ERZURUM(GHA) – Erzurum ve Pasinler ovalarında yapılan toprak ve yaprak analizleri, tarım topraklarının büyük bir kısmında bitkiye yarayışlı olan Bor düzeyinin yetersiz olduğunu ortaya koydu.
Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nesrin Yıldız, Pasinler ve Erzurum ovalarında bir süredir yürüttüğü toprak ve yaprak analizleriyle ilgili olarak bilgiler verdi. Analizlerden elde edilen sonuçların, Erzurum’da tarımsal faaliyetlerin yoğun olarak yürütüldüğü Erzurum ve Pasinler ovalarının Bor elementi açısından yeterlilik sınırının altında olduğunu ortaya koyduğunu anlatan Yıldız, bunun nedenlerini de sıraladı.
Geleneksel ve organik tarımın temel dayanağının gübre olduğunu, gübresiz tarımın ise, düşünülemeyeceğinin altını çizen Yıldız, “Ancak birim gübreden çevreye zarar vermeden en yüksek ürün alınması, günümüzde tarımın en önemli sorunlarından biri olmuştur. Son yıllarda gübre uygulamalarının toprak ve yaprak analizlerine dayanılarak yapılması, AB uyum programı çerçevesinde yürürlüğe giren yönetmeliklerle ülkemizde zorunlu hale getirilmiştir. Son yıllarda yapılan çalışmalarda, dünya ve Türkiye topraklarında demir, bakır, çinko, bor ve molibden gibi mikro besin elementleriyle ilgili yaygın beslenme problemlerinin olduğu ortaya konulmuştur. Mikrobesin elementleri arasında Bor noksanlığı ve toksisitesi belirtileri bitkilerde en yaygın olarak görülen hastalıkların başında gelmektedir.” diye konuştu.
BOR EKSİKLİĞİNİN NEDENLERİ
Erzurum ve Pasinler ovasını temsilen seçilen farklı özelliklere sahip tarım topraklarında ve bitkilerde yaptıkları toprak ve yaprak analizler sonucunda, tarım topraklarının büyük bir kısmında bitkiye yarayışlı Bor düzeyinin yeterlilik sınırının altında çıktığını anlatan Yıldız, bunun temel nedenlerinin; toprakların pH’sının yüksek, kireç itibariyle de zengin olması, organik madde içeriğinin düşük olması, yetiştirilen bitkinin isteklerinin iyi bilinmemesi, iklim koşulları ve yetiştirme tekniklerinde yapılan hatalar olduğunu kaydetti.
Yıldız, “Bu nedenle bitkilere en azından Bor gübrelemesinin yaprağa uygulanması bile yararlı olacaktır. Çünkü bitkiler için gerekli besin elementleri arasında B en az düzeyde ihtiyaç duyulup, 1 ppm yeterli 4 ppm toksik edebilecek bir elementtir. Buradan anlaşılıyor ki; Bor gübrelemesinde dozun ayarlanması da son drece önemlidir.” dedi. Borun, yeterlilik ve zehirlilik aralığı son derece dar bir element olduğunu kaydeden Nesrin Yıldız, “Bu kadar az gerekli bir gübre uygulanmasa olmaz mı şeklinde bir soru akla gelebilir. Ancak bitkilere çok fazla miktarda gereken bir gübre nasıl ki bitkinin yaşam döngüsünde önemli fonksiyonlara sahipse, aynen Bor da az gerekmesine rağmen; bitkilerin hastalık ve zararlılara direnç ve toleransında gereklidir.
Sürgün gelişmesi gecikme veya anormalleşme, kök ve gövdede çürüme kararma ve ölümler görülür. Gövde ve saplar kırılgandır. Genç yapraklar kalın ve kıvrıktır. Çiçek ve meyve oluşumu sınırlanmakta veya durmaktadır. Sebze ve meyvelerde iç (öz) çürümeleri tipik bor noksanlığı belirtileridir.” şeklinde konuştu.
Borun toprağa ya da yaprak gübrelemesi yoluyla yaprağa uygulanması için, borak ve sodyum tetraboratın da dahil olduğu değişik sodyum boratların kullanılabileceğini anlatan Nesrin Yıldız, “Yaprak gübrelemesinde borik asitte kullanılabilir. Uygulanacak B miktarı, bitkinin gereksinimine ve B zehirliliğine duyarlılığına bağlı olarak bağlı olarak, 0.3 ile 3 kg/ ha arasında değişir. Bor noksanlığı ve zehirliliği aralığının dar oluşu, bor gübrelemesinde özel bir dikkat gerekir.” dedi.