M.Hanifi AKSAKAL/ERZURUM GAZETESİ
Erzurum’da tarihi eserler civarında verilen konser, yapılan şenlik ve gösterilerin, gürültü kirliliğine yol açarak tarihi eserlere zarar verdiği açıklandı.
OKUYUCU; YETKİLİLER DUYARLI OLMALI
Tarihi yapı olarak nitelendirilen mimarlık-mühendislik eserlerinin, zamana ve iklim koşullarına bağlı olarak malzeme kayıp-aşınmaları, yer yer zeminde oluşan problemlerden kaynaklanan elverişsiz yüklemeler gibi yapının ayakta durmasını ve geleceğe taşınmasını engelleyebilecek düzeydeki etkilere maruz kaldığını söyleyen Atatürk Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Bölümü Araştırma Görevlisi Dr. Dilek Okuyucu, bilinmeyen çok önemli bir ayrıntıya dikkat çekti. Okuyucu, “Günümüz kent yaşamının en hareketli bölgelerinde yer almak durumunda kalan, çok özel ve tarih-kültür mirası olarak değerlendirilen pek çok tarihi yapı hava kirliliği, gürültü kirliliği, kullanım ve zaman zaman onarım-restorasyon hataları ve hatta asit içeriği yüksek kuş dışkıları, vb. nedeniyle çok büyük yapısal zararlar görmektedir. Bu noktada, trafik ve gürültü (ses) kaynaklı etkilere özel bir parantez açılmalı; trafik ve gürültü (ses) kaynaklı titreşimlerin tarihi yapılar üzerindeki etkisi, günümüz sosyal yaşam koşulları da dikkate alınarak titizlikle ele alınmalı ve incelenmelidir” dedi.
SES ŞİDDETİ VE İVME ÖLÇÜMLERİ YAPILMALI
Tarihi yapılar ve tarihi yapıların komşuluğundaki meydan ve bahçelerin sıklıkla sanatsal faaliyetler için kullanıldığına dikkat çeken Okuyucu, bu faaliyetler esnasında oluşan, yüksek şiddetteki ses dalgalarının tarihi yapıya ve özellikle yapı elemanlarını bir arada tutan harç malzemelerine zarar verdiğini anlattı. Okuyucu, “Bu nedenle, bu tür yapıların yüksek şiddetli ses titreşimlerinden zarar görmemesi için gerekli ses şiddeti ve ivme ölçümleri yapılmalı ve önlemler alınmalıdır. Tarihi yığma yapıların, hepsinin ayrı ayrı kendine has harç, yığma malzemesi ve mimari özellikleri bulunmaktadır. Aynı dönemde yapılmış olsalar dahi özellikle malzemelerin dayanım ve diğer mekanik özellikleri bakımından sınıflandırabilmeleri ve genelleme yapılabilmesi inşaat mühendisliği bilim dalı açısından pek mümkün değildir. Bu nedenle, yüksek şiddetteki ses ve trafik titreşimlerine maruz kalan bir tarihi yapı tekil olarak ele alınmalı ve bu etkiler altındaki davranışı inşaat mühendisliği bilimi açısından incelenmelidir” şeklinde konuştu.
DESİBEL AYARLARINDA HER TARİHİ YAPI TEKİL OLARAK ELE ALINMALI
Tarihi yapıların seslerden etkilenmesi hususunda desibel ayarlarının değişken olduğunu anlatan Atatürk Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Bölümü Araştırma Görevlisi Dr. Dilek Okuyucu, “Genel olarak, bu tür yapılar kaç desibel şiddetindeki sese dayanır? şeklinde bir soru akla gelmektedir. Bunu belirlemek çok kolay değildir. Bahsettiğim gibi, her tarihi yapı tekil olarak ele alınması gerektiğinden bu sorunun cevabı da yapıdan yapıya değişecektir. Bunun için öncelikle, incelenen tarihi yapıya gelen titreşimler, yapıya ulaşan sesin şiddeti ivme büyüklüğü ölçülmeli, ardından da yapıdaki harç ve varsa sıva – cam gibi malzemelerin dayanımları belirlenmeli; daha ileri bir aşama da ise yapının tümü uygun yöntemlerle bilgisayar ortamında modellenerek bu yüklemelerin yapıda oluşturduğu etkiler topyekün olarak incelenmelidir” dedi.
TRAFİĞİN ETKİSİ GÖRMEZDEN GELİNMEMELİ
Bölgede ki tarihi yapıların çok büyük bir kısmının, yığma taş tuğla yapılar olduğuna dikkat çeken Erzurum Atatürk Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Bölümü Araştırma Görevlisi Dr. Dilek Okuyucu, “Taşlar arasındaki değişik muhtevalı harçlar ve yer yer kullanılan metal kenetler, yığma yapı elemanlarını bir arada tutan malzemelerdir. Ses, dalgalar halinde yayılarak erişebildiği noktadaki tarihi yapı üzerinde titreşimler oluşturur ve bu titreşimler yapı üzerinde ek yüklemeler olarak ele alınır. Benzer şekilde, tarihi yapı komşuluğunda akan trafikte hareket halindeki araçlar da tarihi yapıya etkiyecek titreşimler ve buna bağlı olarak ek yüklemeler oluşturabilmektedirler. Bu yüklemeler, gevrek yani kırılgan olarak nitelendirilen cam, harç, sıva gibi malzemelerin dayanım sınırlarını aşabilmekte ya da dayanımından düşük değerlerdeki yüklemelerin çok kez tekrarlanması ile hasar görmesine sebep olabilmektedirler” diye konuştu.