Şener, giderek düşen doğum oranlarının gelecekte ciddi bir tehlike oluşturabileceğini belirterek, "Ülkemizde doğum oranlarının düşmesi, demografik yapımızı olumsuz yönde etkiliyor. Bu durum, sadece ekonomik ve sosyal alanlarda değil, aynı zamanda ulusal güvenlik açısından da riskler taşıyor" dedi.
NÜFUSUN YAŞLANMASI VE EKONOMİK ETKİLER
Şener, düşen doğum oranlarının nüfusun yaşlanmasına yol açacağını ve bunun ekonomik etkilerinin de büyük olacağını vurguladı. "Nüfusun yaşlanması, iş gücü piyasasında daralmaya ve ekonomik büyümede yavaşlamaya neden olabilir. Genç nüfusun azalması, yenilikçi ve dinamik bir ekonomi için gerekli olan beşeri sermayeyi de zayıflatır. Bu nedenle, doğum oranlarının artırılması için aile politikalarına ve destek programlarına daha fazla önem vermeliyiz" ifadelerini kullandı.
AİLE POLİTİKALARININ ÖNEMİ
Doğum oranlarını artırmak için aile politikalarının önemine değinen Şener, "Ailelerin daha fazla çocuk sahibi olmasını teşvik edecek politikalar geliştirmeliyiz. Çocuk bakım hizmetlerinin yaygınlaştırılması, annelere yönelik desteklerin artırılması ve genç çiftlerin evlenmelerini kolaylaştıracak adımlar atılması gerekmektedir" dedi. Şener, aile yapısının korunması ve güçlendirilmesinin toplumsal dayanışma için de kritik olduğunu belirtti.
GELECEĞE YÖNELİK TEDBİRLER
Konuşmasında geleceğe yönelik alınacak tedbirlerin de altını çizen Şener, "Doğum oranlarının artırılması ve demografik dengenin sağlanması için uzun vadeli stratejilere ihtiyaç var. Eğitim, sağlık ve istihdam politikaları bu stratejilerin bir parçası olmalı. Gençlerin gelecek kaygılarını azaltarak, daha fazla çocuk sahibi olmalarını teşvik etmeliyiz" şeklinde konuştu.
Şener, Türkiye'nin demografik yapısının korunması ve geliştirilmesi için herkese büyük görevler düştüğünü belirterek, "Geleceğimiz için bugünden tedbirler almak zorundayız. Doğum oranlarının düşmesi, sadece bir istatistiksel veri değil, aynı zamanda geleceğimizin şekillenmesinde kritik bir faktördür. Bu konuda hep birlikte çalışmalıyız" diyerek sözlerini tamamladı.