Tebriz, bir tarih otağı...Tebriz ortak bir imanın durağı..Tebriz, bir mana yüksekliğinin ifadesi..Erzurum o yüzden Tebriz ve Tebriz o sebeple Erzurum…
Nefi üsluplu Şehriyar hayat tarzı, hayata bakış açısı, olaylara yaklaşımı ve tarih vizyonuyla Erzurumlu Reyhani’nin Tebriz’deki yankısı..
Ya da Reyhani Şehriyar’ın Erzurum’daki sesi..
Heyder Baba’yı okur ve düşünürken, Şehriyar’la Tebriz’i yaşarken Reyhani’yi de rahmetle anıyoruz..
‘Heyder Baba, Nene Kızın gözleri,
Rakşende’nin şirin-şirin sözleri,
Türki dedim, okusunlar özleri,
Bilsinler ki, adam geder ad kalar,
Yahşı-pisden ağızda bir dad kalar’
diyen Şehriyar bu duygularımıza tercüman oluyor.
Şehriyar’ın ifadelerinde, adeta Erzurum’u, adeta Palandöken’i hissediyoruz..
Diyor ya Şehriyar:
‘Yaz kabağı gün güneyi döyende,
Kend uşağı kar güllesin sövende,
Kürekçiler dağda kürek züvende,
Menim ruhum ele bilin ordadır,
Kehlik kimi batıb kalıb, kardadır.’
Kar bu ortak iklimin rengi..Kar Erzurum’un, Tebriz’in, Palandöken’in Heyder Baba’nın müşterek motifi..Kar her iki şehrin tarihi manalarının remzi.. Beyaz ve temiz.. Beyaz ve lekesiz..
Tebriz bir feza ve Tebriz bir Ufuk.. Tıpkı Erzurum gibi..Maziyle halin, bir başka deyişle dünle bugünün buluştuğu bir atmosfer..
Şehriyar’ın ifadesiyle:
‘Heyder Baba, karlı dağlar aşanda,
Gece kervan yolun aşıb çaşanda,
Men hardasam, Tehran’da, ya Kâşan’da,
Uzaklardan gözüm seçer onları,
Hayâl gelib, aşıb keçer onları. ‘
‘Men senin tek dağa saldım nefesi,
Sen de kaytar, göylere sal bu sesi,
Baykuşun da dar olmasın kefesi,
Burda bir şîr darda kalıb bağırır,
Mürüvvetsiz insanları çağırır. ‘
****
Tebriz’de tarifsiz bir muhabbetle karşılanıyoruz..Ev sahiplerinin yüzleri de görül gözleri de gülüyor..Bir sevda halesine alınıyoruz…İlk durağımız Tebriz Büyükşehir Belediyesi…
Belediye meclis salonunda Erzurum ve Tebriz heyeti kucaklaşmasının ardından iki şehir arasındaki ilişkiler masaya yatırılıyor…Eğitim, sağlık, ekonomi, Kültür ve Turizm’de iki kardeş şehir nasıl birbirinden faydalanır bunlar tartışılıyor.
Tebriz Belediyesi’ndeki bu toplantının ardından belediye binası önünde bir hatıra fotoğrafı çektiriyoruz, akabinde Tebriz sokaklarında otobüsle tarih turu yapıyoruz.
Sırasıyla üç evden oluşturulmuş mimari fakültesi, daha önce bir şahsın evi olan şimdi müze olarak kullanılan ölçme ve tartma müzesi, Şehriyar’ın evi, sabahtan öğlene kadar sığdırmaya çalıştığımız mekanlar oluyor. Akabinde Maksudiye Camii’nde öğlen namazı kılıyor ve Saibi Tebriz Bahçesi’nde verilen yemeğe katılıyoruz.Aklımızda hep Şehriyar’ın müzeye çevrilmiş evindeki atmosfer var..Bir büyük şark dehasına mekanlık etmiş ev, ruhumuzda derin tesirler bırakıyor..
Onun Heyder Baba’da seslendirdiği:
‘Hoşgenâb’ı yaman güne kim salıb?
Seyyidlerden kim kırılıb, kim kalıb?
Amir Gafar dam daşını kim alıb?
Bulak gene gelib gölü doldurur,
Ya kuruyub, bahçaları soldurur. ‘
Mısraları yankılanıyor zihnimizde..
Rahmet ve şükranla anıyoruz Şehriyar’ı..Kalbi bir hürmet ve muhabbetle..
Tebriz çarşı, sokak mimarisiyle Erzurum’u andırıyor..Kanal 25’ten Naci Ergen’le beraber Tebriz çarşısında dolaşıyoruz.Esnafın Türklere gösterdiği sıcak ilgi görülmeye değer.. Hepimizle dakikalarca ilgileniyor, hatırımızı sual edip, ikramda bulunmak için yarışıyorlar.
Tarihi İpek Yolu’nu yaşıyoruz Tebriz’de..Tebriz çarşılarında kelimenin tam manasıyla muhabbet alınıp, muhabbet satılıyor..Bir ticaret neşesi yankılanıyor dükkanlardan..
Yüksek bir ritim var ticaret sektöründe, kaliteli bir ahenk..
Aklıma Erzurum’daki Tebrizkapı çarşısı geliyor..Keşke bu ahengi oraya da aksettirebilsek diye düşünüyorum.
Ve bir esef yayılıyor yüreğime..
Bizim Tebrizkapı Çarşısımızda, Tebriz’in sadece adının olmasına üzülüyorum..Niçin Tebrizkapı’da bu tarihi şehrin tanıtımına yönelik bir ibare, bir tabela yok, diye aklımdan geçiriyor, üzülüyorum..
Çocuklarımız, gençlerimiz bizim ecdadımızdan aldığımız Tebriz-Erzurum kardeşliğinin ifadesi olan ortak muhabbetten nasipsiz kalacaklar diye endişeleniyorum..
Aklıma yine Şehriyar’dan bir dörtlük geliyor..
‘Menim atam süfreli bir kişiydi,
El elinden tutmak onun işiydi,
Gözellerin âhire kalmışıydı,
Ondan sonra dönergeler döndüler,
Mehebbetin çırağları söndüler. ‘
Tebriz’de ikinci gün Erzurum Büyükşehir Belediyesi’ne tahsis edilen dükkanların anahtar teslim törenine katılıyoruz.Sonra bir Tebriz akşamını ruhumuzda teneffüs edip, ‘Erzurum Tebriz Ses Verdi’ kültür gecesine katılıyoruz.
Doğu Azerbaycan Valisi Ali Rıza Beygi, Tebriz Belediye Başkanı Ali Rıza Novin’in de hazır bulundukları gecede Türkiye’den Grup Dergah, Tebriz’den Azeri müzik grubu katılımcılara unutulmaz bir gece yaşatıyor. Grup Dergah’ın seslendirdiği “Kerbela” isimli ilahide gözyaşları sel oluyor.
Ruhlarımız Kerbela acısında birleşiyor..Ruhlarımız Kerbela için ağlıyor..Tebriz’e bir gönül sancısıyla veda ediyoruz sonra..Bizi orada yürekleriyle ağırlayan dostlarımızla vedalaşıyoruz.. Biliyoruz ki sadece mesafeler ayıracak Erzurum’la Tebriz’i..
Ama yürekler hep aynı ortak ritim ve hep aynı sevdayla atacak..Dudaklarımızdan Şehriyar’ın mısraları dökülecek:
‘Heyder Baba, bulakların yarpızı,
Bostanların gülbeseri, karpızı,
Çerçilerin ağ nebatı sakkızı,
İndi de var damağımda, dad verer,
İtgin geden günlerimden yad verer. ‘
Ve Palandöken Heyder Baba olmayı sürdürecek..
Ve Erzurum bu sevdaya hep mekanlık edecek…