Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
Kahraman: ‘Erzurum’a ayrı bir önem vermekteyiz’
Kahraman: ‘Erzurum’a ayrı bir önem vermekteyiz’
Batman’da Erzurum Mutfağı tanıtıldı
Batman’da Erzurum Mutfağı tanıtıldı
Bir evden 97 kişi çıktı
Bir evden 97 kişi çıktı
Geleceğin yetenekli pedalları aranıyor
Geleceğin yetenekli pedalları aranıyor
496 gıda işletmesi denetlendi
496 gıda işletmesi denetlendi
HABERLER>ARAŞTIRMA İNCELEME
17 Ağustos 2024 Cumartesi - 13:54

Kutoğlu uyardı

Kutoğlu, ‘Erzurum ve Erzincan, Bingöl tarafında Yedisu fayı, Batı'da Sakarya'nın güneyinde Geyve ve Pamukova hattı ve Marmara Denizi'nin içindeki faylarımızın, var olduğu söylenilen bunun üzerinde tartışmalar var. Burada gerginliklerin yüksek olduğunu görüyoruz.’ dedi

Kutoğlu uyardı

Kutoğlu, ‘Erzurum ve Erzincan, Bingöl tarafında Yedisu fayı, Batı'da Sakarya'nın güneyinde Geyve ve Pamukova hattı ve Marmara Denizi'nin içindeki faylarımızın, var olduğu söylenilen bunun üzerinde tartışmalar var. Burada gerginliklerin yüksek olduğunu görüyoruz.’ dedi
Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Geomatik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şenol Hakan Kutoğlu, 17 Ağustos 1999 depreminin yıl dönümünde, Türkiye'nin deprem gerçeğine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Yaşanabilecek büyük depremlere karşı hazırlıkların hızlandırılması gerektiğini vurgulayan Kutoğlu, kentsel dönüşümden risk yönetimine kadar birçok konuda değerlendirmelerde bulundu.
Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Geomatik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şenol Hakan Kutoğlu, 17 Ağustos 1999 depreminin yıl dönümünde gazetecilere açıklamalarda bulundu. Kutoğlu, "17 Ağustos 1999 yılında meydana gelen İzmit yada Gölcük adıyla andığımız depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyoruz. Yakınlarını kaybedenlere tekrar baş sağlığı diliyoruz. 17 Ağustos'ta kırılan fay hattı Gölcük'ten başlayarak Düzce'ye kadar devam eden hat üzerinde 200 kilometre boyunca bir hattı kırdı. Artık bu fay üzerinde 200-250 yıl daha enerji birikmesi gerekiyor ki aynı büyüklükte bir deprem meydana gelsin. Hat üzerinde bu büyüklükte bir deprem beklemiyoruz. Ancak Türkiye'de yıkıcı depremlere neden olabilecek faylar mevcut. Bu faylar bize geçmişte bu çapta büyüklükte depremler meydana geldiyse kendine yeterli enerjiyi biriktirdiğinde tekrar edecekler. Yakın gelecekte yada daha uzak gelecekte deprem beklemeliyiz. Yakınlığı veya uzaklığını neye göre tayin edebiliriz. Deprem tarihi en son ne kadar geriye gidiyorsa tehlike o kadar yakın demektir. Biz fayların hareketlerini, yıllık hız miktarlarını uydu verilerinden görüntüleri işleyerek çıkartabiliyoruz. Bu geçmişteki depremlerden son meydana gelen yıkıcı depremlerden itibaren fay hızını kullanarak bir gerginlik hesabı yaptığımızda karşımıza çıkan tablo bu şekilde olacak" dedi.

"Deprem için endişelenmektense bununla ilgili tedbirlerimizi almak durumundayız"
Prof. Dr. Şenol Hakan Kutoğlu, Marmara Bölgesi ve İzmir çevresinde yaşanabilecek büyük depremlerin daha büyük kayıplara yol açabileceğine dikkat çekti. Kutoğlu, "Koyu mavi ve açık mavi renkler enerjinin henüz birikmediğini deprem üretme enerjisinin henüz tamamlanmadığını deyim yerindeyse soğuk faylar olduğunu söyleyebiliriz. Sarıdan kırmızıya doğru gittikçe gerginliğin arttığını görüyoruz. Bunlara da yine deyim yerindeyse sıcak faylar diyebiliriz. Kırmızı renktekiler bizim için en yakın tehdit oluşturan, kırılmaya en yakın faylarımız. O anlamda baktığımız zaman doğudan başlayarak gidecek olursak Erzurum ve Erzincan, Bingöl tarafında Yedisu fayı, Batı'da Sakarya'nın güneyinde Geyve ve Pamukova hattı ve Marmara Denizi'nin içindeki faylarımızın, var olduğu söylenilen bunun üzerinde tartışmalar var. Burada gerginliklerin yüksek olduğunu görüyoruz. Deniz içerisindeki fayların gergin olduğunu görüyoruz. Bandırma üzerindeki faylarımızın diğerlerine göre daha gergin olduğunu görüyoruz. Ege Bölgesinde İzmir, Manisa çevresinde bazı faylarımızda gerginliklerin yüksek olduğunu söylemek mümkün. Burada da epey bir enerji birikmesi söz konusu. Biz sürekli ülke olarak depremlerle sınanan bir ülkeyiz. Bununla ilgili yapmamız gereken şey artık depremlerle birlikte yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor. Ne zaman deprem olacak diye endişelenmektense bununla ilgili tedbirlerimizi almak ve artık depremlerde can kayıpları yaşamamak durumundayız. Hem yetkililerin alması gereken önlemler var. Ama öbür taraftan da vatandaşlarımızın da alması gereken önlemler var. O anlamda 1999 depreminden bu yana pek çok sayıda yasal düzenleme çıkartıldı. Kentsel dönüşüm çıkartıldı. Ancak henüz istediğimiz seviyede değiliz maalesef. Baktığımızda özellikle büyükşehirlerimizi dikkate alacak olursak Marmara ve Ege Bölgesinde hala yapı stokunun çok eksik ve bir çoğunun da mühendislik hizmeti almadan inşa edilmiş binalar olduğunu görüyoruz. Bunları hızlı bir şekilde dönüştürmemiz gerekiyor. Bu bizim artık 6 Şubat depreminden sonra meydana gelen hasar kaybettiğimiz canları geri döndürmemiz mümkün değil ama onların yanı sıra ülkemiz üzerinde büyük bir ekonomik yük getirdi" dedi.

"Kentsel dönüşümde yeni yöntemler geliştirmeliyiz"
Kutoğlu, vatandaşların kentsel dönüşüme ilgisini artıracak yeni yöntemlerin bulunması gerektiğini belirtti. "Allah göstermesin Marmara Bölgesinde veya İzmir çevresinde bu büyüklükte bir deprem yaşadığımız takdirde çok daha büyük kayıplarımız söz konusu olabilir. O anlamda çalışmaları biraz daha hızlandırmamız gerekiyor. Biraz daha etkili yöntemler geliştirmemiz gerekiyor. Kentsel dönüşüm anlamında, vatandaşın ilgisini artıracak yeni yöntemler bulmamız gerekiyor" ifadelerini kullanan Kutoğlu, bu sürecin hızlandırılmasının önemine dikkat çekti.

"Risk yönetiminde coğrafi dağılımı sağlamalıyız"
Prof. Dr. Kutoğlu, Türkiye'nin risk yönetimi stratejilerine ilişkin önemli bir uyarıda bulunarak, nüfus ve ekonomik yoğunluğun tek bir bölgede toplanmasının büyük bir risk oluşturduğunu ifade etti. "Risk azaltma anlamında baktığımız zaman risk yönetimi anlamında nüfus yoğunluğunu ve ekonomik yoğunluğu belli bir bölgede çok yüksek düzeye çıkarmak her zaman bir ülke için büyük bir risktir" dedi.

"Yapıları ülke geneline yayarsak riskleri azaltmış oluruz"
Kutoğlu; Türkiye'nin geniş coğrafyasını daha etkin kullanarak, ağır sanayi ve endüstriyel tesisleri sadece belli bir bölgede toplamak yerine ülke genelinde yaymanın, riskleri azaltacağını belirtti. Kutoğlu, "800 bin kilometre kare topraklarımız var. Hem nüfus yoğunluğunu hem de ağır sanayimizi, endüstriyel tesislerimizi bir bölgede Marmara veya Ege Bölgesinde toplamak yerine Türkiye coğrafyasına daha fazla yayarsak o zaman riski azaltmış oluruz. Çünkü böyle büyük bir deprem meydana geldiğinde etkilenecek tesis veya insan sayımız çok daha az olacaktır" ifadelerini kullandı.

"Biyolojik afetlerde de benzer bir strateji izlenmeli"
Prof. Dr. Kutoğlu, bu yaklaşımın yalnızca doğal afetler için değil, biyolojik afetler için de geçerli olduğunu vurguladı. COVID-19 pandemisinden dersler çıkarılması gerektiğini belirten Kutoğlu, "Sadece doğal afetler anlamında değil biyolojik afetler anlamında da bu bize katkı sağlayacaktır. Çünkü COVID-19 pandemisinde yaşadığımız gibi, daha az nüfusun yaşadığı şehirleri kapatmak ve etkilerini sınırlandırmak çok daha kolay olur" şeklinde konuştu.

"Marmara'da şu anda yakın bir tehdit söz konusu değil"
Marmara Bölgesi'nde yakın bir deprem tehdidi olmadığını belirten Prof. Dr. Kutoğlu, yine de bu konuda gerekli tedbirlerin hızla alınması gerektiğini ifade etti. Kutoğlu, "Marmara'da şu anda yakın bir tehdit söz konusu değil, ancak bu bölgeye yönelik hazırlıkları sürdürmek ve olası risklere karşı tetikte olmak büyük önem taşıyor" diyerek sözlerini tamamladı.

 
Ulaşımda Erzurum – Rize bütünleşmesi
 
 Türk Dünyası ozanları Ünlükaya’da buluştu
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
 Konut fiyatları yüzde 38,7 arttı
Konut Fiyat Endeksi (KFE), 2024 yılı Temmuz ayında bir önceki aya göre ...
Gençlerin tercihi tren
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, TCDD Taşımacılık tarafından ...
Tarım-ÜFE yıllık yüzde 41,07 arttı
Tarım ürünleri üretici fiyat endeksi (Tarım-ÜFE) yıllık yüzde 41,07 arttı, aylık yüzde 1,74 azaldı.
 
 Vali Çiftçi’ye TUİK brifingi
Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi, Türkiye İstatistik Kurumu Başkanlığı Erzurum Bölge ...
Erzurum net göç hızında 12’inci sırada
TÜİK İç Göç İstatistikleri’ni açıkladı. Verilere göre Erzurum 2023 yılı ...
 Sıcak günler sayısında artış olacak
Tarım ve Orman Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdür Afire Sever, “İklim değişikliği ...
 
 Instagram Erbaş'ın mesajlarını sildi
İnstagram, Türkiye'de erişimin tekrar açılmasının ardından Diyanet İşleri ...
BTK Güvenli İnternet Merkezi araştırdı
Bilgi Teknolojileri Kurumu ve İletişim Kurumu (BTK) Türkiye’deki Ortaokul ...
Tarımda örgütlü üretim ve Erzurum örneği
Tarım Ekonomisi Araştırmaları Dergisi’nde Sibel Kadıoğlu, Gökhan Taşğın, ...
 
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurumspor’un Yeni Sezon Önceliği:

a. Ligde kalmak
b. Playoffa kalmak
c. İlk iki için mücadele


Sonuçları göster Anket arşivi
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeKünye FacebookFacebook TwitterTwitter Günün HaberleriGünün Haberleri