YORUMLAR
Toplam 34 yorum var Onay bekleyen 3 yorum var.
ejder tepesi 7 Mayıs 2013 Salı  13:15

EDİTÖR:SAYIN YORUMCU, ATILAN YORUMLAR KİŞİLEŞTİRMEYE VE HAKARETE YÖNELİNCE, BAHSETTİĞİNİZ VURGUDAKİ TÜM YORUMLAR YAYINDAN KALDIRILMIŞTIR. BİLGİLERİNİZE SUNARIZ

Yorumu oyla      7      4  
Misafir 7 Mayıs 2013 Salı  01:22

Yazı güzeldi. Güçlü, azimli ve kararlı bir kalem, başarılı çalışmalarınızın devamını dilerim sayın hocam

Yorumu oyla      11      18  
Hasan Burancan 6 Mayıs 2013 Pazartesi  20:19

Hocam burada gerçekleri yazmışsınız.Görüş ve düşüncelerinize aynen katılırım.Fazla yoruma gerek yok.Doğruları kabul ettirmek daima zor olmuştur.Atalarımız doğru söylemiş 'Meyve veren ağaç taşlanır' Çalışmalarınızda başarılar dilerim.

Yorumu oyla      13      18  
Halktan biri 6 Mayıs 2013 Pazartesi  17:37

Memleketimiz şartlarında bilim, sanayi, tarım ancak bu seviyede olur ..İnsanımız; marifetin iltifata tabi olduğunu bilmedikçe, övgüden çok yermekte daha usta oldukça, başarılı insanları başarısız sayıp köstek oldukça, bir müşterekte buluşmak yerine karşısına aldıkça, karanlıktan şikayet edip bir mum yakmadıkça, daha önemlisi herkesi düzeltmeye çalışırken düzeltilecek olanın en başta kendisi olduğunu bilmedikçe kolay değil bu milletin başarılı olması, bir şeyler üretmesi...Lütfen hakaret ve lafı çarpıtmak yerine neler yapabiliri tartışalım.. Bu ortamı da teksasa çevirmeyelim..****

Yorumu oyla      15      8  
kardelen 6 Mayıs 2013 Pazartesi  17:01

Nasıl oluyor da ejder tepesi uzun mesajlar yazabiliyor ? diğer yorumcular için belli sayıda kelimeyle sınırlı tutulmuş ? torpillimi bu ejder ?
Editör: word'de yazıp explorer tarayıcısından yapıştırırsanız siz de o uzunlukta arabilirsiniz... Biz de olayı ejder tepesinin yorumlarından sonra fark ettik!

Yorumu oyla      11      5  
hakan kaplan 6 Mayıs 2013 Pazartesi  14:34

ejder tepesi araştırmalarını iyi yap başkalarının söylediğiyle örnekler verme domates tohumunun yüzde yüzü israilden gelmiyor git antalyaya gör yerli domates tohumu yetişrtiren ve pazarlayan önemli şirketler var artık... buğday tohumuda yüzde yüz amerikadan gelmiyor git TİGEM e gör ne yetiştiriyorlar...

Yorumu oyla      13      17  
6 Mayıs 2013 Pazartesi  14:15

Tamam sen haklisin arkadasim, Erzurum cifcisinin-tariminin hic bi problemi yok, hersey güllük-gülistanlik, tikir-tikir isliyor. Sen benide muhattab alma ve gülmene devam et. Benimde yapacak islerim var zaten. Muhabbetle.

Yorumu oyla      20      6  
ejder tepesi 6 Mayıs 2013 Pazartesi  14:08

Önce Nesrin Hocaya yazan yorumcuya derim ki; bizim öyle bir takıntımız olmadı,kimseye hakaret de etmedik etmeyiz.Yapılmayanları sadece eleştiririz.Bu eleştirilerimiz de hakaret değildir.Eleitiri demokrasilerin özünde vardır.Eleştirilmeyen kurum ve kişiler zamanla çöker ,çürür ve yok olurlar.Yorumcu arkadaş,siz "bilim ve bilişim" soyut kavramlar demişsiniz.Bilim kelimesi;kâinatta olan olayları seçen ve konu alan,deneylere dayanan,gerçeklik ve yöntemlerden yararlanarak düzenli bilgi elde etmektir.Bilişim de;bilimin dayanağı olan bilginin,özellikle elektronik makinalar aracılığıyla, insanın,düzenli ve akla uygun bir şekilde işlenmesi bilimidir. Lütfen önce kelimeleri yerli yerine oturdunuz ve öyle yazınız.Sonra,bu kelimeleri biz ilk defa kullanmıyoruz ki öyle afallıyorsunuz.Mesela beş gün önce,Kafkas Üniversitesi,Tıp Fakültesi Dekanı Sayın, Prof.Dr.Bünyamin Önal Bey de Uluslararası bir sempozyumda şöyle diyor: "Bilim yapmak isteyenlerin kaynak bulabileceğini,ama bilim yapılmadığını" söylemektedir. Bugün bu sözü bu ülkede ehl-i vicdan sahibi birçok akademisyen söylemektedir. Hatta,eski yök Başkanı Yuzuf Ziya Özcan,10.01.2010 tarihinde,Uşak Üniversitesinde yaptığı bir konuşmasında Türkiye’deki üniversitelerin derin bir uykuda olduğunu söyleyerek “Türkiye bugün ,domates ve buğday gibi ürünlerin tohumlarını yurt dışından ithal etmektedir.Üniversitelerimiz açısından bu utanç verici bir durumdur. Biz ekonomiye ne katkı veriyoruz?Yeni yeni teknolojler mi üretiyoruz? Bugün domatesin tohumunu İsrail’den,buğdayın tohumunu Amerika’dan alıyoruz.Utanç verici bir durum.Bugün bir kilo tohum altından daha kıymetli.Bizim ziraat fakültelerimiz bu işlerle hiç ilgilenmiyor mu ?Eğer bugün memleketimiz bu durumdaysa bunun sorumlusu biziz” yani üniversitelerdir demektedir. Bu sözler bir önceki YÖK Başkanı,yani üniversitelerin en başındaki akademisyene aittir. Buyurun size üniversitelerin ve ziraat fakültelerinin içler acısı durumları. Bize söz yetiştiren buradaki yorumculara soruyorum. Bugüne kadar bu üniversiteler burada sözü edilen hangi teknolojik eserleri bilimsel icat edip ürettiler? Hiçbirisini.Yıllardır Türkiye, teknolojiye milyar dolarları verdi.Ülkemiz teknolojiyi üreten ve satn ülkelerin “Pazar kolonisi” oldu. Eğer gelişmiş ülkeler gelişmiş ve kalkınmışlarsa ve teknolojiyi üretip satıyorlarsa bunu üniversitelerine borçlular.Biz de bu perişan ve fakirliğimizi üniversitelerimize borçluyuz. Hani ürettiğimiz ve sattığımız bir teknolojik eser var mı? Yok. Bu ülkede 65 milyon cep telefonu var,bunların hepsi de yabancıların.Bizim bir markamız var mı ? Yok.Kullanılan tüm teknolojik eserlerin hepsi yabancılara ait değil mi ? İçlerinde bizim üniversitelerin ürettiği bir eser var mı ? Yok. 13 bin prof.tan,11 bin doç.ten hangisi “Nobel Ödülü” aldı?Hiçbirisi.Ama İsrail’den bugüne kadar,106 bilim adamı bu ödülü aldı.Dünyanın ilk 100 üniversitesinde yoklar. 200’de bir,500’de beş üniversite var.Atatürk Üniversitesi 3000 üniversite içerisinde 890. sırada.Zaten bu sıralamayı yapanlar,500’den sonrasına pek bakıp aldırmıyorlar.Bunlara da bir isim veriyorlar!.. Nesrin Hanımefendi, Hocasının kitaplar çıkarıp neşrettiğini söylüyor Bakınız Hanımefendi, üniversiteler bilgi aktarılan ve belletilen yer değil,bilgi üretilen ve araştırma yapılan yerlerdir. Bakınız tekonolojiye dönüşmeyen,toplumun gelişmesine katkısı olmayan, bilimin temellerini sorgulamayan yayınların hiç önemi yoktur.“Unutmayınız ki bilim,bilişim, üretim,yüksek düzeyde araştırma,teknoloji üretme,patent alma üniversitelerin asli görevleridir.Bilim adamlarının görevi bunları icat etmek üretmek ve sanayiye uygulamaktır.Bugün bir Samsung ,bir Apple yarışmaktadır.Hani bizim dünya çapında marka olmuş,insanlığın hizmetine sunduğumuz bir teknolojik eserimiz var mı? Yani Samsung’u icat eden Koreli bilim adamları çok zeki de bizimkiler… Bana hamasi duyguların aktarmayınız,elle tutulur,gözle görülür bu gibi teknolojik eserlerden ve çalışmalardan bahsediniz.Üniversite demek öğrencilere akademik bilgilerin aktarıldığı yerler değil,bilimin vb.üretildiği yerlerdir.Bırakınız bu” tekkeyi bekleyen,çorbayı içer” medrese anlayışını da bu asrın pozitif bilimlerinden bahsediniz ve yapınız.Bugün kullanılan tüm teknolojik eserler bu şekilde meydana gelmiş ve insanlığın hizmetine sunulmuştur.Siz eserler diyorsunuz da mesela bir Harvard Üniversitesinin kütühanelerinde 17 milyon kitap varken bizim 164 üniversitemizde toplam,sadece 3 milyon kitap bulunmaktadır.Bu konuda da taaaaaaaaaaaaa gerilerdisiniz. Bizim üniversitelerle bir alıp vereceğimiz yoktur.Ama araştırma,bulma,icat etme ve bunları teknolojik eser olarak sanayiye sunmak üniversitelerin öz be öz görevleridir.Biz eleşetiririz,sizler de gece gündüz çalışan,mesai mefhumu gözetmeyen,araştıran,bulan,icat eden üreten yabancı bilim adamları gibi görevinizi yapınız,bizler de sizleri eleştirmeyelim. Aksi takdirde bu devamedecektir.Ha Hanımefendi, o yorumunuzun bir yerinde “mebal”demişsiniz belki sehven yazılmıştır aslı “vebal (mes’uliyet)”dir. Turgut Özal Üniversitesindenbir akademisyen” Akademisyenlerin Toplumdaki Ağırlığı Nedir ?” başlıklı uzun bir makalesinde “Akademisyenler kendilerini çok önemserler.Toplumda,cemiyette hep dikkate alınmak isterler.İlgili,ilgisiz her konuda ,kendilerine danışılmadan pek memnun olurlar.Pek çok akademisyen uzmanlık alanı olmayan konularda ahkam kesmeyi pek severler.Bu nedenle,hemen hemen hiçbir akademisyen, ‘bilmiyorum,alanım değildir’kolay kolay diyemez.Akademsiyenlerin piri sayılan İmam-ı Âzam’a sorulan 10 sorudan 9’una ‘bilmiyorum’ demesini hatırlayınca burada bir problem olduğu ortaya çıkıyor.Akademsiyenler arasında bir kast sistemi vardır.Ünvanlarını pek önemserler.Halkla,avamla ayrık durmayı tercih ederler.Geride bıraktıkları ünvanlı akademisyenlere tepeden bir bakış vardır.Akademik camiada olmaması gerektiği halde prosedürleri,törenleri, protokolleri,merasimleri severler.Üniversiteler sadece teoriler geliştirmek teorik bilgiler üretmek için değil,toplumu aydınlatmak,eğitimli insan ihtiyacını karşılamak hayata dair problemlere çözümler üretmek ve bu çözümleri tatbik edilir kılabilmek için vardırlar.Ancak bizde akademik camia hayattan,sokaktan,sanayiden,üretimden, iş dünyasından pratikten kopuktur.Eğittikleri insanların mesleklerine intibakları için,ciddi bir zamana,deneyime ihtiyaçları vardır.BİZDE AKADEMİSYENLER GENELDE, BATIDA ÜRETİLENLERİN RİVAYETLERİYLE UĞRAŞIRLAR.Akademisyenler ilmin izzetini korumayı,müstağni olmayı ‘halka tepeden bakma’, ‘başkalarını küçümseme’ şeklinde anlayabilmektedirler… Üretenler, Türkiye’deki üniversite ortamından kurtulup batı üniversitelerine sığınabilenler.. .” aslında bu uzun makaleden kısa bir bölüm aldık, yazılacaklar çok daha uzundur.İşte Türkiye’deki üniversite ve akademisyen profili bu olduğu için,bugüne kadar bir şey yapılamadı.Bizde bir akademisyen bir makale yazsa hemen kariyerini başa koyar.Batıda adam sadece ismini yazar ve bu makalenin icra alanına bakar,onun içeriğini önemser.Yazacaklarımız çoktur.Amma biz kısa kestik.Selamlar.

Yorumu oyla      17      7  
hakan kaplan 6 Mayıs 2013 Pazartesi  13:25

Sen beni güldürdün Allah'ta seni güldürsün ne diyim yoncalık bir kere nik kullanarak neden yazıyorsun ismin cismin yok mu senin takma isimlerle klavye kabadayılığı yapıyorsun ikinci olarak Olağanüstü iklim olayları diye birşey var duydunmu hiç bilmem ama bunu meterolojinin uzun vadede bilmesi imkansız sen sözlerimi çok açık bir şekilde çarpıtıyorsun dünyanın her yerinde en gelişmiş ülkelerde bile buna çare yok git en gelişmiş ülkelerden biri olan amerikaya bir kasırga vuruyor sel oluyor kaç milyon dolar zarara uğruyor bizim ülkemizde bunların olması doğal değil mi biz efsunlumuyuz arkadaşım bu olaylardan önce gerçekten yapılacak birşey varsa herkes üstüne düşeni yapıyordur sonrada yapıyor ama sizin gibiler yapsada yapmasada hep yapmadı politikası içinde olduğu için kim ne yapsa boş...isminle yaz nik kullanma yapacaksan yorum...diğer türlü muhatap almayacağım seni
EDİTÖR: Hakan Bey kardeşim sitemize mesaj gönderen okurlarımızın kullandıkları isimlerin gerçek olup olmadığını kimse bilmiyor. YONCALIK adıyla yorum yapan okurumuz da çok nitelikli ve hakaret içermeyen mesajlar geçiyor. İsme takılıp kalmadan maksadı hasıl edecek yazışmalar yapılması doğru olanı. Maksat ise, yapılan haberlerden ülkemiz ve Erzurum için iyi sonuçlar doğmasını sağlamak...

Yorumu oyla      10      20  
yoncalik, 6 Mayıs 2013 Pazartesi  12:00

Arkadasim sac-ma-la-ma ! Oturdugun yerden bi kac dakikada kafandan kapilari kapatarak zaten ne uzun vadeli, ne kisa vadeli sorunlari cözemezsin. Hele bide tembelligine "allahdan geldi, yapacak bise yok" bahanesi uyduruyosan zaten yerin Üniversiteden ziyade camii külliyesidir senin. Olaylardan ders alma, olabilecek sorunlara dair önlemler alma; insanligi bu seviyeye getiren temel etkenlerdendir. Umarim akademisyen degilsindir, zira bir akademisyende olmasi "zorunlu" temel nitelliklerden, yazdigin kadariyla mahrumsun. Rusya, Kizil Meydanda önemli bi organizasyon olacagi zaman, gelen bulutlari manipüle ederek kizil meydanda günesli bi hava olmasini sagliyor. Kuraklikla alakali yazdigim gibi meteorlojiyle irtibatli daha cevreli bi arastirma yada uygun fiyata yapay yem üzerinde calisilabilir. Gecen yil halk bu konuda magdur oldu. Elbette "en azindan" bi daha olmamasi icin önlemler alinabilir.Eger yanitlayacaksan yazdiklarimi oku-anla sonra cevap ver,yani su ana kadarkiler gibi olmasin!

Yorumu oyla      21      9  
hakan kaplan 6 Mayıs 2013 Pazartesi  09:10

Allah'tan gelene ne çiftçini nede devletin yapabileceği birşey yok bu sene kuraklı oldu ve saman olmadı buğdaylar yetişemediği için ki buğdaylar sulanabilen arazilerde yetiştirilmiyor yağmur yağarsa bitki suyunu alabiliyor yağmazsa kim ne yapabilir kıraç arazide yetişen bitkiye...Şimdi siz diyeceksiniz meterolojiye bakıp ekmeselerdi değil mi yıllık kesin kararlar çıkıyor ya meterolojide değil mi? Buğday yazın yada bahar ayında ekilmiyor ülkemizde bir önceki yılın güz aylarında ekilir kışın tarlada soğuğunu alır diğer sene yağmurlarla büyür ve yetişir şimdi söyle bana yoncalık ne yapsın millet yağmur yağmayacak diye buğdayı sürüp fiğ mi eksin yerine buğday olmayacakmış diye...Dua edin ki hükümet yine el attı hemen işe ithal saman getiriverdide çiftçiyi mağdur etmedi getirmeseydi ithal saman o zaman görürdün sen çiftçinin halini...Diğeceğim şu bilim ne kadar ilerlerse ilerlesin Allah'tan gelene kimse birşey yapamaz ve çiftçiye sen buğday ekme şunu ekme diyemezsin hadi dedik uygular mı?

Yorumu oyla      12      22  
hakan kaplan 6 Mayıs 2013 Pazartesi  08:42

Yoncalık; yok asırlık tahminler veriyor meteroloji yüzde yüz kesin hepside bilerek çiftçiyi hükümet kuraklığa maruz bırak değil mi? uyarmadı bilerek değil mi sen hangi dünyada yaşıyorsun acaba merak ediyorum...Meterolojinin aylık yıllık hava tahmini yapması imkansız o yüzden bilgisayar başında olmuyor bu işler ve il ve ilçe müdürlüklerinede çamur atmaya kalkmayın onlarlamı çalışıyorsunuz nereden biliyorsunuz araziye gidip gitmediklerini ağzı olan konuşuyor ancak...

Yorumu oyla      13      22  
5 Mayıs 2013 Pazar  23:54

Sn hocamızın bu yazısındaki Murat hasıl olmuştur bence okurların ilgisi çekilmiş olmalı ki yorumlariyla renk katmışlar yazıya ben sn hocamıza çiftçimizi hiç bir karşılık gözetmesinin ve beklemeksizin bilgilendirdigi için teşekkürlerimi arz ediyorum. Umuyorum ki değerli hocamız yıların birikimi olan bilgi ve araştırma sonuclarını usanmadan çiftçimizin kullanımına sunarlar.öğreten olmanızdan gurur duyuyoruz efendim syg

Yorumu oyla      13      21  
Taner MİRZABEY 5 Mayıs 2013 Pazar  23:37

Birşey icra ederken, etkilemek isterken, etkileniyorken, alırken, verirken, başarırken, yazarken, büyürken, paylaşırken, ilişki kurarken, alışkanlıkları yaratırken…… Her zamanda, her ne oluyorsa, en önemli şey…. Üslup… Chesterfield’ın «Üslûp; düşüncelerin elbisesidir.» sözlerini unutmayalım. Gerçekten de elbiselerimiz şık olmalı, sergilerkense sade, doğal ve ahenkle etkili. Bazen, farklı üsluplar karşı karşıya geldiğinde çatışabilir ama hiçbir üslup, anlaşılmaz olmayacaktır. Yeter ki hoşgörü ve esneklik olabilsin. İntibak etmeleri lazımdır, üslup sahiplerinin birbirlerine… Farklı üsluplar birbirini tamamlayabilir, birçok verimli iş ve fırsat, bu sayede ortaya çıkabilir de. Pratik ve ahlaki değerlere sahip olabilirsek, hoşgörüyle arzu edilen sonuca ulaşabiliriz. Adil ve anlayışlı tutum çok önemli.

Yorumu oyla      13      23  
yoncalik, 5 Mayıs 2013 Pazar  22:44

Yorumcu Hakan K. bu uslüble vereceksen, eksik olma ama sen kimseye cevap verme. Bilgine ! Ac meteorlojisinin sitesine bak kac günlük tahmin yapila biliyor. Orda degil aylik mevsimlik tahminlerden bahsediliyor..Biraz daha özenli, ince ayarli calismalarla bunun mümkün olabilecegine inaniyorum. Gerci devlet memuru agziyla "bu benim görevim degil" tarzi mantaliteyle bu zaten mümkün degil.

Yorumu oyla      18      9  
yoncalik, 5 Mayıs 2013 Pazar  22:25

Sayin Prof. degerli vaktinizi ayirip, tekrar okudugumda birazda "kabaca" buldugum yorumlarima ragmen verdiginiz "sagduyulu" cevaplar icin tesekkürler. Konu hakkinda yazmak istedigim baska bi mevzu ise: Modern ülkelerde, disariya yönelik tarim yapan ciftcilerin belli kriterlere(kurslar,egitimler, belgeler vb.) sahip olmasi gerekiyor.Her alanin modern bilimden faydalanildigi gibi tarimdada bilim pratiklestirilebilmeli. Ayrica yazinizda belirttiginiz " yöremize ait kısa dönemli bitki yetiştiriciliği konusunda her bitkiye ve her koşula uygun önerilerimi " böyle bi calismaniz varsa zevkle okumak isterim. Tarimci degilim lakin bu tür konularda bilgi sahibi olmak herzaman önemli. Iyi calismalar.

Yorumu oyla      14      22  
aytekin.. 5 Mayıs 2013 Pazar  21:44

ayrıca tarım müdürlüklerinede bakmak lazım..il ilçe tarım müdürlüklerinde istihdam edilen ve azımsanmıyacak maaşlar verilen yüzlerce masabaşı ziraat mühendisi tarlaya giriyormuki hocadan tarlaya girmesini bekliyorsunuz..

Yorumu oyla      12      21  
hakan kaplan 5 Mayıs 2013 Pazar  21:17

Boşverin böylelerini kedi ulaşamadığı ciğere pis dermiş yok ahıra girecekmişde yok bilmem ne yapacakmışsında...Hayatta herkesin üstüne düşen görevler vardır örneğin bir binanın yapılışını ele alalım mimar çizer mühendis işleri yürütür ustabaşı işçileri çalıştırır kalıpçı kalıbı çakar betoncu temeli döker duvarcı duvarı örer sıvacı sıvasını boyacısı boyasını kapıcı kapılarını takar fayansçı fayanslarını vesaire vesaire say say bitmez diyeceğim şu bunları bir insanın yapması kaç milyonda bir insanda vardır sizce yok gibi değil mi bu tarım sektöründede aynı hocam eğitim dalında kimisi ahırında kimisi tarlasında kimi bağında kimi bahçesinde kimi sebzecilik yapar kimi meyvecilik kimi ilaç sektöründe kimi gübre sektöründe çalışr kimi tohum yetiştirir alır satar kimi başka şey tarım sektöründede çok geniştr yelpaze o yüzden kimin neyi yapıp yapmıyacağına kimse karar veremez önemli olan şuan bu insanın yaptığı iş ve bu işte başarılımı bence son derece başarılı saygıyla selamlıyorum hocamı...

Yorumu oyla      15      23  
hakan kaplan 5 Mayıs 2013 Pazar  20:58

bir arkadaşa daha cevap vereyim bu meteroloji eğer 3- 5 aylık hava tahminini yapabilseydi zaten ilgili bakanlıklar ve müdürlükler çiftçileri uyarırdı zaten merak etmesinler ama en fazla bir hafta 10 günlük tahmin yapabiliyorlar oda tam sağlıklı denemez o yüzden yok ziraat fakülteleri şunu yapmadı bunu yapmadı çiftçiyi uyarmadı diye konuşmayın birşey bilmiyor ama her şeye yorum yapıyorsunuz önce fikriniz sonra zikriniz olsun ayrıca ziraat fakültelerinin görevi çiftçiyi uyarmak değildir bunu yapan ilgili bakanlıklardır müdürlüklerdir

Yorumu oyla      18      23  
Prof.Dr.Nesrin Astam Yıldız 5 Mayıs 2013 Pazar  18:39

Sayın yoncalık, hububat ekiminde tarım bakanlığınca denetimsiz olarak yer ve koşulları tesbit edilmeden verilen desteklemelerin amaç dışı kullanıldığı durumlar fazla.Çiftçi kayıt sisteminde tapu kayıtları tek kriter olunca bahsettiğiniz sorun kaçınılmaz olmakta. Bölge halkı aydın çiftçiliğe yönelip, biraz daha çalışkan, sorgulayan ve araştıran tutumla hareket etse, ayrıca desteklemelerin gözden geçirilerek desteklerin amaca uygunluğunun belirlenmesi, tarla sahibi olana değil aktif üretim yapana ödenmesi önemli bir konudur.Fakültemizde kendi adıma, toprak bilimi ve bitki besleme bölümü ve ayrıca tarla bitkileri bölümüyle iletişime geçmelerini öneririm :) selamlar

Yorumu oyla      20      28  
Prof.Dr.Nesrin Astam Yıldız 5 Mayıs 2013 Pazar  18:26

:)sayın yoncalık , amacım haşlamak değildi.Yorumda habere bağlı eleştiri değil, iftira vardı. Medyatik olmaya çalışıyosun topuklu ayakkabıyla oturduğun yerde ahkam kesiyosun tarzında çirkin konuşmaya tepki gösterdim. Size bir konuda katılıyorum ; terminolojiyi yani kelime bilgisini değerli halkımın anlayacağı sade ve kolay anlaşılır halde servis etmeliydim. Gönül isterdi ki, yöremize ait sözünü ettğiniz kısa dönemli bitki yetiştiriciliği konusunda her bitkiye ve her koşula uygun önerilerimi de sıralayayım. Ancak beyanatlarda safya sınırlaması var. Ben bu haberle, "kimyasal ve organik gübrelerin dozu , türü, zamanı ve uygulama şekli iyi ayarlanmazsa her ikisi de çevreyi kirletebilir" mesajını vermek istedim. Haklısınız yöre topraklarımız sertifikasız organik özellikte bakir sayılabilecek kalitede topraklar. Gübre yönetiminde toprak-bitki analizlerini temel alan , kimyasal gübre ve organik gübreyi birlikte içeren reçetler uygulanırsa "iyi tarım uygulaması" yapılmış olur. Teşekkürler :)

Yorumu oyla      20      30  
5 Mayıs 2013 Pazar  17:55

5- Erzurum ciftcisi gecen yil yurt disindan dan ot-saman almak zorunda kaldi, bunda Erzurum Ziraat Fakultesinin halki aydinlatma noktasindaki görevini yerine getirmedigini düsünüyorum. Sonucta gelisen teknolojiyle hava durumu cok öncesinden belirlenebiliyor. Bu anlamda Ziraat fakultesi - Meteoloji isbirliginde bölge halki uyarilabilir ve olusulabilecek soruna dair önceden önlemler alinabilirdi. 6- Türkiyenin en büyük, en köklü Ziraat fakültelerinden biri olan Erzurum Ziraat fakultesinin, ezberci bi egitim anlayisinin oldugu ve halktan kopuk oldugu, fikrini paylasanlardanim.

Yorumu oyla      32      13  
yoncalik, 5 Mayıs 2013 Pazar  17:32

1-Günlük gazetede bi beyanat yayinliyorsaniz, elestrilere acik olmaniz gerekir, burasi sinif degil, elestirenleri haşlayan tarzinizi dogru bulmuyorum. 2-Kisiler burya fikirlerini beyan ediyor, bu anlamda dogrular-yanlislar kisilere göre, isimlere göre degerlendirilmemeli, ki eger öyleyse bunun sebebi ancak, kisinin fikirlerinden ziyade makamlarina-ünvanlarina öncelik veren "çig" karakter olabilir. 3- Konu hakkinda: Gelenekselmi organikmi ? diye baslik atilan yazinizda, "suya-sabuna dokunmadan" "kontrollü olarak her ikiside" demissiniz. Yilin sadece bi kac ayinin tarima elverisli oldugu Erzurumda organik tarimin anlamsiz oldugunu tartismaya bile gerek olmadigini düsünüyorum. 4- Konu cifcilerimize metindeki dil gibi olmayan, daha basit, anlasilabilir bir dille ayni zamanda yöre halkinin şivesiyle ve siritmayan elbiselerle aktarilmasi gerektigini düsünüyorum.

Yorumu oyla      33      10  
bu ejder tepesi ne yapmış acaba? 5 Mayıs 2013 Pazar  15:52

Ben de sık sık bu ejder tepesinin yorumlarını görüyorum. Universiteye kin kusuyor. Problemi nedir bilmem. En azından kimse bu, çıksın ben bu ülke için şu taşı şunun üstüne koydum desin. biz de tebrik edelim. Eleştirilerinde haklı olduğu noktalar çok aslında. ama üsslubu yakışıksız...

Yorumu oyla      16      25  
Nesrin hocaya 5 Mayıs 2013 Pazar  12:39

Hocam ben bu gazeteyi takip ederim. Ejder tepesi isimli rumuzu da maalesef hep görürüm. Gazete arşivini şöyle bir karıştırırsanız özellikle şehirdeki üniversitelerle ilgili her yazıya bir tenkit yazdığını, üniversite hocalarını sürekli aşağılayıp suçladığını,özellikle "bilim bilişim" üretin gibi soyut sözler sarfettiğini görürsünüz. Muhtemelen zamanında üniversiteye girememiş şehrimizin üniversitelerinin ve hocalarının düşmanı bir arkadaş. Bu bilgin, evliya, ulema, akil insan vs vs. arkadaşa sprmak lazım; izafiyet teorisini ortaya atan Einstein atom bombasını bizzat kendisi fabrikalarda mı üretmişti yoksa onun teorisini sanayi mi uygulayıp geliştirdi ve nükleer santraller kuruldu. Yazık; bu şehirde bilim adına emek vermeye çalışan, teknolojiden ve sanayiden uzak olmasına rağmen bilimsel bilgi üretmeye çalışan üniversitelerimize sahip çıkmak gerekirken sizlerin bilimsel birikimlerinize saçma sapan yorumlar yapan bu zatlardan lütfen etkilenmeyiniz.

Yorumu oyla      20      22  
Narman 5 Mayıs 2013 Pazar  12:24

Eskiden ailem tarım ve hayvancılık yapardı bizlerde yazları hep bu işle meşgul olurduk sonra cok farklı bir alanda çalışmak nasip oldu 1999 veya 2000 yılında izin için ilçeme geldim ilçe tarımda arkadaşım bu gün çiftçi günü beraber erzurum atatürk Üniversitesine programa gidelim dedi ve gittik oradaki hocalar yaklaşık 100 kişi olan bizlere yapılanlarla ilgili sunumların ardından çalışmalarla ilgi yerinde bilgi verdiler hayvancılık ve tarımla ilgili sonra bizim sayımız 5 düştü ben çiftçilik yapmadığım halde ilgi ve dikkatle gezerken ve dinlerken çiftçilerimiz kayıp oldu 9 da başlayan ve 100 civarında olan sayı 13 gibi 5 düştü ki en son kuyularmı diye bir bölgede arıcılık anlatılıp sonrasında yemek vardıki gidince ne görelim bizim 300-350 çiftçimiz yemek bölgesinde arıcılık kısmını bekliyorlar şu gercek istemesen peşine düşmezsen kimse senin için bir şey yapmaz keske insanlar öğrenmeye çalışmaya merak etseler hocalar üniversiteleri zorla çalışmaya teşvik etseler herkese selam saygılar

Yorumu oyla      16      6  
aytekin. 5 Mayıs 2013 Pazar  11:06

ya ziraat fakülteleri eleştirilmişte ayrıca haklı eleştirilerde var...diğer fakültelerede bakmak lazım üretilen ne var bilgimi?cemaat patentli alınan ünvanlarla ne bekliyorsunuzki anca bu kadar olur...caddesi olmayan şehirlere oy uğruna bol bol kalitesiz ünvler kur sonrada verim bekle...tarım hayvancılık zaten yok edildi bundan sonra araştırma yapmakta gereksiz..

Yorumu oyla      27      7  
Taner MİRZABEY 5 Mayıs 2013 Pazar  09:12

Ve ejder tepesi ARKADAŞ SENİN YAZİNİ OKUDUM SEN ZATEN TARİMCİ DEĞİLSİN BELLİKİ SİYASET YAPAN BİRİSİN MADEM OKADAR KAFAN BASIYOR BU BİLGİLER VAR SENDEN SEN NELER YAPTİN ? Senin NE KATKIN OLMUŞ BU MEMLEKETE YAZININ ÜSLUBUNA BAKILIRSA ELEŞTİRMEKTEN ÇOK BİR TAVIR GÖRÜYORUM ZEKİ BİRİNE BENZİYORSUN ADINI SOY ADINI SENDE YAZDA KİM OLDUĞUNU BİLELİM VE SÖYLEDİKLERİNİ SAMİMİ BULALIM

Yorumu oyla      24      22  
Taner MİRZABEY 5 Mayıs 2013 Pazar  09:07

Kim inanır .. İSİMLİ ADINI YAZAMAYAN KÜÇÜK BEYNİNLE YORUM YAPMIŞSIN AMA ÖNCE İNSAN OLMAYI DENE SONRA KENDİNİ ORGANİKLEŞTİR VE YORUM YAZ ...İŞTE HOCAM AŞIRI KİMYASAL TÜKETEN KİŞİLERDE BU GİBİ SORUNLAR YAŞANIYOR

Yorumu oyla      20      23  
Prof.Dr.Nesrin Astam Yıldız 5 Mayıs 2013 Pazar  06:28

Öncelikle ben asla herhangi bir beklentim için bu beyanatı arka bahçe olarak kullanmadım. Böyle bir acz içinde olamam da. Amacım bir konuda ilgili kesimi birazcık düşündürmekti. Ziraat fakültesini 1958 den beri hiç bir işe yaramamakla suçlamak ASIL MEBAL dir. Ben kendi adıma alanımda tüm iyi niyetimle samimiyetimle ve Allah rızası için çalışana biriyim. Kişisel anlamda herkesin beni sevmesi yada takdir etmesi zaten imkansızdır. Ancak çevrenizde yaşadığınız olumsuzlukları tarım akademisyenlerine yöneltip, hastalıklardan sorumlu tutmanız son derece komiktir. Çünkü Günümüzde insanların hastanelere düşmesinde sadece tarımsal riskler sorumlu değildir. Herkese açık bir ortamda Klavye delikanlılığı yapmak ta çok kolaydır. Ben nutuk falan da atmıyorum. Devletin yansıttığı ücretleri kimlerin ne kadar hak ettiğini de sorgulayacak makam siz olamazsını.Fakültemizde tarım kapsamında mesai verenler bu hakaretinizi asla kabul etmeyecektir.Klavye pc başında yatarak saltanat sürenlerin sanal silahıdır.

Yorumu oyla      24      29  
Prof.Dr.Nesrin Astam Yıldız 5 Mayıs 2013 Pazar  02:46

TOPUKLU AYAKKABILAR LA BAŞLAYAN HAKARETLER YA DA HASTANELERİ DOLDURAN HASTALIK NEDENLERİNİ İYİ ARAŞTIRMADAN DAHASI BİZLERİN ÜNİVERSİTEDE UĞRAŞLARIMIZIN NELER OLDUĞUNU BİLMEDEN, SİZİN GİBİ OTURDUĞU YERDEN AHKAM KESİP KİN KUSANLARIN BOYUNU AŞAN ESERLERİ VE YÖRE TARIMI İÇİN YAPTIĞIMIZ ÇALIŞMALARI GELİP GÖRMEDEN , AYRICA KİMLiĞİNİZİ AÇIK YAZMA CESARETİNİ GÖSTERMEDEN HAKARET DOLU KONUŞMALAR ASIL YANLIŞLARDIR.. HADSİZ HAKARETLERLE KÜÇÜLMEYİNİZ.Bizi bilen bilir, bilmeyende kendisi gibi bilir ! . Hakaret etmek marifet değil, acziyettir. Çok ilkesiz ve sığ düşüncelerle dolu eleştiriler bunlar. Lütfen fikirlerinizi rektefe ediniz...

Yorumu oyla      33      32  
kim inanır kadir inanır 4 Mayıs 2013 Cumartesi  23:03

Topuklu ayakkabılarınızı çıkartın girin tarlaya ahıra bahçeye yok siz öyle yapmıyorsunuz oturduğunuz yerden ahkâm kesiyorsunuz böyle olunca size kim inanır? Nitekim inanmıyorlar medyatik olmak adına nutuklar atıyorsunuz sadece yapmayın komik oluyorsunuz

Yorumu oyla      39      25  
organik tarım safsata... 4 Mayıs 2013 Cumartesi  16:15

organik tarım diye bir şey yok... ORGANİK DİYE TUKETİCİYİ ALDATMA VAR BENCE...

Yorumu oyla      31      11  
ejder tepesi 4 Mayıs 2013 Cumartesi  14:29

Muhterem Hanımefendi !.. Oturduğunuz yerden güzel ahkam kesip bol bol nutuklar atıyorsunuz.Amma bu söylediklerinizi bu yörenin çiftçisine,bunun uygulamasını hiç yaptığınız yok.Bir o saltanat duvarlarını aşınız, çiftçinin içerisine gidiniz,giriniz bu söylediklerinizi uygulayınız.Amma neredeeeee !.. Bakınız 58 yıldır,bir köklü fakülte olarak bu şehire bir faydanız olmadı.Ürettiğiniz ne yerli bir tohum ne de hayvan ırkı var.Sadece üniversite kampüsü içerisinde,birbirinize, oditoryumlarda bol bol konferanslar veriyorsunuz,kendiniz söyleyip kendiniz dinliyorsunuz.Uygulama kesinlikle yok ve olmuyor.Onun için sizin bu hakayelerize kimse aldırış edip sizi kâle bile almıyor.Siz konuşup siz dinlemenize devam ediniz.Bu yöre çiftçisi de sürekli kan kaybetsin.Amma bunun vebali çok çok ağırdır.Bu devlet sizi oraya, bu çiftçiye hizmet edesiniz diye getirdi,yatıp saltanat süresiniz diye değil.İkide birde medyaya çıkıp da bu çiftçiye masal anlatmayınız.Elle tutulur gözle görülür icraat ve uygulama yapınız.Artık o hamuşâne halinizden kurtulunuz o kabuğunuzu bir kırıp da etrafta ne oluyor diyip ne yapmanız gerekiyorsa onu yapınız.Bu yöre çiftçisine artık hizmet ediniz.Çiftçimiz,3 bin yıldan beri,atadan dededen kalma metotlarla tarım ve hayvancılık yapıyor, bunu artık bitiriniz.O bilim denen şeyi,Allah rızası için artık tarımda kullanınız.Bu tarıma ve hayvancılığa artık yenilikleri ekleyiniz.Çiftçiler gerekli verimi alamadıkları için köyleri boşalttılar.Artık ekilip biçilmiyor. Nüfus arttı, talebi karşılamak için organik gıdalar yerine GDO'lu gıdalar satılıyor. Halk hep hasta oldu.Hastahaneler dolup taşıyor.Hükümet de hastahane yaparak övünüyor.Halbuki ne kadar çok hastahane vars o kadar bu aziz Millet hastadır demek.Aziz ve yüce Türk Milleti'nin geleceği tehlikede.Sağlam olan bu aziz Millet'in nesli,hasta oldu.Bunun vebali sizin üzerinizeddir.Bundan kurtulamazsınız. Öğretim üyeleriniz bilim yapmak üretmek yerine,diplomalarını cemaatçıların kapısına asmış,onlardan makam,mevki,mansıp bekliyor.Bu ne kadar acı ve yüz kızartıcı bir şeydir.Yazıklar olsun yazıklar.Bu aziz,necip,yüce ve büyük Türk Milleti'nin paraları neden böyle heba ediliyor.Yazık çok yazık !..

Yorumu oyla      39      23