenileyen ütopik tasarının belli başlı düşünsel uğraklarına buyur ediyor okuyucuyu. Özünde ideal bir toplumu, insanın antropolojik açıdan yapılmış farklı bir tanımını ve iletişimin bir değer olarak kabulünü içeren söz konusu tasarının, iç dünyası ve bedeni olmayan müphem bir toplumda yaşadığı varsayılan biz homo communicantlar için sunduğu olanakların farkında olanlar için.” dedi.