Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
Değirmenler Höyüğü tarihi aydınlatacak
Değirmenler Höyüğü tarihi aydınlatacak
Voleybolda Emniyet Müdürlüğü farkı
Voleybolda Emniyet Müdürlüğü farkı
Büyükşehir’den Şehir Hastanesi bağlantı yolu projesi
Büyükşehir’den Şehir Hastanesi bağlantı yolu projesi
EİT 2025 hazırlık süreci devam ediyor
EİT 2025 hazırlık süreci devam ediyor
Karayazı’da sağanak yağış sele dönüştü
Karayazı’da sağanak yağış sele dönüştü
HABERLER>SİYASET
3 Haziran 2014 Salı - 15:53

Yavilioğlu yazdı...

17 Aralık darbe koalisyonunun Cumhurbaşkanlığı seçim stratejisi üzerine

Yavilioğlu yazdı...

Seçimlerin (sandığın) iktidar olmanın tek meşru aracı olmadığı propagandasının yapılmasının amacı, meşru ve ahlaki olmayan yollarla iktidar olmanın araçlarına meşruiyet kazandırmaktır. Yani sokak eylemlerine, vandalizme, yolsuzluk ve rüşvet kılıflı yargı ve emniyet darbelerine haklılık kazandırmaktır. Bu yöntem, en etkili şekilde 'Cumhuriyet Mitingleriyle' denenmişti. Gezi Parkı eylemleriyle devam eden darbe girişimleri, 17 Aralık süreciyle tamamlanmak istendi.

17 Aralık stratejik miladi sürecin ilk taktik dönemi 17 Aralık-30 Mart arasında yaşadığımız tecrübe ve sonrasında yaşanan gelişmelerden oluşmuşken, ikinci taktiksel mücadele dönemi de 30 Mart-10 Ağustos dönemini kapsayacaktır. Her iki taraf da birinci süreçten öğrenilmiş dersler ve tecrübelerin ışığında bu yeni sürece tahkimat yapmaktadır.

Bir süredir bu Koalisyonun tutumundan, atacakları adımların başında, Tayyip Erdoğan'a karşı güçlü bir Cumhurbaşkanı adayı çıkarmak olduğu görülmektedir. Ancak çıkarılacak adayın, ilk defa tanık olacağımız bir şekilde, BDP/HDP hariç, Meclis içinden ve dışından tüm muhalefetin adayı olması planlanıyor. Koalisyonun, Erdoğan karşısına en güçlü aday olarak Cumhurbaşkanı Gül'ü çıkarmak isteyecekleri de hissediliyordu. Bu nedenledir ki hiçbir zaman için Gül'ü doğrudan hedef alan yıpratıcı konuşmaların ve yayınların içine girmediler.

Ancak Gül, bu süreçte Koalisyonun duymak istemedikleri şeyleri söyledi ve beklentilerini dışlayıcı tutum sergiledi. Belki de Başbakan karşısındaki en güçlü ihtimal üzerinden yapılan bu senaryo başlamadan sonlanmış oldu. Bu sonuçta Gül'ün dava, devlet ve demokrasi terbiyesindeki ahlaki değerlerinin önemli etkisini kayda geçirmek gerekir.

ÇATI ADAY FORMÜLÜ

Diğer taraftan, cumhurbaşkanlığı seçiminin son varlık ve etkinlik şansları olduğunun bilincinde olan Koalisyonun, Gül faktörü üzerinden olmasa bile, 'ortak aday' konusunda tabanda kısmi bir zihinsel alt yapı oluşturdukları görülmektedir. Bahçeli, Baykal ve Kılıçdaroğlu, kamuoyuna verdikleri beyanatlarda bu durumu hararetle savunmaktadırlar. Son günlerde Bahçeli ve Kılıçdaroğlu'nun, 'çatı aday' veya 'çatı aday vasıfları' üzerinden Meclis dışı partilerle, sivil toplum kuruluşlarıyla ve eski cumhurbaşkanlarıyla yaptıkları görüşmeler bu konuda ne kadar istekli hatta zorunlu olduklarını göstermektedir. Beyaz at (çatı formülü) bulunmuş sıra ona binecek bir prens aramaya gelmiştir. Bu prens, ne yazık ki muhalefetin bütün taraflarının 'alameti farıkalarını' taşımak zorunda olacaktır: Biraz milliyetçi, biraz solcu, biraz dindar, biraz devletçi, ama kesinlikle ve tamamen vesayetçi…

Muhalefetin bu şartları haiz bir 'çatı aday' bulması oldukça zor. Yapılan anket çalışmalarının da gösterdiği üzere çok daha önemli bir zorluğun da 'Partilerin ittifak ederek destekleyecekleri ortak adaya halkın yüzde 55'inin karşı çıktığı, ancak yüzde 35'inin bu ittifakı onayladığı' hususunun olduğunu belirtmek gerekir. Halk 'ben bu şekilde bir ittifakla ortaya çıkarılan adaya, sizin beklediğiniz oranda onay vermiyorum' demektedir.

Diyelim ki Koalisyon yine de Çatı Yöntemiyle 'zorunlu olarak' bir adayı belirlemiş olsun. Böyle bir durumda bu Yapının 'seçim kampanyası' nasıl olabilir? Yani muhalefet, toplumu nasıl ikna edebilir? Zira partilerin üst düzeyde anlaşma sağlamış olmaları, toplumsal tabanlarının da doğal/kendiliğinden böyle hareket edecekleri anlamına gelmez. İşte bu aşamada, bu kadar farklı bir tabanı ikna için kendi söylemleriyle çelişerek hem ülkede bir kutuplaşma hem de 'öteki' olarak tehdit/düşman ilan edilebilecek 'dışsal' bir katalizöre ihtiyaç duyulacaktır.

ERDOĞAN'IN İMAJI

Ulusal ve uluslararası vesayetin sözcülüğüne ve taşeronluğuna soyunmuş medyanın son dönem algı yönetimine bakıldığında da görüleceği üzere aranan 'öteki' unsur da bulunmuştur. Burada 'öteki' faktörünün, BDP/HDP üzerinden inşa edilmesi beklenebilir. Bir kampanya ile Anadolu insanına: 'AK Partinin, BDP/HDP ile seçim ittifakı yaptığı; Tayyip Erdoğan'ın gerçek niyetinin ülkeyi, başkanlık sistemi üzerinden yerel özerkliğe veya bir federal yapıya götürmek olduğu; Öcalan'ın hapisten çıkarılacağı veya ev hapsinde tutulacağı; genel affın olacağı; bunlar için PKK-Kandil-İmralı ve BDP/HDP'nin Tayyip Erdoğan'dan söz aldıkları' söylenerek hem AK Parti tabanı gevşetilmeye çalışılacak hem de 'BDP/HDP'ye ve Çözüm Sürecine kuşku ile bakan muhafazakâr, milliyetçi ve laik unsurların aynı safta buluşmaları/konsolide edilmeleri sağlanacaktır'.

Peki muhalefet niçin böyle bir kampanya yapsın? Bu kampanyayı yapmak için ellerinde ne tür bir veri olabilir?

Araştırmalar göre seçmen, 'terörün tamamen biteceği şartı söylense dahi' Öcalan'ın serbest kalmasına veya hapis cezasının ev hapsine çevrilmesine %85'lere varan bir oranla karşı çıkıyor ve özerklik söylemlerini dillendiren BDP'nin politikalarını da %75 oranında beğenmiyor. Bu verilerin çok daha detaylarının vesayetçi oyun kurucuların elinde bulunduğundan kimsenin kuşkusu olmasın. Böyle bir tablodan hareketle ve yukarıda belirtilen kampanya ile önümüzdeki seçim sürecinde, Başbakan'ın sevilen karizmatik imgesini halk zihninde sıkıntılı bir imge olan Öcalan ve BDP/HDP-KCK gibi argümanlarla sürekli yan yana getirebilirler: Yani Erdoğan'nın imajını Öcalan ile çizme teşebbüslerine girebilirler.

Halkı ikna etmek için kullanılan 'dışsal' ve 'konsolide edici' BDP/HDP-KCK ile AK Partinin ortak hareket edecekleri iftirasının yanında ikinci bir taktik olarak da 'Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanı adayı olması durumunda Hükümeti de tasallutu altına almak suretiyle daha da diktatörleşeceği' iddiasından da faydalanabilirler. Böyle bir iftiradan beklenti ise, bu koalisyonun bir başka 'ayak'ı olan sokakların hareketlenmesi olabilir.

YOLSUZLUK KILIFLI YARGI DARBESİ

Herkesin bildiği bir gerçeği bir kez daha hatırlatmakta fayda var. 'AK Parti hükümetlerinin ülkede oluşturduğu güven ve istikrar ortamı, halka sunulan hizmet ve vesayetçi yapılarla gerçekleştirilen mücadelede elde edilen başarı gibi nedenlerden ötürü, AK Parti dışındaki partilerin iktidara gelmeleri orta vadede zor gözüküyor. Vesayetçi, işbirlikçi, derin ve taşeron güçlerin hüküm sürdükleri alanlar olabildiğince daral(tıl)dı'. Bu gerçeğin başka bir ifadesi ise, vesayetçi-gayri milli yapıların 'sandık' ile işbaşına gelmelerinin çok zor olduğudur. Bu nedenle 'sandık', bu yapı tarafından demokrasinin en önemli unsuru olmaktan çıkarılmaya, itibarsızlaştırmaya çalışılmaktadır. Seçimlerin (sandığın) iktidar olmanın tek meşru aracı olmadığı propagandasının yapılmasının amacı, meşru ve ahlaki olmayan yollarla iktidar olmanın araçlarına meşruiyet kazandırmaktır. Yani sokak eylemlerine, vandalizme, yolsuzluk ve rüşvet kılıflı yargı ve emniyet darbelerine haklılık kazandırmaktır. Bu yöntem, en etkili şekilde 'Cumhuriyet Mitingleriyle' denenmişti. Gezi Parkı eylemleriyle devam eden darbe girişimleri, 17 Aralık süreciyle tamamlanmak istendi. Fakat beklentiler bir kez daha gerçekleşmedi: Halkın tarihi ve siyasi tecrübelerden kaynaklı irfanı, vesayetçilerin iftiralarını boşa çıkarttı; halk kendi iradesinin üzerindeki vesayeti yani Demokrasinin üzerindeki 'Demoklesin Kılıçlarını' sandığa gömdü.

Darbeci yapının üçüncü bir taktik girişiminin ipuçlarını da son olarak Soma'da yaşanan üzücü olayı yine bu amaç için kullanmak istemelerinde gördük. İşin içerisine Alevi vatandaşlarımızı dahil etmek suretiyle veya algıyı 'Alevilere karşıtlık' biçiminde oluşturmak suretiyle özelde Alevilerle hükümeti, genelde ise Alevi-Sünni vatandaşları karşı karşıya getirmek istiyorlar. Kendi kişisel, kolektif ve küresel çıkarlarından başka hiçbir şeyi önemsemeyen ve bu amaç için de her türlü aracı ve ahlaksızlığı kullanmaktan çekinmeyen bu Yapı, çok daha vahim ve tehlikeli bir oyun oynayarak ve üstüne basa basa bu eylemlerin içerisinde Kürt vatandaşlarımızın da olduğunu duyurmaktadır. Alevi-Sünni çatışmasının yanına Türk-Kürt çatışmasını da eklemleyerek ikiyüzlü bir şekilde sürekli itham ettikleri kutuplaştırmaya yönelmektedirler. Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde 'Hem suçlu hem güçlü' edasıyla AK Partiyi de bu kutuplaşmanın tam da merkezinde göstermektedirler. Hem Çözüm Sürecini etkilemek ve hem de Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Hükümetin adayına karşı muhalefeti bir arada tutmak için ellerinden geldiğince bu algıyı güçlendirmeye çalışabilirler.

VESAYETÇİLER KAYBEDECEK

Bu eylem ve söylemleri, Cumhurbaşkanlığı seçimine son bir ay kala daha da arttırılabilir. Çünkü yapılan araştırmalarda, Türkiye'deki seçmenin yaklaşık %85'inin seçimle ilgili tercihlerini ve bu yöndeki kararlarını seçimlerden aylar önce verdiği tespit edilmiştir. Bütün fırtına, seçimlerde dengeleri değiştirebileceği düşünülen %15 bandına yöneliktir. Zira bu %15'lik seçmen kesimi kararını seçimlere bir ay kala vermektedir. Bu veriler de gösteriyor ki son bir ayda tekraren meşum yayınlar ve montaj, dublaj, kaset gibi fabrikasyon mahsulleri tekrar devreye sokulup manipülasyon süreci başlatılabilir.

Sonuç olarak; 30 Mart seçimleri öncesi yapılan bütün tezviratları, saldırıları ve gayri milli tutumları halkımız gördü ve tarihsel olgunluk ve basiretiyle durması gereken yerde durdu. Hükümete de 'Bize vaat ettiğin 2023 Hedefinde yanındayız, devam et' dedi. Tarihimizin en önemli olaylarından biri olan Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinde ne tür iftira, ajitasyon, manipülasyon ve spekülasyon olursa olsun Anadolu halkı, bin yıllık birlikte inşa edilen Anadolu medeniyet irfanının kazandırdığı ahlak; yüz yıllık tarihi ve siyasi tecrübelerinin kazandırdığı akıl; on iki yıllık AK Parti ve liderinin azim ve kararlılığının kazandırdığı demokratik erdem ve bilinç ile hakikatin hikmetinin hükmünü yine ve yeniden ilan edecek ve varlığını, tarihini ve geleceğini onda bulduğu İktidarı ve onun Liderini yalnız bırakmayacaktır. Halk, vesayetçilere 'gölge etmeyin başka ihsan istemem' diyerek 'en az üç ayak üzerine kurdukları çatılarını' başlarına yıkacak ve liderine de 'durmak yok, yola devam' diyerek 'başlarına taç' yapacaktır.

 
Meyvecilikte Uzundere farkı
 
Güllüce’den çevre için yol haritası
YORUMLAR
Toplam 12 yorum var, 10 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen 2 yorum var.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Misafir 6 Haziran 2014 Cuma 15:18

Damlarkaya ben misafirim. Aklının alamayacağı kadar vatanperver ve milliyetperverim. Ayrıca benim manevi dünyamı bilmiyorsun.Din düşmanları ile beni bir tutarak kol kola diyerek zan'da bulunuyorsun. Seni Cenab-ı Allah'a havale ediyorum. Unutma! Hakiki Dadaş, Kâzım Karabekir Paşa'ya düşman olanlara rey vermediği gibi, onlarla müzakere edenlerle de beraber olmaz.

Yorumu oyla      7      4  
Mökkemmmm 6 Haziran 2014 Cuma 08:56

CHP zinayı suç olmaktan çıkardı ! CHP domuzu kasaplık et statüsüne soktu ! CHP faiz bir dünya gerçeğidir dedi ! Uyumaya devam !

Yorumu oyla      8      6  
şamil 5 Haziran 2014 Perşembe 19:56

Mustafa bey ne iş yaptığınızı bilmem ama yazdıklarınızdan anlaşılıyorki milli görüş hazımsızlığınız var.Bu ülkede 40 yıl önce kurulan milli görüş hareketi asla CHP dümenine girmez.Milli görüş düşmanlığı yapan siizn gibi arkadaşlar tarih bilmez.Milli görüşten ayrılan özal amerikanın kuyruğuna takıldı bakın sonunda aynı devlet zehirledi.Saddam yıllarca amerikan dümen suyuna gitti bakın sonu ne oldu.şimid de savunduğun AK parti 10 yıldır amerikanın dümen suyundan gidiyor.amerika istedi diye vermdiği açmadığı askeri üst mü kaldı.Şimdi kalkmış ak partiyi överken milli görüşü yok saymanız ve chp destekçiliği ile suçlamanız hoş değil. Milli görüş son seçimde 1 milyon 200 bin oy aldı.İnşallah memleketin sigortası olarak görev yapıyor.Daha çok ak partiler kurulur ama milli görüş davası kıyamete kadar sürer.gençlik şu an milli görüşte.fetih programına bksaydınız stayuma geleceğin kimde olduğunu anlardınız.

Yorumu oyla      6      4  
Nefret saçan bir ağız daha 5 Haziran 2014 Perşembe 11:30

" Din düşmanı", " Camileri ahır yapan" " Kuran düşmanı" vs vs Acaba dedim " DÜŞMANA İHTİYAÇ VAR MI?" böyle nefretle dolu olanlar varken. Nerdeyse " Haydi silahını al gel" aşamasına geçilecek. Allah izan versin, islah eylesin İnşAllah

Yorumu oyla      7      4  
Mustafa Damlarkaya-c 5 Haziran 2014 Perşembe 10:16

hem de kalkıp Dadaşlıktan bahsedin.Siz yerinizi biliniz.Biz vatanseverlerle birlikteyiz ve iki yüzlü değiliz.Erzurum'da kendi partisine,Ağrı'da BDP'ye oy verenler iki yüzlüdürler.Siz önce kendinizi sorgulayıp sonra dışarıya bakınız.Biraz akıllı olunuz.Onun içindir ki bu aziz millet sizi,hep muhalefete mahkum etmiştir. Kimliğinizi kaybettiniz,çöktünüz. Çok yazık chp'nin oyuncağı olmuşsunuz.Aldığınız üç beş belediye de bu ittifakın sonucudur.AK Parti düşmanlığı sizleri işte böyle yerlerde süründürüyor.Siz AK Parti'ye düşman oldukça bu aziz millet de sizi muhalefete mahkum ediyor.Kendinizi sorgulasanız iyi edersiniz.

Yorumu oyla      6      7  
Mustafa Damlarkaya-b 5 Haziran 2014 Perşembe 10:08

edebiyat değil,gerçeğin taa kendisidir.Özal'ın partisi gibi siz oldunuz.İnşâAllah, AK Parti,2023,2035 ve daha sonraki dönemlerde de yine olacak.Asıl tabela partisi siz olmuşsunuz.Dava diyorsunuz.Hangi dava?Din düşmanlarıyla aynı safta yer alıp onlara hizmet eden,onları yönetime taşıyan,Ebu Cehil vari bir dava, hiç Müslümanın davası olur mu? Hani yıllardır oyunuz,2.5,3 bandında seyrediyor. Bunu da din düşmanlarına kullanıyorsunuz. Bırakın bı davayı da Allah'tan korkun.Siz şu anda,81 ilin 3'te ikisinde yoksunuz. İlçelerde sadece tabelanız var. Misafir arkadaş,AK Parti'ye verilen oy ve AK Parti'ye olan teveccüh bunu gösteriyor.Bİz AK Parti'ye gönül vermiş 220 bin Dadaştan bahsediyoruz.Diğer partilerin de belki yarısı AK Parti'yi seviyor ve takdir ediyor. Niye Dadaşlık sizin tekelinizde mi ki? AK Partililer gerçek ve hakiki Dadaştır.Dadaş, bu mübarek dine düşman olanlarla kol kola değildir.Dadaş,Kâzım Karabekir Pâşâ'ya düşman olanlara oy vermez.Hem tarihe düşman olanlara oy verin

Yorumu oyla      6      8  
Mustafa Damlarkaya-a 5 Haziran 2014 Perşembe 09:44

Efe arkadaş,nasıl yok ki Yalova'da SP sıfır çekti.Hani 30 Mart seçimlerindeki oyunuz? Bakınız Muharrem İnce dahi, yaptığı açıklamada"tüm muhalefet bize oy verdi"dedi. Size ve bu ülkedeki tüm Müslümanlara en büyük darbeyi vuran,bu CHP zihniyetine siz nasıl oy verirsiniz? Bu millet bunları ebedi muhalefete mahkum etmiş ve bunlara yönetim vermemiş iken siz bu Allah,Peygamber,Kur'ân düşmanı,başörtülü öğrencilere yıllarca zulümler yapan,İmam-Hatipleri kapatan,din ile ilgili her şeye düşman kesilen, Camileri ahır yapan, bu şeddeli din düşmanlarıyla neden kol kolasınız ve onları yönetime taşıdınız? Sizin genel başkanınız o kır saçlı,ahı gitmiş vahi kalmış zevat, seçimlerde bu din düşmanlarının TV'lerini gezip AK Parti'ye söylemediğini bırakmadı, ama bu din düşmanlarına tek bir kelime bile etmedi, üstelik de onları öve çve göklere çıkardı.Unutmayınız ki siz bu hareketinizle gökleri ve yeri inlettiniz.Siz Peygamberimizin o mübarek yolunda değil,kır saçlıların yolundasınız.Bu yazdığımız

Yorumu oyla      6      9  
efe 4 Haziran 2014 Çarşamba 22:22

Mustafa damlarkaya hoca edebiyat yapmış.Ama SP'nin CHP ile hiç bir işi olmadığını kendi de bilir.SP 40 yıldır var.hep bir dava için çalıştı.bu günde aynı.CHP ile SP yi yanyana koymnaızdan dolyı teesüflerimi bildiriyorum.SP nere CHP nire be hoca..Ak partide geçici.bak özalın partisinin amblemini bile hatırlamaz millet.ama milli görüş bri davadır.kıyamete kadar sürer inş.ak partide çok değerli dostlar var onlarda aslına döner sen merak etme hoca..bak paralelcilerden kurtuldular şimdi dönüş maziye inş.

Yorumu oyla      8      4  
Misafir 4 Haziran 2014 Çarşamba 15:43

Damlarkaya, sen Erzurum'da bir dadaşlar derneği mi kurdun? Dadaşlar birilerini hem de can-ı gönülden tebrik edip, desteklediklerini senin kulağına mı söylediler? Sen kimsin dadaşlar ile ilgili genel değerlendirme yapıyorsun? Dadaşlıkla başka şeyi karıştırma. Yerini bil. Vatanseverlerle işine geldiğinde seviyor görünenleri karıştırma.

Yorumu oyla      9      4  
Mustafa Damlarkaya-3 4 Haziran 2014 Çarşamba 10:40

yakalanmadı.Neden bağımsız mahkemenin idam emrini uygulamadılar ? Devleti idare etmek başka bir şeydir.Bu, dışarıdan gazel okumaya benzemez.Gerek AK Parti gerekse Sayın Başbakanımız,hem vatansever hem vatan perverdir. Sayın Milletvekilim, bu güzel ve anlamlı yazınızla hem gerçekleri bir daha bu vesayetçilere hatırlattınız hem de bu aziz milletin gönlüne gül suyu serptiniz. Hele bu güzel yazınızın sonuç paragrafı çok çok önemli, anlamlı ve manidardır. Bu güzel sözlere ancak şapka çıkartılır. Sayın Milletvekilim, size çok çok teşekkür ediyoruz. Allah ömrünüzü uzun etsin, canınıza sağlık versin. Dadaşlar sizleri canı gönülden tebrik edip destekliyorlar. Allah’ın yardımı ve inayeti üzerinize olsun. Allah’a emanet olunuz. Âmin, Âmin !.. Saygılarımla

Yorumu oyla      8      10  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Sekmen hayalindeki Erzurum’u anlattı
Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, Çay TV’nin muhabiri ...
Yılmaz, protestocu esnafla görüştü
AK Parti Erzurum Milletvekili Adnan Yılmaz, halk otobüsü işletmecilerinin ...
Milletvekili Çığlık’a ödül
Törende, aralarında Parlamentolararası Birlik Grubu Türk Grubu Başkanı ...
 
Ankara-Erzurum hattında hizmet seferi
Sekmen, milletvekillerinin desteğiyle Ankara-Erzurum hattı arasında memlekete ...
Yavilioğlu belediye çalışmalarını değerlendirdi
AK Parti Erzurum Milletvekili Cengiz Yavilioğlu, Yakutiye Belediye Başkanı ...
Büyükşehir payında yüzde 200'lük artış
DİLEK BAYRAK-Maliye Bakanlığı 2014 Yılı Aylık İller Bankası Ve Büyükşehir ...
 
AK Parti'de 6 ilçe yönetimi istifa etti
AK Parti Tekman, Karayazı, Karaçoban, Hınıs, Aziziye ve Olur ilçe yönetimleri istifa etti.
Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü'ne atama yapıldı
Erzurum Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü'ne Sedat Abdulhakimoğulları atandı.
Ozanlardan sazlı sözlükültür merkezi talebi
Bu arada Başkan Sekmen'den isteklerini saz çalıp şiir söyleyerek dile ...
 
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurumspor’un Yeni Sezon Önceliği:

a. Ligde kalmak
b. Playoffa kalmak
c. İlk iki için mücadele


Sonuçları göster Anket arşivi
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeKünye FacebookFacebook TwitterTwitter Günün HaberleriGünün Haberleri