AHMET TOPAL
ANKARA (İHA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, her açıdan hassas bir olayla karşı karşıya olduklarını belirterek, "Suriye tarafında denetim yapılmadığı için bombalı araç sınır kapımıza kadar geldi" dedi.
Başbakan Erdoğan, Meclis'te partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Hatay'ın Reyhanlı ilçesindeki Cilvegözü Sınır Kapısı'nda meydana gelen patlamaya ilişkin açıklamalarda bulundu. "Her açıdan hassas bir olayla karşı karşıyayız" diyen Erdoğan, "Bu gelişmeler ne denli haklı olduğumuzu göstermesi bakımından da çok önemli. Cilvegözü'ndeki gümrük kapısı Suriye çatışmalar nedeniyle insani yardım dışında giriş-çıkışa kapalıydı. Cilvegözü ile Suriye Babel-Hava Gümrük Kapıları arasındaki tampon bölgede Türkiye'den ve dünyanın her yerinden gelen insani yardım malzemeleri Suriyelilere teslim ediliyordu. Suriye tarafındaki gümrük kapısı çalışmadığından denetim yapılmadığından, bomba yüklü bir araç bizim gümrük kapımıza kadar ulaşabildi ve orada infilak ettirildi" şeklinde konuştu.
Olayın meydan geldiği andan itibaren yapılan tüm spekülasyonların yanlış ve art niyetli olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Dün 3 bakan arkadaşımızı, Adalet Bakanımız, İçişleri Bakanımız, Gümrük ve Ticaret Bakanımızı olayın hemen ardından Hatay'a gönderdik. Ayrıca ilgili birimlerimiz hadisenin vuku bulduğu yerde son derece detaylı bir şekilde incelemelerini sürdürüyorlar. Olayın mahiyeti ortaya çıktığında bakanlarımız, yetkili arkadaşlarımız gerekli açıklamaları yapacaklardır" dedi.
Başbakan Erdoğan, patlamayı siyasi bir fırsat olarak görüp, buradan siyasi çıkar arayışına girenlerin tavrının ne insaf ne de vicdanla bağdaşmadığını belirterek, şunları kaydetti:
"Türkiye ile Suriye arasındaki sınır yaklaşık 100 yıl önce cetvelle çizilmiş, köyleri, tarlaları hatta ilçeleri ortadan ikiye ayırmış bir sınırdır. Suriye'de bu kadar yoğun çatışmalar yaşanırken, Türkiye'nin bundan etkilenmemesi maalesef bundan mümkün olamıyor. Çatışmaların başladığı andan itibaren önlemlerimizi aldık, uyarılarımızı yaptık ve müteyakkız bir halde sınırlarımızı koruyoruz. Olayın aydınlığa kavuşmasıyla ilgili olarak sabırla ve sağduyuyla bekleyeceğiz. Hadise aydınlatıldığında da hiç tereddütsüz gereken her adımı atacağız. Bir kez daha hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralılara da baş sağlığı diliyorum. Gümrük çalışanlarımıza ve Hataylı kardeşlerimize geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum."
BU MUHABBET NEDİR, ACABA BU MUHABBET DAHA NE KADAR DEVAM EDECEK?”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa ülkelerinin, terör gruplarının barınmasına göz yumduğuna vurgu yaparak, “Avrupa ülkeleri ile terör arasındaki, teröristler arasındaki bu muhabbet nedir? Bunun anlamı nedir, bunu bize açıklayın, ifade edin. Acaba bu muhabbet daha ne kadar devam edecek?” sorusunu yöneltti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM'deki grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Son dönemde gerçekleştirdikleri çalışmaları ve hizmetleri anlatan Başbakan Erdoğan, dün akşam AB büyükelçileriyle yemek yediklerini ve Avrupa’nın terör örgütlerini barındırdığına vurgu yaptı. Erdoğan, ABD Ankara Büyükelçiliği’ne saldıran DHKP-C üyesi Ecevit Şanlı’nın AB’den talep edilmesine rağmen Türkiye’ye iade edilmediğini ve en sonunda da bu eylemi gerçekleştirdiğini söyledi.
SORUYORUM YAHU BU MUHABBET NEDİR?
Avrupa ülkelerinin terör gruplarıyla olan muhabbetini sert sözlerle eleştiren Başbakan Erdoğan şöyle konuştu:“Soruyorum; yahu bu muhabbet nedir? Avrupa ülkeleri ile terör arasındaki, teröristler arasındaki bu muhabbet nedir? Bunun anlamı nedir, bunu bize açıklayın, ifade edin. Acaba bu muhabbet daha ne kadar devam edecek? Bir taraftan bu örgütü terör örgütü olarak ilan edeceksin ama terör örgütü olarak ilan ettiğin bu örgüte karşı herhangi bir yaptırım uygulamayacaksın.
Acaba Avrupa ülkelerinde dernek, vakıf, kültür merkezi, gazete, televizyon adı altında Türkiye’ye yönelik bu kalleşçe saldırılara daha ne kadar göz yumacaksınız. Katillerin ellerini kollarını sallayarak, dolaşmasına terör örgütlerinin dilediği gibi haraç toplamasına, finansman toplamasına daha ne kadar müsamaha edeceksiniz? Bunları belgeleriyle önlerine koyduğunuzda bize ne diyorlar biliyor musunuz? Özgürlük, hukuk, demokrasi… Bu nasıl bir demokrasi anlayışıdır ki Türkiye’de kalleşçe masum insanları katletmeyi mazur görüyor. Bu nasıl bir hukuk anlayışıdır ki katillere kol kanat gerebiliyor. Bu nasıl bir demokrasidir ki üzerine bomba düzeneği bağlayıp kalabalıkların ortasında patlatmaya göz yumabiliyor. Bakın bizim şuanda yarıdan fazlası Almanya’da olmak üzere 408 terör suçlusu ile ilgili iade talebimiz tamamen sudan bahanelerle reddedilmiş durumdadır.”
“ELİ KANLI CANİLERİ BAĞIRLARINA BASIYORLAR”
Başbakan Erdoğan, teröristlerin Avrupa ülkeleri tarafından barındırıldığına dair örnekler de verdi. Erdoğan, Denizli’nin Tavas ilçesinde bir grup teröristin gasp eylemi yaptıktan sonra iki eve zorla girdiklerini, güvenlik güçleriyle çatıştıklarını ve bir eri şehit ettiklerini söyledi. Teröristlerden bir tanesinin Avrupa’da tutuklandığını fakat Almanya’nın girişimleriyle bu teröristin serbest bırakıldığını kaydeden Erdoğan, “Bu azılı, bu eli kanlı canileri bağırlarına basıyorlar” dedi.
Bir örnek daha veren Erdoğan, 2011 yılında Şırnak’ta bir dershanede bomba patlatan teröristin Avrupa’da bir ülkede tespit edildiğini fakat bu ülkenin interpolünün yazılı taleplere cevap bile vermediğini söyledi. Avrupa birliğinin terörle olan muhabbetini artık sorgulamak zorunda olduğunu ifade eden Erdoğan, “Ve bugün bize, yarın kesinlikle bumerang gibi onlara dönecektir. Ve bunun altından da kalkamayacaklardır, çünkü iş işten geçmiş olacaktır” diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, Türkiye’nin 1959yılından beri AB kapısında bekletildiğine vurgu yaparak, Türkiye’nin artık gösterilen bu müsamahaya tahammülü kalmadığını belirtti. Siyasi engellemeler kalksa Türkiye’nin 12 ayda 10 faslı, 18 ayda 15 faslı açabilecek durumda olduğunu söyleyen Başbakan Erdoğan, “Bizim şuanda Türk kurumlarımız AB standartlarındadır, hatta standartların üzerindedir” dedi. Erdoğan, “Bizim istikametimiz bellidir. Çok ama çok nettir. Bin yıldır olduğu gibi biz Doğu’dan Batı’ya akmaya devam ediyoruz. Mecramızın önüne engel çıkarsa, mecra değiştirir ama istikamet değiştirmeden yolumuzda kararlılıkla yürürüz” diye konuştu.
“EĞER DHKP-C'YE KILIÇDAROĞLU'NUN ÜYE OLDUĞUNU DUYARSANIZ HİÇ ŞAŞIRMAYIN, BUNU DA YAPAR”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP’nin üye olduğu Sosyalist Enternasyonel’de Beşar Esad’la ilgili bazı ifadelerin CHP’nin girişimleriyle yumuşatıldığını söyleyerek, “Bildiride, Beşar Esed ile ilgili ifadeleri yumuşatmışlar. Köşeliydi; şimdi yuvarlak olmuş” dedi.
Başbakan Erdoğan, partisinin TBMM’deki grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Erdoğan, konuşmasının bir bölümünde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yüklendi. Kılıçdaroğlu’nun yurt dışında Türkiye’yi karalama kampanyası yürüttüğünü söyleyen Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun gündeme getirdiği tutuklu gazetecilerin dört tanesinin ABD Büyükelçiliği’ne saldıran DHPK-C üyesi olduğuna dikkat çekti. Erdoğan, “CHP Genel Başkanı, 'Türkiye'de gazeteciler tutuklu' diyerek sadece kendi ülkesini karalamakla kalmıyor, işte o kanlı eylemleri yapan terör örgütü de adeta onlara hayat öpücüğü yolluyor. Herhalde sıkılmasa, bir müddet sonra, 'Bu terör örgütüne söyleyin gidip ona üye olayım' diyecek. Eğer DHKP-C'ye Kılıçdaroğlu'nun üye olduğunu duyarsanız hiç şaşırmayın. Bunu da yapar. Legal olmadığı için böyle bir sıkıntı yaşıyor olabilir'” şeklinde konuştu.
Kılıçdaroğlu’nun DHKP-C operasyonu kapsamında gözaltına alınan avukatları da savunduğunu hatırlatan Başbakan Erdoğan şunları kaydetti:
“Bunlar nasıl bir avukat ki çelik kapılarla güvence altına alınmış, güvenlik güçlerimiz içeriye girdiğinde, orada bütün bilgisayarları, disketleri ve orada alelacele hemen yakılmaya başlanan evrakları gördü. Kim vardı içeride? İşte bu avukatlar vardı. Adı avukat diye, mesleği bu diye bunlara söz söylenemeyecek mi? Bunlara herhangi bir cezai müeyyide olmayacak mı? Onlar da bunun bedelini, karşılığını görecekler. Suçluysa bedelini ödeyecekler.
Biz CHP Genel Başkanı'nın sempatisinin kaynağını merak ediyoruz. Sözde gazeteciler üzerinden, sözde avukatlar üzerinden CHP Genel Başkanı neden bu terör örgütüne, bunun gibi diğer örgütlere avukatlık yapıyor, sözcülük yapıyor. İnanın, bunun sebebini merak ediyoruz ve son derece haklı olarak da bu muhabbetin kaynağını öğrenmek istiyoruz.
CHP Genel Başkanı'nın özellikle kavramlar konusunda da kafasının karışık olduğunu ifade etmiştim. CHP Genel Başkanı millet, ulus, ırk, milliyetçilik, ulusçuluk gibi kavramlarda ciddi bir zihin karmaşası yaşıyor. Zihin karmaşası sadece bunlardan ibaret değil. CHP Genel Başkanı hükümet, devlet ve ülke gibi kavramlar arasında da çok ciddi bir bocalama yaşıyor.
Yurt dışında, 'hükümeti eleştireceğim' derken, kendi ülkesine haksızlık yapıyor. Kendi ülkesini yerden yere vurmak gibi bir gaflet sergiliyor. Geçtiğimiz Ağustos ayında Güney Afrika'da genel kurulu yapılan Sosyalist Enternasyonal'e gittiler, orada ibretlik bir bildiriye imza attılar. Bu bildiride, Türkiye'nin terörle mücadelesini, İsrail'in Filistinlilere yaptığı insanlık dışı saldırılarla bir tutan ifadeler var. İşte CHP bu bildiriye imza attı. Başka ne var bu bildiride? CHP'nin var gücüyle savunduğu Suriye diktatörü Beşar Esed'in artık gayri meşru olduğuna dair ifade var. İmzalıyorlar ama neyi imzaladıklarını, neye 'evet' dediklerini bilmiyorlar. Hatta toplantısına katıldıkları, yönetici seçildikleri örgütün üyelerinden bile haberleri yok. Beyefendi orada başkan yardımcısıymış. Orada herkes zaten başkan yardımcısı.”
“ESED'LE İLGİLİ İFADELER KÖŞELİYDİ; YUVARLAK OLMUŞ”
Başbakan Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun Çin Komünist Partisi ile Sosyalist Enternasyonel’de birlikte çalıştıkları yönündeki açıklamalarını hatırlatarak ilginç bir detayı paylaştı. Sosyalist Enternasyonal'in Başkanı Yorgo Papandreu İstanbul'dayken kendisiyle Dolmabahçe’de kahve içtiklerini ve orada kendisine “Yanlış mı biliyorum, Çin Komünist Partisi, Sosyalist Enternasyonal'de var mı?” diye sorduğunu söyleyen Erdoğan, Papandreu’unun ise 'Yok' cevabını verdiğini söyledi. Bunun üzerine kendisinin “Türkiye'nin Anamuhalefetinin Genel Başkanı, beraber çalıştığına dair açıklama yaptı” dediğini anlatan Erdoğan, “Gülmeye başladı. Üyesi, hatta başkan yardımcısı olduğunuz, onunla gururlandığınız bir örgütün üye listesine hiç bakmadınız mı” diyerek CHP’ye yüklendi.
4-5 Şubat tarihlerindeki Sosyalist Enternasyonel’in toplantısında Beşar Esad ile ilgili ifadelerin yumuşatıldığını kaydeden Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bildiride, Beşar Esed ile ilgili ifadeleri yumuşatmışlar. Köşeliydi, şimdi yuvarlak olmuşlar. Tebrikler... Suriye'nin eli kanlı diktatörü, 70 bine yakın masumun katili emenim ki CHP'ye minnettar olmuştur. Portekiz'de Suriye'nin zalimini kahramanca savunanlar, kendi ülkeleri için aynı kahramanlığı göstermiyorlar. Dedim ya hükümet ile ülke kavramını CHP Genel Başkanı birbirine karıştırıyor. Hükümeti eleştireceğim derken kendi ülkesini yerden yere vuruyor. Portekiz'de Sosyalist Enternasyonal toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı, oradaki üyelerin, kendi değimiyle yoldaşların güzünün içine baka baka kendi ülkesini karalıyor. Siz uluslararası bir toplantıya gidiyorsunuz, orada söz alıyorsunuz kürsüye çıkıyor ve kendi ülkenizin ne kadar kötü durumda olduğunu doğru olmayan rakamlarla aktarıyorsunuz. Ardından da çıkıp Esed ile ilgili bilgileri nasıl değiştirdiğinizi övüne övüne kamuoyuna açıklıyorsunuz. Bu tavır 76 milyonun tamamına haksızlıktır, ağır bir saygısızlık ve hakarettir.
Biz CHP Genel Başkanı'nın, kendi ülkesini karaladığı için değil, bu ülkenin Anamuhalefet Partisi, uluslararası arenada bu hallere düştüğü için rahatsısız. Onu orada dinleyenler eminim ki 'Bir insan kendi ülkesine bu haksızlığı yapar mı?' demişlerdir. Çünkü uluslararası siyaset terbiyesinde, bu anlayış var. Hiçbir ülke kalkıp da iktidar olmasa bile ülkesi için bu tür karalamaların içine girmez. İspanya'nın, Yunanistan'ın, Portekiz'in temsilcileri, küresel krizde çok büyük başarı kaydeden Türkiye'nin bu kadar karalanmasına, 'Bu yoldaşın kendi ülkesinden bile haberi yok' demişlerdir.
Avro bölgesinde 2012 yılının ilk üç döneminde büyüme oranları yüzde eksi 0.1, yüzde 0.5, yüzde eksi 0.6. Peki Türkiye'de yüzde 3.4, yüzde 3, yüzde 1,6. Ekim ayında Avro bölgesinde işsizlik oranı yüzde 11,7. Türkiye'de ise 9,1. Avro bölgesinin ortalamasının altındayız. Kamu kesimi toplam borcunun milli gelire oranı Japonya'da yüzde 236, İtalya'da yüzde 126, ABD'de yüzde 107, Fransa'da yüzde 90, Almanya'da yüzde 83. Peki Türkiye'de, yüzde 38.”
Erdoğan, Türkiye’nin ekonomik gelişmelerini ve IMF’ye olan borcun artık biteceğini anlatarak, “Biz CHP Genel Başkanı'nın kendi ülkesini kötülemesine artık alışığız, buna üzülmüyoruz. Ama Türkiye'nin Anamuhalefet Partisi'nin, yurt içinde olduğu kadar yurt dışında da alay konusu olmasını içimize sindiremiyor, bundan rahatsız oluyoruz” diye konuştu.
ŞEHİT VE GAZİ AİLELERİNE MÜJDE
Başbakan Erdoğan, konuşmasının bir bölümünde ise müjde verdi. Toplu taşıma araçlarına vazife malullüğü kapsamında şehit olanların çocukları ile anne babaları, asayiş ve güvenlik hizmetlerinin yerine getirilmesi sırasında gazi olanların, harp malullerinin, vazife malullerinin, muharip gazilerin çocukları anne ve babalarının ücretsiz bineceğini söyledi. Devlet Demir Yolları ve deniz yolları ile ilgili de müjdeler veren Başbakan Erdoğan konuşmasında şunları söyledi:
“Demir Yolları'nın şehir içi ve şehirler arası, Deniz yollarının şehir içi ve şehirler arası hatlarından, belediyelerin şehir içi toplu taşıma araçlarından bu vatandaşların ücret ödemeden seyahat edebilecekler. Kapsamı sadece bu vatandaşlarımızla sınırlı tutmuyoruz. Engelli kardeşlerimiz aynı şekilde Demir Yolları'nın şehir içi ve şehirler arası, deniz yollarının şehir içi ve şehirler arası hatlarından, belediyelerin şehir içi toplu taşıma araçlarından ücretsiz seyahat edebilecekler.
Engelli kardeşlerimiz aynı şekilde, Devlet Demiryolları'nın şehir içi ve şehirler arası hatlarında, deniz yollarının şehir içi ve şehirler arası hatlarında, belediyelerin şehir içi toplu taşıma araçlarında ücretsiz seyahat edebilecekler. Buraya bir farklılık daha getiriyoruz, ağır engelli kardeşlerimizin yanında bir de refakatçi bu hizmetten istifade edebilecek. Bitmedi. Geliyorum yaşlı vatandaşlarımıza... 65 yaş üstü vatandaşlarımız, Devlet Demiryolları'nın şehir içi hatlarında deniz yollarının şehir içi hatlarında, belediyelerin şehir içi toplu taşıma hatlarında Türkiye genelinde ücretsiz seyahat edebilecek. Yani belediyeler arasındaki farkı ortadan kaldırıyor, tüm Türkiye'de yaşlılarımıza ücretsiz seyahat imkanı getiriyoruz.
Saat uygulaması yok, onu kaldırıyoruz. Dileyen, dilediği saatte bu hizmetten yararlanacak. 65 yaş üzeri vatandaşlarımız, Devlet Demiryolları ve deniz yollarının şehirler arası hatlarında ise yüzde 50 indirimle seyahat edebilecekler. Bugüne kadar yüzde 20 gibi bir uygulama vardı, bunu yüzde 50'ye çıkardık. Dostlar, kardeşler, akrabalar, dede ile torun, nine ile torun arasında ulaşım engelini artık kaldırıyor, bu şekilde sevenleri birbiriyle buluşturuyoruz. Bu bizim boynumuzu borcu, sosyal devlet olmanım gereğidir. Bu imkanlar şehitlerimizin yakınları, gazilerimiz ve yakınları, engelli kardeşlerimiz, yaşlı amcalarımız, teyzelerimiz için annelerin ak sütü kadar helal bir uygulamadır. Bu imkanlardan yararlanacaklara hayırlı olmasını diliyorum. Tabii muhalif anlayışlar, zihniyetler yine konuşacaklardır. Değerli kardeşlerim yolcu yolunda gerek. Hiç kafanıza takmayın, biz işimizi biliyoruz. Dünyada, özellikle de Eurozone bölgesinde bu denli sıkıntıların yaşandığı dönemde işte Türkiye'nin uygulamaları bu, onlar bunları yapmıyor. Oralarda bunlar yok. Farkımız burada.”
2013’TE 8 BİN 115 ENGELLİ İSTİHDAM EDİLECEK
Başbakan Erdoğan konuşmasının bir bölümünde ise engelli vatandaşlara ilişkin müjdeler verdi. Erdoğan, 2013 yılında istihdam edilecek engelli sayısını açıklayarak, “'Şimdi 2013 yılında 8 bin 115 engelli kardeşimizi daha kamuda istihdam edeceğiz. 2012'de yapılan merkezi sınav esas alınarak ÖSYM aracılığıyla Mart ayında 8 bin 115 kardeşimizi inşallah işe yerleştireceğiz. Bu güzel gelişmenin, bu müjdeli haberin de engelli kardeşlerime, ailelerine hayırlı olmasını diliyorum” şeklinde konuştu.
Engelli öğretmenlere ilişkin de bir çalışma başlattıklarını kaydeden Başbakan Erdoğan, öğretmen yetiştiren yüksek öğretim kurumlarından mezun olan ve 2012'deki engelli sınavına giren adaylar arasından durumu uygun olanların, atamasının yapılacağını ifade etti.
“Engelli öğretmen olamaz diye bir düşünceyi biz tanımıyoruz” diyen Başbakan Erdoğan, “Engelli de bal gibi öğretmen olur hem de çok iyi öğretmen olur. İnşallah bunun da ilk adımını böylece atıyoruz. Engelli kardeşlerimize 'Ne yapalım biz kader mahkumuyuz' ifadesini söyletme hakkına hiç kimse sahip değil. Çünkü bu insanlar şunun idraki ve iddiası içindedir. 'Ben bu ülkede tüm vatandaşlarımıza hizmete ortak olmak istiyorum.' Kendini yetiştirmiş, bu kabiliyeti var. Sen nasıl olur da 'kader mahkumu' diyerek onu bir kenara itersin. Öğretmenlik mesleğini icra edebilecek olan engelli kardeşlerimizi de biz milli eğitimde istihdam ediyoruz” diye konuştu.
Başbakan Erdoğan ayrıca, engelli öğretmenlere yönelik olarak bir sertifika programı başlattıklarını da belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü:
“AK Parti hükümetleri döneminde engelli bireylerin eğitimine de özel önem verdik. Özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri tarafından her ay 245 bin engelli kardeşimize özel eğitim hizmeti sunuyoruz. Bu eğitimin aylık tutarı, 105 milyon liradır. Tamamı tarafımızdan karşılanıyor. Bu okullarımızda özel eğitim öğretmeni açığı yaşanıyordu. Şimdi ihtiyacı gidermek amacıyla MEB tarafından belirli branşlardaki öğretmenlere yönelik olarak sertifika programları başlatıyoruz. Böylece engelli kardeşlerimizin eğitiminde önemli bir engeli daha geride bırakıyoruz.”
“ÖĞRENCİLERE BU YIL 60 BİN TON SÜT DAĞITILACAK”
Başbakan Erdoğan, okullarda süt dağıtımının bu yıl da kararlı bir şekilde devam edeceğini söyleyerek, bu yıl 30 bin 885 okulda ana sınıfı dahil olmak üzere 6 milyon 291 bin öğrenciye, 14 Haziran'a kadar haftada 3 gün uzun ömürlü süt dağıtılacağını kaydetti. Geçen yıl 30 bin ton civarında süt dağıtıldığını belirten Erdoğan, bu yıl ise bu rakamın toplamda 60 bin tona çıkacağını söyledi.
“Bunlar ithal süt tozu değil, taze süt” diyen Erdoğan, “Bunun üzerinden de spekülasyon yapmaya başlarlar. Sayın Kılıçdaroğlu bu işleri çok sever biliyorsunuz. Hafta bir iki gün herhangi bir belediyesinde böyle dağıtım olunca, onu kalkar bununla mukayese eder” diye konuştu.
Erdoğan konuşmasının sonunda sanatçı Tekin Akmansoy’un hayatını kaybettiğini belirterek kendisine Allah’tan rahmet diledi. Grup toplantısı sonunda ise Başbakan Erdoğan’a TEKEV Vakfı tarafından plaket takdim edilirken, Sivas Suşehri Kadın Kolları üyeleri ise Tenzile Erdoğan'ın karakalem portresini ve annesi için hatim indirilen Kuran-ı Kerim'i Erdoğan’a verdi.