Manisa’nın Soma ilçesinde meydana gelen maden kazasında hayatını yitirenler için tüm Türkiye’de Cuma namazı öncesi Kuran’ı Kerim okunarak dua edildi.
Türkiye genelinde ‘Müminler tek vücut gibidir’ konulu Cuma hutbesinde Soma’da yaşanan acı olay konu edildi. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Ankara’da Ahmet Hamdi Akseki Camiinde irad ettiği hutbede, Soma’da yaşanan acı olayın tüm milletin ortak acısı olduğunu belirterek, “Milletimizin yüreği, Soma’da, maden faciasında hayatını kaybeden evlatları için yanıyor. Yüzlerce insanımız, çocuklarına ekmek getirmek için girdiği kara toprağın bağrında can verdi. Bu defa ateş, düştüğü yeri de yaktı, düşmediği yeri de. Çünkü ateş, bütün memleketin bağrına düştü” dedi.
Diyanet İşleri Başkanı Görmez’in verdiği hutbede şu hususlar ele alındı;
“RABBİM, MİLLETİMİZE, MEMLEKETİMİZE BU TÜR ACILARI, ELEMLERİ, KEDERLERİ BİR DAHA YAŞATMASIN…”
Hayatını kaybeden kardeşlerimize Cenab-ı Hak’tan sonsuz rahmet diliyoruz. Mekânları cennet olsun. Rabbim, onları şehitler zümresine dâhil eylesin. Kederli ailelerine, annelerine, babalarına, eşlerine, yakınlarına ve topyekûn milletimize sabr-ı cemil, metanet ve dayanma gücü bahşetsin. Yaralı kardeşlerimize acil şifalar ihsan etsin. Milletimize, memleketimize bu tür acıları, elemleri, kederleri bir daha yaşatmasın.
“ONLAR ŞİMDİ RABBİMİZİN MİSAFİRİDİRLER…”
Dünya ölümlü dünya. Ölüm bir şekilde geliyor ve insanı buluyor. Ölümün yaşı yok. Rabbimiz, Kur’an-ı Azimüşşan’da ölüm veya benzeri zor durumlar karşısında sabredenler için “Allah sabredenlerle beraberdir.” buyuruyor. Sabır, müminin gönlünü teskin eden Rabbani bir sırdır. Böyle zamanlarda sabra ve duaya sığınmalıyız. Rabbimize “Üzerimize sabır yağdır Rabbim” diyerek el açmalıyız. Müminler, bir musibetle karşı karşıya kaldıklarında ‘Biz Allah’a aidiz ve O’na döneceğiz’ derler. Bunu da Rabbimiz öğretiyor bize. Dönüşümüz Allah’adır. İnsanın ebediyet yurdu orasıdır. Oraya çoluk çocuğunun rızkını ararken gidenler, toza toprağa bulansalar bile yüzleri ak giderler. Soma’da, Zonguldak’ta ya da başka bir yerde yerin yüzlerce metre altına inerek rızkını arayan madenci kardeşlerimizi, oralarda sahur ve iftar yaparken görmüşüzdür. Onlar ne mübarek kardeşlerimizdir. Onlar bize emeğin, alın terinin ve helal rızık peşinde koşmanın ne mübarek bir şey olduğunu öğretirler. Onlar şimdi Rabbimizin misafiridirler. Onlar şimdi Sevgili Peygamberimize komşuluk yapacaklardır. Onlar için yüreklerimiz yanıyor elbette. Nasıl yanmasın ki? Anne yüreği nasıl teselli edilebilir ki? Gene de Rabbimize sığınarak teselli bulmalıyız. Hamdolsun ki bu gibi hallerde Rabbimize sığınmamızı sağlayan iman gibi bir hazinemiz var. Hamdolsun ki ölümü, yok olmak değil, sonsuzluk olarak öğreten bir inancımız var.
“BUGÜNLER, MİLLET OLARAK ACILARI PAYLAŞMA, YARALARI SARMA GÜNLERİDİR…”
Böyle zamanlarda mümin kardeşliğinin gereği, acıları paylaşmaktır. Vefat edenlere rahmet dualarında bulunmak, geride kalanlara sabır niyaz etmektir. Memleketimizin her tarafından Soma’da can veren kardeşlerimize, Yasinler, Tebarekeler, Fatihalar, İhlaslar, Hatimler göndermeliyiz. Bugünler, millet olarak acıları paylaşma, yaraları sarma günleridir. Gönüllere kor düşmüştür. Seher vakitlerinde ellerimizi Rabbimize açıp “Gönüllere, peygamberlerin gönlüne lütfettiğin sekineti ver Rabbimiz” diye yalvarmalıyız. Bugünler, mümin kardeşliğinin sevgide, diğergamlıkta, fedakârlıkta, yardımlaşmada, dayanışmada imtihan günleridir. Bugünler, Sevgili Peygamberimizin “Müminler, tek vücut gibidirler” fermanı gereğince millet olarak 76 milyonun bütünleşmesi gereken günlerdir.
“KADER VE ECEL, İNSANOĞLUNUN İHMAL VE SORUMLULUKLARINI ASLA ORTADAN KALDIRMAZ…”
Bir de müminler, bu tür acı hadiselerden ders ve ibret alırlar. Görev ve mesuliyetlerinin tam manasıyla idrakine ererler. Bilhassa insan sağlığı ve hayatı açısından risk oluşturacak işlerde, hiçbir şekilde tedbirsizlik zaafı içine düşmezler. Zira kader ve ecel, insanoğlunun ihmal ve sorumluluklarını asla ortadan kaldırmaz. Takdir, insanoğlunun tedbir sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Sevgili Peygamberimizin ifadesiyle müminler, yaptıkları her türlü işi “en güzel ve en sağlam” şekilde yaparlar. Sonra da Allah’a tevekkül ederler.
“RABBİMİZDEN NİYAZIMIZ BİZLERE TAŞIYAMAYACAĞIMIZ ACILAR YAŞATMAMASIDIR…”
Geliniz, mübarek üç ayları idrak ettiğimiz şu günlerde, şu bereketli Cuma vaktinde, her türlü bela ve musibete karşı Sevgili Peygamberimizin bizlere öğrettiği şu dualarla Rabbimize yalvaralım: ‘Allah’ım, Bizleri önümüzden, arkamızdan, sağımızdan, solumuzdan ve üstümüzden (gelebilecek her türlü bela ve musibete karşı) muhafaza eyle’ ‘Yüce ve halîm olan Allah’tan başka ilâh yoktur. Arş’ın Rabbi Yüce Allah’tan başka ilâh yoktur. Göklerin, yerin ve Arş’ın Rabbi Allah’tan başka ilâh yoktur’ Rabbimizden niyazımız bizlere taşıyamayacağımız acılar yaşatmamasıdır. Rabbimizden niyazımız, böyle acılara karşısından dayanma gücü lütfetmesidir. Rabbimizden niyazımız, rahmetine tevdi ettiğimiz insanlarımıza lütuflarıyla muamele etmesidir. Hutbemizi tamamlarken, Soma’da hayatını kaybeden kardeşlerimize bir kere daha Rabbimden rahmet diliyor, yakınlarına sabr-ı cemil niyaz ediyoruz.