Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Fahri Yavuz, Erzurum tarım sektörünün analizini yaptı. Yavuz, “Bizde en büyük sorun işletmeler küçük, piyasaya yönelik üretim yapma konusunda yeterli bir büyüklükte değiller. Bu da ekonomik anlamda üretimin ve hayvancılığın gelişmesini önemli ölçüde olumsuz olarak etkiliyor” dedi
Piyasaya yönelik üretim yapma konusunda yeterli bir büyüklüğe sahip olmayan işletmelerin, bölgedeki en büyük sorunlardan biri olduğuna dikkat çeken Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Fahri Yavuz, bu durumun ekonomik anlamda üretimin ve hayvancılığın gelişmesini olumsuz olarak etkilediğini kaydetti. Yavuz, hem çiftçinin yüksek gelir elde etmesi, hem de tüketicinin daha düşük fiyattan gıda maddelerini temin etmesi için üretici ile tüketici arasında ki aracıların azaltılması gerektiğini vurguladı.
TARIM EKONOMİSİ BÖLÜMÜNÜN EĞİTİM FAALİYETLERİ
Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü’nün eğitim çalışmalarına ve faaliyetlerine değinen Yavuz, “Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü üniversitenin 1957’de kurulması ile eğitim-öğretim hayatına başlamıştır. Bu senen biz 56’ncı mezunlarımızı veriyoruz. Üniversitenin en eski fakültesi içinde, en eski bölümüz. Dolayısıyla Türkiye’de çoğu bölüme nasip olmayacak bir geçmişimiz var. Bölümümüzün adından da anlaşıldığı üzere tarımın ekonomik yönü ile ilgileniyoruz. Günümüzde de gittikçe tarımın problemleri teknik olmaktan ziyade, ekonomik problemleri artıyor. Teknikten kastımız sulama, budama, hayvan yetiştirme, hasat, ekim, dikim, gübreleme gibi işlerdir. Bunlar fen bilimlerinde olduğu için çözümü nettir, teknolojiyi alırsınız uygularsınız. Ama bizim alanımız işin ekonomisi. Örnek verecek olursam, pazarlama problemi, tarım politikaları, işletmelerin organizasyon problemi, tarımsal finansman, tarım piyasaları gibi konular ile ilgileniyoruz. Tarımın ekonomik problemleri artınca, bizim bölümün önemi de bu anlamda bahsettiğim konuların çözümüne yönelik olarak artmaktadır. Mesele bizde hayvancılıkta kooperatifler, örgütler çok yaygın değildir, olsa da etkin değiller. Dolayısıyla bunları nasıl yaygın-etkin hale getirebiliriz bununla ilgili olarak eğitim çalışmaları yürütüyoruz. Örneğin hükümet politikaları ile devlet tarımda var olan sorunu gidermek için destekler ile müdahale eder. Bu desteklerin olduğu, nasıl yapılandırıldığı, uygulamada ne gibi problemler var, hangi alanlarda ne kadar, ne süre ile destek verilmesi, gerekir gibi konular ele alıyoruz” ifadelerine yer verdi.
İŞLETMELER KÜÇÜK, ÜRETİM YAPMAK İÇİN YETERLİ DEĞİL
Bölgede ki en büyük sorunlarından birinin işletmelerin piyasaya yönelik üretim yapma konusunda yeterli bir büyüklükte olmadığını söyleyen Yavuz, “Bizde en büyük sorun işletmeler küçük, piyasaya yönelik üretim yapma konusunda yeterli bir büyüklükte değiller. Bu da ekonomik anlamda üretimin ve hayvancılığın gelişmesini önemli ölçüde olumsuz olarak etkiliyor. Örneğin hep duyduğumuz, söylediğimiz şöyle bir şey var, domates tarlada2 lira, biz 7 liraya alıyoruz. Aradaki 5 lira nereye gidiyor? İşte bu pazarlama marjı dediğimiz üretici ile tüketici arasında ki aracıların azaltılması önemli bir konudur. Hem çiftçinin yüksek gelir elde etmesi, hem de tüketicinin daha düşük fiyattan gıda maddelerini temin etmesi açısından. Bizim konuştuğumuz tarımla ilgili problemlerin çoğu tarımın ekonomik yönü ile alakalıdır. Dolayısıyla tarım ekonomisi bu anlamda önemli ve önümüzde ki dönemlerde de bu önemini muhafaza edecektir. Tabi böyle olunca Tarım Ekonomisi Bölümünün verdiği eğitim ile mezun ettiği öğrenciler piyasada önemli görevler yüklenecektir” diye konuştu.
“DESTEKLERİN ANALİZİBİ BÖLÜMÜMÜZ YAPIYOR”
Hükümetin tarım alanında yaptığı politikalara uygun olarak verilen desteklerin analizlerini yaptıklarını dile getiren Yavuz, “Yaptığımız araştırmalara gelecek olursak, örneğin devlet bir politika uyguluyor. Bu politikanın tarıma, çiftçiye, sektöre etkilerini analiz ederek, politika yanlış, doğru veya eksiklikleri var gibi sonuçlara ulaşarak bunları gerekli yerlere bildiriyoruz. Bu işletmelerin büyüklüğü, kooperatiflerin etkinliği, pazarlama marjları, pazarlamada ki problemleri tüketici tercihleri, uluslararası ticarette Türkiye’nin yeri gibi konular bizim araştırma konularımızdır. Bunlar hem bölgesel, hem ulusal, hem de uluslararası bir kapsam içerisinde sorunlara yönelik olarak biz araştırmalarımızı yapıyoruz. Bu araştırma sonuçlarını ilgili organlara, sivil toplum örgütleri ve özel sektörlere rapor ederek duyuruyoruz” ifadelerini kullandı.
TOPLUMA YÖNELİK HİZMETLER
Bölümün 3’üncü bir alanının topluma yönelik hizmetler olduğunun kaydını düşen Yavuz, “Bunların dışında bölümde 3’üncü bir alanımızda topluma yönelik hizmetlerdir. Örneğin geçen 2 yılda biz 2 çalışma yaptık. Birincisi Erzurum ilinde süt üretiminde soğuk zincirin yaygınlaştırılması çalışmasıydı. Bölgede en önemli sorun üretilen sütün sağlıklı şartlarda işleme farikalarına ulaşamamasıdır. Sütün bozulması, kalitenin düşmesi, bu sistemin olmamasından dolayı çiftçinin sütten gelir elde edememesi gibi problemler var. Bunların dışında bu bölgede tarımsal yatırım alanları neler. Bir müteşebbis geldiği zaman burada hangi alanda yatırım yapabilir, buranın yatırım anlamında potansiyeli ve karlılığı nedir diye 7 ürünü dikkate aldık. Et, süt, şeker pancarı, yem bitkileri, bal gibi ürünleri dikkate alarak Erzurum’da yatırım potansiyelini belirleyen bir rapor hazırladık. Buda özellikle Arap ülkelerinden gelecek yatırımlar için böyle bir rapor hazırladık. Bu raporcu da ilgili yerlere sunduk” dedi.