ENİSE YAPAR
ANKARA (İHA) - Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, "Şehir merkezindeki okullarımızdaki dersliklerimizdeki öğrenci sayımızın az olduğunu gördük. Buradan hareketle de iş yerine giderken 'çocuğumu yanımda götürürüm' diye düşünen velilerimiz varsa onların da iş yerlerinin olduğu adresleri belgelemek şartıyla çocukların o bölgeye kaydırılması ile ilgili bir esneklik sağladık. Bununla da az da olsa bir rahatlama olacağını düşünüyorum" dedi.
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi'nde (ETÜ) düzenlenen mezuniyet ve 2012-2013 eğitim ve öğretim yılı açılış törenine katıldı. Dinçer, tören sonrası gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin yeni eğitim ve öğretim yılının 17 Eylül'de başlayacağını hatırlatması üzerine Dinçer, "Pazartesi günü yeni eğitim öğretim yılına başlıyoruz. Hem yeni öğretim yılına hem de yeni bir sisteme başlıyoruz. Geçtiğimiz hafta Pazartesi günü ilkokul birinci sınıflarda yeni sistemle birlikte eğitime başlamıştık. Pazartesi günü de orta birlerde ve liselerde yeni eğitim sistemiyle birlikte yola çıkmış olacağız. Ben, hem yeni sistemimizin hem de eğitim ve öğretim yılının hayırlara vesile olmasını diliyorum" dedi.
ÖĞRENCİLERİN OKUL KAYITLARI
Başka bir gazetecinin, "Öğrencilerin kayıt yaptıracağı okullarla ilgili bir esnekliğe gidilecek mi? Ailelerin iş adresleri de öğrencilerin kayıt yaptırmasında esas alınacak mı?" sorusuna Dinçer, "Özellikle büyükşehirlerimizde biliyorsunuz adrese dayalı kayıt sistemiyle çocuklarımızın ortaokullara ve ilkokullara kayıtlarını yaptırmıştık. Bütün kayıtlar yapıldı, daha net bir şekilde çocuklarımızdan kim hangi okula gidecek bunu gördük ve bir başka tespit olarak da yine büyükşehirlerimizde okullardaki derslik başına öğrenci dağılımında bir dengesizlik söz konusu. Mesela İstanbul'da bin 245 ilkokul arasında mukayese ettiğinizde yaklaşık 381 tanesinde öğrenci sayımız 30'un altındayken, birçok okulumuzda ise 50'nin üzerinde öğrencinin olduğunu tespit ettik" cevabını verdi.
Dinçer, bu yüzden ilçelerle okulları birbirine uyumlaştıracak ve öğrenci sayısı çok olan yerlerde gönüllü olan velilerden çocuklarını öğrenci sayısı az olan bölge okullarına kayıt etmesini isteyeceklerini ifade etti. Bu kararı bütünüyle velilerin tercihine bıraktıklarına dikkati çeken Dinçer, bu konuda bir esneme yaptıklarını söyledi. Dinçer, "Onun dışında şehir merkezi yerlerindeki okullarımızdaki dersliklerimizdeki öğrenci sayımızın az olduğunu gördük. Buradan hareketle de iş yerine giderken 'çocuğumu yanımda götürürüm' diye düşünen velilerimiz varsa onların da iş yerlerinin olduğu adresleri belgelemek şartıyla çocukların o bölgeye kaydırılması ile ilgili bir esneklik sağladık. Bununla da az da olsa bir rahatlama olacağını düşünüyorum" şeklinde konuştu.
YÖK'LE İLGİLİ ÇALIŞMALAR
Dinçer, YÖK'le ilgili çalışmaların ne yönde olduğunun sorulması üzerine, "Bilimsel çalışmalar çok merkezi ve otoriter yapı içerisinde yönetilemezler o yüzden herhangi bir üniversite eğitiminden bahsediyorsak çok açık ve net bir şekilde bilimsel özgürlükten ve idari özerklikten bahsetmeliyiz. Bu anlamda, YÖK'le ilgili yapılanma çalışmalarında temel iki ilkeden birisi bu olacak. Bilimsel olarak özgür, idari olarak özerk. Çalışmalar devam ediyor. Bildiğim kadarıyla YÖK bu çalışmalarda oldukça önemli bir mesafe katetti. Çalışmaları da YÖK yapıyor, biz yapmıyoruz. Yakın zamanda bir yapılanma sunacaklar diye bekliyoruz" dedi.
Bakan Dinçer, 'YÖK'ün kaldırılıp kaldırılmayacağı' konusundaki iddialara ilişkin olarak, "Şu anda çok net bir şey söylemem mümkün değil. Henüz taslak bize ulaşmadı ama genel yaklaşımımız itibarıyla YÖK'ün üniversiteler üzerinde onları yöneten bir kurum değil, daha çok üniversitelerde kalite derecelerini yapan ve aralarında kadrolaşma sağlayan bir kurum olarak varlığı daha çok düşünülüyor sanki" diye konuştu.
4+4+4 EĞİTİM SİSTEMİ
Bir gazetecinin '4+4+4 eğitim sistemine yönelik yapılan eylemlere' ilişkin sorusuna da Dinçer, "Tabi yapılan bir değişiklikle alakalı olarak toplumun tüm kesimlerinin yüzde 100 mutabakata varması, herkesin bu değişikliklerde çok mutlu olmasını da bekleyemeyiz. Her değişim beraberinde ona karşı çıkışları da getiriri. Bunun çok normal olduğunu da kabullenmeliyiz. Bu sebeple yaptığımız değişiklere yönelik eleştiri yahut bununla ilgili gösterileri ben çok yadırgamıyor ve bunu çok normal olarak görüyorum" cevabını verdi.
Bakan Dinçer, yapılan eleştirilerden haklı olanların olması durumunda bunları kendilerine rehber edindiklerini belirterek, eleştiriyi 'normal bir kontrol panelinde ikaz eden bir kırmızı ışık olarak' gördüklerini ifade etti. Yapılan eleştirilerin ön yargılı olmaması gerektiğine dikkati çeken Dinçer, bu eleştirilerin subjektif veya siyasi nedenlerle yapılmaması, daha çok eğitim ihtiyaçları ve gerekçeleriyle ilgili olması gerektiğini söyledi. Dinçer, "Önyargılı, siyasi ve ideolojik mahiyette olan direnişler, gösteriler bize çok fazla yol göstermiyor" dedi.
Seçmeli derslere ilişkin bir soruya Dinçer, "Bu konuda elimizdeki çok net bir bilgi henüz yok. Önümüzdeki hafta içinde daha da netleşecek. Seçimli derslerle ilgili çok spekülasyon oluyor. Bununla ilgili mümkün olduğu kadar şeffaf davranacağız" cevabını verdi.