Halıcılık Eğitim Merkezinin bölgede ki genç kızlara ve kadınlara iş alanı yaratmak ve halıcılık sanatının yok olmaması için varlık gösterdiğini kaydeden Kaplanoğlu, buranın aynı zamanda insanları topluma kazandıran bir terapi merkezi işlevi gördüğünü söyledi.
BÖLGE İNSANINA İSTİHDAM
Halıcılık Eğitim Merkezi’nin kurulduğu günden bu yana yaklaşık 10 bin kişiye istihdam sağladığını belirten Kaplanoğlu, düğüm ücretinin artması halinde daha çok katılımcının olacağını ve buna bağlı olarak daha geniş bir istihdam alanı yaratılacağının da altını çizdi.
Dokuyucu sayısının artması ile beraber daha fazla istihdam sağlanacağına ve Halıcılık Eğitim Merkezi’nin daha cazip bir yer haline geleceğine değinen Kaplanoğlu, “Ayda en az 50 kişiye istihdam sağlıyoruz. Bunun daha üzerinde rakamlarla da istihdam sunabiliriz fakat bu tamamen katılımcı sayısına bağlı. Birimimizde bugüne kadar yaklaşık 10 binin üzerinde kişiye istihdam sağlanmıştır. Kapasitemiz birim olarak oldukça geniş, katılımcı sayı 100 de olsa o kadar insana da istihdam sağlayarak, onlara hitap edebiliriz. İstihdamı arttırmak içinde dokuyucularımızın ayaklarına kadar giderek burada yapılan çalışmaları, faaliyetleri, projeleri anlatıyoruz. Daha dikkatleri cezbederek katılımcı sayımızı da bu anlamda artırmaya çaba gösteriyoruz. Fakat düğüm ücretlerimiz yeterli olmadığı için belirli bir maddi seviyede olan insanlar değil de daha çok dar gelirli, ihtiyaç sahibi insanlar burada çalışmalarını devam ettirmekte. Bizim ki katkısız döner sermaye olduğu için halılarımızı yüksek bir fiyatla sattığımız zaman bunu direkt olarak dokuyucularımıza yansıtıyoruz. Dolayısıyla ücret ne kadar fazla olursa, katılımcı sayısı da o kadar fazla olmakta, bu da beraberinde istihdamı getirmekte dediğimiz gibi. Bunun yanı sıra da merkezimiz daha cazip bir hale gelecektir. Katılımcı sayımız aylara göre sürekli değişiklikler gösterdiği içinde belirli bir hedef koyamıyoruz” ifadelerini kullandı.
ASLOLAN BURADA HALICILIK KÜLTÜRÜNÜ YAŞATMAK
Atatürk Üniversitesi kapsamında yıllardır eğitimlerine devam eden bu birimin en önemli amacının dar gelirli ailelerin ekonomisine katkı sağlayarak, halıcılık sanatını ve kültürünü yaşatmak olduğuna dikkat çeken Kaplanoğlu, “Burası 1962 yılından beri Atatürk Üniversitesi kapsamında halı dokuma eğitimi veren bir birim. Zaten buranın kuruluş amacına da baktığımız zaman bölge ekonomisine, Erzurum ekonomisine genç kızlarımıza ve kadınlarımıza ev ekonomilerine destek amacıyla, istihdam oluşturmak için kurulmuş olduğunu görebiliyoruz.
Burada hem halı sanatını koruma maksadıyla beraber, halı kültürünü yaşatmış oluyoruz. Aynı zamanda dar gelirli ailelere, özellikle kadınlarımıza, genç kızlarımıza istihdam alanı oluşturuyoruz. Dokunan halıların pazarlanması yapıldıktan sonra tamamıyla dokuyucuya veriyoruz. Yapmış olduğumuz şey sadece haklının maliyetini kurtararak dokuyucuya vermek. Böylelikle az da olsa bir gelir sağlıyoruz onlara. Dolayısıyla herhangi bir kar getirici kurum değil burası kesinlikle. Bunu özellikle vurgulamak istiyorum. Çünkü bu bazen yanlış anlaşılabiliyor. Burası bir ticarethane gibi düşünülüyor. Oysa burası tamamen istihdam oluşturmak, ülke ve bölge ekonomisine katkı sağlamak amacını gütmektedir. Bunu da istihdam oluşturarak sağlamaktayız. Yani dar gelirli insanların ekonomilerine katkıda bulunuyoruz. Diğer taraftan da halı sanatını yaşatmış oluyoruz. Bu noktada merkezimiz önemli bir yere sahiptir” ifadelerine yer verdi.
HALININ KALİTESİNE GÖRE MALİYET
Dokunan halıların teknik olarak özelliklerine ve kalitesine göre belirlenen maliyete değinen Kaplanoğlu, “Burada dokunan halılar 60*60 kalite dediğimiz santimetre kareye 36 düğüm gelecek şekilde tasarlanıyor. İplik olarak da üç buçuk numara ipliği tercih etmekteyiz. Tabi bu numara iplik kalınlaştıkça kalitede ona göre azalıyor. Tabi bu halının kalitesizliği demek değil. Yani santimetre kareye düşen kaliteden bahsediyorum burada. O bakımdan bazen yanlış anlaşılmalar olabiliyor. Dokuyucudan kaynaklı kalite veya kalitesizlikler olabiliyor elbette. Biz kaliteyi iki bakımda değerlendirmekteyiz. Birincisi dokumadan kaynaklı kalite, ikincisi de santimetre kareye düşen kalite. Elbette maliyeti daha farklı oluyor çünkü düğüm maliyeti daha fazla ve işçilik bakımından daha zaman alıcı, desenleri daha sık ve metrekareye düşen düğüm sayısından dolayı da maliyeti fazla. Maddi olarak baktığınız zaman kaliteli halılarımızın maliyeti elbette daha fazla. Çünkü bu halılarımızın hem desenleri daha sık hem de düğüm sayıları daha fazla. Dokuyucularımız da atmış oldukları düğüm sayısına göre ücretlerini alıyorlar. Bin düğümünü biz şuan 3 liradan veriyoruz. Öğrencilere bu konuda sözümüzde var. Çünkü bu maliyet bizi hiçbir şekilde kurtarmıyor. İnşallah 4 liraya çıkarma sözümüz var. Sonuçta burada bir emek var ve bu maliyet el emeği göz nurunu kurtarmıyor. Bizim acımızda bunu biraz daha yükseltmek” dedi.
HALILARIMIZ ÜLKE BAZINDA Kİ EN KALİTELİ HALILARDIR
Gelişen sanayi ile birlikte halıcılığın yok olma tehlikesi, ile karşı karşıya kaldığına dikkat çeken Kaplanoğlu, Halıcılık Eğitim Merkezi’nde Türkiye’de ipek halıdan sonra en kaliteli halıları ürettiklerine vurgu yaptı.
Birimin oldukça ün yapmış olduğuna ve en kaliteli halıları ürettiklerine değine Kaplanoğlu, “Birimimizde doluna halılar ülke bazında en kaliteli halılardır, ipek halıdan sonra. Bunlara da Hereke halısı demekten ziyade üniversitemizin 60*60kalite halıları olarak adlandırıyorum. Motiflerimiz genelde bitkisel tasarımlardan oluşmakta. Burada yapılan dokumanın aslı Osmanlı saray halılarına kadar uzanmaktadır. Zaten burası ün yapmış ve oldukça bilinen bir birim. Halıcılıkta gelişen sanayi sektörü ile birlikte yok olma tehlikesi ile karşı karşıya. Bizde elimizden geldiği kadar projelerle destek vermeye çalışıyoruz. Hiçbir kar payı almadan, hani birazcık da halıcılığa kalsın mantığı gütmeden İŞKUR başta olmak üzere başka yerel projelerle de destek vermeye çalışıyoruz. Bu projelerde tamamen dokuyucuya yönelik. Geçen hafta İŞKUR’la bir proje başlattık. Bu projeyle ile beraber İŞKUR’la gelen dokuyucularımıza günlük 20 lira olmak üzere cep harçlığı vermekteyiz. Bunun yanı sıra maliyette hiçbir şekilde oynama yapmadan merkezimize sadece dokuyucu kazandırmak adına bizde yine dokuyucularımıza düğüm ücretimizi veriyoruz. Fakat buna rağmen yetersiz. Şuan da toplam olarak 43 dokuyucumuz ile birlikte çalışmaktayız. Normal mevcudumuz 33 iken İŞKUR’la beraber ancak 43 kişiye ulaşabilmiş durumdayız. Sayımız asla yeterli değil. Bu projeden sonrada sayımız yine düşecektir eminim ki, çünkü İŞKUR’la beraber gelip çalışmaya başlayanlar burada fazla kalmıyor. Bizim burada amacımız hangi projeyle veya nereden geldiği değil onları bir şekilde burada tutmak. Burayı onların gözünde daha cazip bir hale getirerek burada kalmalarını sağlamaktayız. İşi hiçbir şekilde bilmeyenlere ise usta hocalarımız yardımcı olmakta ve işi öğretmekte. Bu yüzden çok sabır isteyen bir iş bu hem bizim için hem de dokuyucularımız için” şeklinde konuştu. .
BURASI AYNI ZAMANDA BİR TERAPİ MERKEZİ
İnsanların günlük hayattaki streslerinden uzaklaşarak sanata yönelmelerinin ruh dinginliğini artırdığını ve topluma kazandırılmalarında Halıcılık Eğitim Merkezi’nin önemli birim yeri olduğunu söyleyen Kaplanoğlu, “Burası aynı zamanda bir terapi merkezi. İnsanlar günün, ortamın stresinde kurtulmak ve kendini motive etmek maksadıyla buraya gelebilmektedirler. Burada stres ortamından uzak kalmakta ve halıcılık sanatına da güzel bir eğilim göstererek kendilerini geliştirmektedirler. Bir bakıma da burada onları topluma kazandırma işlevi de görüyoruz. Bu anlamda da herkesi buraya davet etmek isterim. Düğüm attıkça, halıya yoğunlaştıkça insanların stresi, yorgunluğu gidiyor. Onun vermiş olduğu mutluluk, haz çok farklı. Geçmişte de olduğu gibi kadınlarımız, genç kızlarımız öfkesini, sevincini, mutluluğunu, aşkını türlü duygularını halıya aktarırlarmış. Tabi bu günümüzde artık bu yok. Günümüzde yok derken şuan halı dokuyan, bu işle uğraşan insanlar belirli bir tasarıma bağlı kalarak bu işi yapıyorlar, duygu yok. Hazır motif üzerinden desenler işleniyor. Ama yine halıda yakalanan mutluluk bir nevi aynıdır” diye ifade etti.
İŞTE DETAYLAR
Erzurum’da bulunan Halıcılık Eğitim Merkezi’nin faaliyetlerinden ve işlevlerinden bahseden Atatürk Üniversitesi Halıcılık Eğitim Merkezi Müdürü Mevlüt Kaplanoğlu, “ Atatürk Üniversitesi Halıcılık Eğitim Merkezi, 1962 yılında 22 tezgâhlı küçük bir atölye şeklinde kurulmuştur. Kuruluş daha sonra çıkarılan yasa ile “Enstitü” haline dönüştürülerek, el sanatları alanında araştırma, yetiştirme ve özellikle köye yönelmiş yayım hizmetleri yapmakla görevlendirilmiştir. İletişim, basın ve yayının baş döndürücü seyri içinde ülke sınırlarını aşan kültürel etkileşim hızla yayılmasıyla geleneklerin yaşatılması, kültürel varlıkların korunarak gelecek kuşaklara aktarılması neredeyse imkânsız hale gelmektedir. Bütün bu gelişmelerin arasında azda olsa yaşatılmaya çalışılan dokumalarımız, belli merkezlerde yoğunlaşmış, bunların dışında kalan yörelerde ise sadece arşivlerde kalmış, hatta bazı yörelerde kaybolup gitmiştir. Bu şartlar altında Erzurum’da dikkat çekecek derecede geleneksel dokumaların yapıldığını, hatta bazı dokuma türlerinin kompozisyonlarıyla birlikte korunduğunu görmekteyiz. Başta Atatürk Üniversitesi Halıcılık Eğitim Merkezi olmak üzere özel sektör, Sivil Toplum Kuruluşları, Belediye ve Halk Eğitim Merkezleri yoğun gayret göstermektedirler” diye konuştu.