Yazıcıoğlu, elinde kesinleşmiş belgeler bulunmamakla birlikte sahadan gelen bilgiler doğrultusunda ortaya çıkan manzaranın “hayra alamet bir tablo çizmediğini” ifade etti.
YEREL YÖNETİMLERDE ŞEFFAFLIK VE KATILIM VURGUSU
Prof. Dr. Yazıcıoğlu, açıklamasında yerel yönetimlerin sadece altyapı hizmetleriyle sınırlı olmadığını belirterek şu ifadelere yer verdi: “Belediyecilik, yalnızca asfalt dökmek, kaldırım yapmak ya da tabela asmak değildir. Şeffaflık, hesap verebilirlik ve toplumun tüm kesimlerini gözeten kapsayıcı bir anlayış, yerel yönetimlerin temel ilkesi olmalıdır.”
Halk iradesiyle kazanılmış bir belediyenin yine halkla birlikte yönetilmesi gerektiğini vurgulayan Yazıcıoğlu, demokratik meşruiyetin ancak bu şekilde sağlanabileceğini kaydetti.
“HALKÇI YÖNETİM KİŞİLERİN DEĞİL, İLKELERİN İŞİDİR”
Açıklamasında Tekman Belediyesi’nde dar bir çevreye dayalı bir yapılanma izlenimi doğduğunu belirten Yazıcıoğlu, bunun halkçı yönetim anlayışıyla bağdaşmayacağını söyledi. “Bu bir parti, kişi ya da siyasi aidiyet meselesi değil; doğrudan doğruya ilkesel bir tutum meselesidir. Bugün Tekman’da atılan her adım, sadece oradaki yurttaşların değil, tüm muhalif siyasetin güvenilirliği açısından da belirleyici olacaktır.”
“TOPLUMSAL GÜVEN KAYBINA YOL AÇMAYIN”
Tekmanlıların yıllardır adaletli ve kapsayıcı bir yerel yönetim arzuladığını dile getiren Yazıcıoğlu, bu beklentinin boşa çıkmasının sadece sandıkta değil, toplumsal vicdanda da bedelinin olacağını kaydetti. “Muhalefet için bu çok daha büyük bir yıkım anlamına gelir.” dedi.
“ELEŞTİRİ DÜŞMANLIK DEĞİLDİR”
Prof. Dr. Yazıcıoğlu, eleştirilerinin yapıcı olduğunu ve bu tavrın bir halk refleksi olduğunu ifade etti. “Yönetenler artık şunu öğrenmelidir: Yönettikleri insanlar, sadece seçmen değil, aynı zamanda denetleyici yurttaşlardır. Yönetilenleri dinlemeyen bir yönetim, önce halktan, sonra da kendisinden kopar.”
“YOL DEĞİL, VİCDAN SORUNU”
Açıklamasının sonunda Tekman Belediyesi’ne dair kamuoyunda oluşan soru işaretlerine dikkat çeken Yazıcıoğlu, “Belediyecilik sadece yol, su, kaldırım değildir; aynı zamanda ahlaki bir sorumluluktur” diyerek çağrısını yineledi. “Umarım bu kokular dedikodudan ibarettir ama değilse halkın iradesine gölge düşmeden gerekli adımlar atılmalıdır.”
12 Haziran 2025 – Lüksemburg