İş Sağlığı ve İş Güvenliği Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Yaşar Totik, iş sağlığı ve güvenliği kanunu ile birlikte çalışanlara ve işverenlere yol gösterilerek, ülke genelinde büyük bir farkındalığın oluşturulduğuna dikkat çekti.
Yapılan çalışmalar ve faaliyetlerle batıda ki üniversitelere dahi örnek olduklarını kaydeden Totik, Türkiye’nin ölümcül iş kazaları bakımından dünyada 6. sırada ve Avrupa’da ilk sıralarda olduğunun altını çizerek İş Sağlığı ve Güvenliği kanunuyla birlikte bu sayının önümüzdeki yıllarda düşeceğine değindi.
EN AKTİF BİRİM İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KOORDİNATÖRLÜĞÜ
İş Sağlığı ve Güvenliği hususunda iki merkezin olduğuna değinen Prof. Dr. Yaşar Totik, en aktif çalışılan yerin ise İş Sağlığı ve Güvenliği Koordinatörlüğü olduğunu belirterek, “ Atatürk Üniversitesinin iş sağlığı ve güvenliği uygulamaları hususunda iki tane merkezimiz var. Biri İş Sağlığı ve Uygulama ve Araştırma Merkez Müdürlüğü diğeri ise İş Sağlığı ve Güvenliği Koordinatörlüğü. Araştırma merkez müdürlüğümüz geçmiş yıllarda sadece bu İSG birimlerinde ya da kurumlarında çalışacak olan uzmanlar için gerekli olan kursları verdi. Şuana kadar ki dönemi de kapsıyor tabi. Bizim şuan ki asıl görev yaptığımız yer koordinatörlük. Atatürk Üniversitesinin iş sağlığı ve güvenliği koordinatörlüğü. Çalışmalarımızı burada aktif olarak sürdürüyoruz. Bildiğiniz gibi bu kurumumuz 2012 yılında kurularak faaliyete geçmiş. Amacı ise iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili diğer birimlerle bir işbirliği yaparak iş sağlığı ve güvenliği noktasında araştırma, bilgilendirme ve uygulamalar yapmak. İş sağlığı ve iş güvenliği uzmanlarının yetiştirilmesiyle ilgili sertifika programları hazırlayarak eğitim vermek, üniversite içinde ve dışında ilgili platformlarda iş güvenliği sorunlarıyla ilgili faaliyetlerde bulunmak için merkez müdürlüğümüz kurulmuş” dedi.
FAALİYETLER ATASEM ÜZERİNDEN YÜRÜTÜLÜYOR
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulama ve Araştırma Merkezi bünyesinde 2012-2014 yılları arasında 550 kişiye kurs verdiklerini ve son olarak yaptıkları çalışmalarda ise 97 kişiye kurs verdiklerini belirten Totik, “Şuana kadar iş sağlığı ve güvenliği uygulama ve Araştırma merkezimiz yaklaşık olarak 2012-2014 yılları arasında 550 kursiyere C sınıfı İş Sağlığı ve Güvenliği belgesi alabilmek için kurs verdi. Tabi 2014 yılından sonra bu faaliyetler ATASEM üzerinden yürütülüyor. Şu geçtiğimiz iki ay içerisinde yaptığımız en son kurslarımızda ise 100’e yakın kursiyere C sınıfı iş güvenliği uzmanlık belgesi alabilmeleri için yaklaşık olarak 220 saatlik bir kurs verdik. Kursiyerlerimizin önemli bir bölümü yani 97 kişi kursu başarıyla tamamlayarak sınava girmeye hak kazandılar. Şuan en aktif çalışan birimimiz ise İş Sağlığı ve Güvenliği Birim Koordinatörlüğü. Burası da 2013 yılında faaliyetlerine başladı. Amacı ise şu; üniversitemizde iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili yasal mevzuattaki gerekliliklerin yerine getirilmesi, hazırlıkları yapılması ve birimler arası koordinasyonun sağlanması. Bu amaçla faaliyetlerini sürdürmekte. 1 Ocak 2017 tarihi itibariyle de şuanda üniversitemiz akademik, idari personelleri arasından belirlenen farklı sınıflarda uzmanlık ve iş yeri hekim belgelerine sahip 5 iş yeri hekimi , 17 iş güvenliği uzmanı ve 1 birim memuru olarak görevlerimizi yerine getirmekteyiz. Bunların hepsi tabi kısmi zamanlı çalışmakta” diye konuştu.
FAKÜLTELERİN ÇOĞUNLUĞU AZ TEHLİKELİ
Üniversite kapsamında tüm fakültelerin, tüm birimlerin iş yeri tehlike sınıflar tebliğlerine göre çok tehlikeli, az tehlikeli ve tehlikeli olarak sınıflandırıldıklarına vurgu yapan Totik, “Üniversitede ki bütün birimlerimiz iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin iş yeri tehlike sınıflar tebliğlerine göre çok tehlikeli, az tehlikeli ve tehlikeli birimlerimiz var. Çok tehlikeli, az tehlikeli ya da tehlikeli birimlerde ki çalışma yerlerinde farklı olarak a sınıfı, b sınıfı ve sınıfı uzmanlarımız kısmi zamanlı olarak görevlendirildi. Bunların burada çalışma amaçları ise şöyle; üniversitemizde genel olarak fakültelerin çoğunluğu az tehlikeli. Diş Hekimliği, Veteriner Fakültesi, Doğu Anadolu Yüksek Teknoloji ve Araştırma Merkezi (DAYTAM) tehlikeli sınıfta. Birde üniversite hastanemiz var oda çok tehlikeli sınıfta. Toplamda 17 tane uzmanımız ile birlikte 5 iş yeri hekimi ile bu birimlerde görevlerini kısmi zamanlı olarak yürütmekte” şeklinde konuştu.
İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNUNA GÖRE DÜZENLEME
İş Sağlığı ve Güvenliği kanunu ile tüm iş yerlerinde sağlık ve güvenlik şartlarının iyileştirilmesi, çalışan ve işverenlerin hak ve hükümlülüklerini n düzenlenmesinin esas alındığını paylaşan Totik, “Bildiğiniz gibi 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği kanunuyla birlikte iş yerlerinde iş sağlığı ve güvenliğin sağlanması, mevcut sağlık ve güvenlik şartlarının iyileştirilmesi için işveren ve çalışanların görev, yetki, sorumluluk, hak ve hükümlülükleri düzenlenmekte. Bu kanuna göre, bu kanunun bütün gerektirdiği ortamlarda gerek çalışanlara yönelik, gerek çalışma ortamlarında düzenlemeler yaparak her ay uzmanlarımız bize faaliyetlerini, yapmış olduğu iyileştirmeleri, kanunun doğrultusunda yapılması gereken risk analizlerini raporlar halinde bildiriyor. Bizde bunları aylık rapor birimimizde değerlendiriyoruz, ilgili yönetici hocalarımız, rektörlük üst yönetimi gerekli olan düzenlemeleri almak için azami gayretler göstermekte. Bu konuda da rektörlük bizlere aşırı derecede destek vermekte” dedi.
BATIDA Kİ ÜNİVERSİTELERE ÖRNEK POZİSYONDAYIZ
İş Sağlığı ve Güvenliği konusunda batıda ki üniversitelere örnek pozisyonda olduklarının dikkatle altını çizen Totik, bu bağlamda farklı üniversitelere bir tür danışmanlık yaptıklarını belirtti.
Rektörlük üst yönetiminin iş sağlığı ve güvenliği konusunda özellikle destek verdiğini ve yol gösterici olduğunu söyleyen Totik, sözlerini şöyle sürdürdü; “Özellikle üst yönetim, rektörlük üniversitemizde alınması gereken İSG güvenliği konusunda alınması gereken tedbirler için son derece önümüzü açmakta ve bu konuda da Atatürk Üniversitesi şuanda iş sağlığı ve güvenliği konusunda bütün çevrede ki hatta batıda ki üniversitelere dahi örnek olma pozisyonundadır. Diğer üniversiteler daha bizim düzeyimize ulaşamadı daha. Daha yeni kurulma aşamasında oldukları için yönetim aşamanız nasıl, hangi eğitimleri veriyorsunuz, hangi çalışmaları yapıyorsunuz, görevlendirilmeleriniz nasıl bu tür konularda bizle onlara danışmalık yapıyoruz. Çünkü diğer üniversiteler de şuanda bizi arayıp İSG konusunda yapmış olduğumuz çalışmalar, vermiş olduğumuz eğitimler hakkında ki izlediğimiz yol haritaları hakkında bizlerden bilgi temin etmeye çalışıyorlar. Bizlerde elimizden geldiğince yardım etmeye çalışıyoruz elbette ki”.
İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU ÜLKEDE BÜYÜK FARKINDALIK YARATTI
İş Sağlığı ve Güvenliği kanunu ile ülkede önemli adımlar atıldığını ve bu sayede büyük bir farkındalık yaratıldığına değinen Totik, Türkiye’nin ölümcül iş kazaları bakımından dünyada 6. Sırada, Avrupa’da ise ilk sıralarda olduğunu belitti.
Bu kanun ile birlikte gelecek yıllarda bu oranların daha da azalacağını ifade eden Totik, “ 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği kanunu kamu ve bütün özel iş yerlerini kapsıyor. Dolayısıyla özellikle bu kanun yürürlüğe girdiğinden itibaren aktif bir şekilde çalıştı ve bu sayede ülkemizde önemli adımlar atılarak, mesafeler kat edildi. Şuana kadar iş sağlığı ve güvenliği konusunda kimsede herhangi bir bilgi veya deneyim yoktu. Ama geçtiğimiz 4 yıl içerisinde ülke genelinde önemli bir farkındalık oluştu. Çalışanından, işverenine iş sağlığı ve güvenliği konusunda yapılan üst düzeyde bilgilendirmelerle farkındalık yaratıldı. Artık herkes bir iş kurarken, herhangi bir teçhizat alırken, ya da en basitinden bir onarım yaparken iş sağlığı ve güvenliği konusunu öne alıp ondan sonra diğer tedbirleri almaya başlıyor. Bu da önemli bir gelişmedir, farkındalıktır hem ülkemiz için, hem de birimlerimiz, kurumlarımız için. Çünkü bu sayede önemli kayıpların önüne geçilerek daha aza indirgenmesi sağlandı. Geçtiğimiz yıllar içerisinde Türkiye iş sağlığı ve güvenliği konusunda özellikle ölümcül iş kazaları bakımından dünyada 6. Sırada, Avrupa’da ise ilk sıralardaydı. İş Sağlığı ve Güvenliği kanunun ortaya koyulmasından sonra artık bu oran gittikçe azalmaya başladı. Önümüzde ki yıllar içerisinde zannedersem bu değerler daha da aşağı inerek Avrupa standartlarına ulaşacaktır” ifadelerine yer verdi.
AKADEMİK VE İDARİ PERSONELE BİLGİLENDİRME
Üniversite genelinde tüm fakülte ve birimlerde idari ve akademik personellere bilgilendirme toplantıları yaptıklarını belirten Totik, “Biz koordinatörlük olarak özellikle üniversite bünyesinde genel olarak tüm fakülteleri, tüm birimleri ayrı ayrı toplayarak genel bilgilendirme toplantıları yapıyoruz. Burada ki hem idari, hem akademik personele yapılacak çalışmalar hakkında genel bilgiler veriyoruz. Bunun amacı şu, kanunun getirmiş olduğu zorunluluklarla personelde farkındalık oluşturmak. Genel personelin dışında yöneticileri de ayrıca bilgilendiriyoruz. Üniversite bünyesinde yine yıllık çalışma ve eğitim planları hazırlıyoruz. Her bir uzmanımız ilgili birim ya da fakülteyle ilgili çalışmalar hazırlıyor. En önemli çalışmalarımızdan bir tanesi de her birim, her bir kurum için risk değerlendirme çalışmaları yapıyoruz. Yönetmeliklere göre çalıştığımız ortamda tehlikeler nelerdir, riskler nelerdir bunları tespit ediyoruz. Tespit sonuçlarına göre de analizler yapıyoruz. Risk değerlendirmelerini yaptıktan sonra bununla ilgili bir form hazırlıyoruz, bu formu da ilgili birimin idarecisine, yöneticisine veriyoruz. Duruma göre risklerin ortadan kaldırılması sağlanıyor bu şekilde. Bunların dışında da her bir bina için acil durum krokileri, acil eylem planları oluşturuyoruz. Kontrollerini sağlıyoruz. Her bir çalışan için gerekli olan sağlık raporlarını ve sağlık gözetimlerini yapıyoruz.” diye belirtti.