Aydemir, özellikle son yıllarda geliştirilen yerli ve milli savunma teknolojilerinin sahada yarattığı dönüşüme dikkat çekti.
Hibrit Tehditlere Karşı Çok Katmanlı Mücadele
Aydemir, 2016'dan bu yana uygulanan sınır ötesi operasyonların terör örgütünün hareket kabiliyetini nasıl kısıtladığını somut örneklerle açıkladı. "Özellikle SİHA'lar ve yerli istihbarat sistemlerimizin devreye girmesiyle terör örgütü, dağlarda ve sınır ötesinde büyük darbe aldı. Fırat Kalkanı operasyonuyla başlayan süreç, bölgesel güvenlik ekosisteminde radikal bir değişim yarattı" değerlendirmesinde bulundu.
Asimetrik Tehditler ve Uluslararası Boyutun Derinliği
PKK'nın uluslararası destekçilerinin rolüne de değinen Aydemir, örgütün finansman kaynaklarını ve lojistik destek ağlarını detaylı şekilde analiz etti. "Terör örgütünün Suriye'nin kuzeyinde kurduğu sözde yapılanma, bazı Batılı ülkelerin açık desteğiyle ayakta durmaya çalışıyor. Ancak Türkiye'nin son dönemde geliştirdiği diplomatik ve askeri kapasite, bu yapıyı ciddi şekilde zorluyor" dedi.
Bütüncül Güvenlik Yaklaşımının Yeni Boyutları
Türkiye'nin geliştirdiği yerli savunma sanayii ürünlerinin terörle mücadelede oynadığı kritik role değinen Aydemir, "ASELSAN, HAVELSAN ve ROKETSAN gibi kurumlarımızın ürettiği sistemler, sadece askeri değil, istihbari başarılara da zemin hazırlıyor" ifadelerini kullandı. Ayrıca siber güvenlik ve teknolojik istihbarat alanındaki gelişmelerin terörle mücadelede yeni bir dönem başlattığını vurguladı.
İstihbarat ve Operasyonel Süreçlerin Entegrasyonu
Aydemir, MİT'in koordinasyonunda yürütülen çok boyutlu istihbarat faaliyetlerinin önemine dikkat çekti. "Sahadan toplanan istihbaratın anlık olarak değerlendirilmesi ve operasyonel birimlere aktarılması, terör örgütüne karşı büyük bir üstünlük sağlıyor. Bu entegre yaklaşım, örgütün hareket kabiliyetini minimuma indirdi" değerlendirmesinde bulundu.
Uluslararası İşbirliği ve Diplomasi
Terörle mücadelede diplomatik girişimlerin önemine de değinen Aydemir, "Türkiye artık masada da sahada da güçlü. NATO müttefiklerimiz ve bölge ülkeleriyle geliştirdiğimiz işbirliği mekanizmaları, terörle mücadelede elimizi güçlendiriyor" dedi. Özellikle Irak'la geliştirilen güvenlik işbirliğinin somut sonuçlar verdiğini belirtti.
Sonuç olarak Aydemir, Türkiye'nin terörle mücadelesinde teknoloji, diplomasi ve askeri kapasitenin optimal kullanımıyla elde edilen başarıların sürdürülebilir kılınması gerektiğini vurguladı. TBMM'nin de bu süreçte milli bir duruş sergilemesinin hayati önem taşıdığını belirterek, "Güvenlik-özgürlük dengesi gözetilerek, kararlı mücadelemiz devam etmeli" mesajını verdi.