YAŞAR YILDIZ
BAYBURT (İHA) - Bayburt Valisi Hasan İpek veda ziyaretleri kapsamında Bayburt Gazeteciler cemiyetini ziyaret etti.
Son çıkan valiler kararnamesi ile Şırnak Valisi olarak atanan ve İlimizden ayrılık hazırlığında bulunan Vali Hasan İpek veda ziyaretleri kapsamında Bayburt Gazeteciler Cemiyeti'ni ziyareti esnasında önemli açıklamalarda bulundu.
1999 depremi, AFAD'ın kurulması ve Atina Depremi'nden sonra Türk-Yunan dostluğunda büyük katkıları olduğunu anlatan Vali İpek, medyanın gücü konusunda ise 1991 yılında Ermenistan'ın Nahçıvan'ı işgalini medyayı kullanarak nasıl önlediklerini anlattı.
Bayburt'ta mutlu günler geçirdiğini belirten Vali "Bayburtlulara teşekkür ediyorum. Beni kendi memleketlerinde hissettirdiler. Geldiğim ilk günden beri kendimi yabancı hissetmedim. Kendimi başka bir ile gitmiş gibi hissetmedim. Her kesimle de çok güzel diyaloglarımız oldu. Devletin hizmetleri kesintiye uğramaz. Biz başlarız gelen arkadaşlarımız bir adım öteye götürür. Biz Bayburt'ta olmaktan ve çalışmaktan gerçekten mutluluk duyduk. Bayburt halkına çok teşekkür ediyorum. Biz huzurlu ve mutlu iki yıl yaşattılar. Ben Bayburtlulardan gerçekten çok memnunum. Birbirimize haklarımız geçti.
Haklarınızı helal edin. Bayburt'ta bana destek olmanızdan ve yardımcı olmanızdan dolayı Bayburt medyasına teşekkür ediyorum. "dedi.
Cenab-ı Allah bize hayırlı hizmet nasip etmek isterse Bayburt'tan gitmek isteriz' diyen Vali, " Ben Bayburt'ta kalmak istiyordum. Ben AFAD gibi bir teşkilatı kurdum. Bugün Türkiye'de yüz binlerce Suriyeli mülteciye bakabiliyor. Dünyanın birçok yerinde faaliyetler yapıyor. Böyle bir teşkilatın kurucusu olarak manevi tatminimi aldım. Bu açılım sürecinde önemli, Türkiye'nin kalbi sayılabilecek Şırnak'a tayinim çıkıyor. İnşallah orada da çok hayırlı hizmetleri Cenab-ı Allah bizlere nasip eder. Benim CV'im çok dolu olmasın diye yazmadım. Şahidim de burada Süleyman Çil. O zaman TRT'nin Erzurum muhabiriydi. Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki savaşın bitmesinde çok büyük bir katkımız oldu. Nahçıvan'a umut köprüsünü yaptık. Çok ciddi hizmetler yaptık. Haydar Aliyev'i Türkiye'ye getirdik. Türkiye'de koruyucu bir şekilde iki sene yaşamasını sağladık. Aralık gibi bir yerde bu hizmetler oldu. 1991-93 yıllarından Aralık'ta kaymakamlık yaparken o zaman ki TRT muhabiri olan Süleyman Çil, Nahçıvan-Ermenistan savaşına giderek haber yapıp Nahçıvan'ın garantörlüğünü belki de Demirel'e zorla söyleten gazetecilerden bir tanesidir."dedi.
Ziyarette bulunan Çil ise karşı tarafa geçip haber yapmada o zaman kaymakam olan Valimiz Sayın Hasan İpek'in çok büyük katkısının olduğunu belirtti.
Vali İpek sözlerine şöyle devam etti: "Ermenistan Nahçıvan'a saldırdı. 15 gün geçti. Biz Kars Valisi rahmetli Sıtkı Aslan günde iki defa Başbakanlığa ve ilgili kurumlara yazı yazıyor. Diyor ki bizim Kars anlaşmamız var. Ermenistan Nahçıvan'ı ele geçirmek üzere. Lütfen Nahçıvan için bir garantörüz diye bir açıklama yapalım. Ben günde 6 defa Nahçıvan tarafından haberleri alıp Kars valisine intikal ettiriyorum. Kars Valisi de günde iki defa bunu Ankara'ya bildiriyor.
Bir türlü Sayın Demirel'den böyle bir açıklama gelmiyor. Dedim ki Erzurum'daki gazeteleri sabahleyin karşıya geçirelim. Haberler çıkınca onlar da ortaya çıkar. Burada medyanın gücünü de sizlerle paylaşmak istiyorum. Bunlar sabah geldi Nahçıvan'a geçtiler. Saat 12'de haberlerini getirdiler. Biz de bir araçla kasetleri Erzurum'dan uçağa yetiştirdik. Ankara'da haberler çıkmaya başlayınca rahmetli Ecevit saat 7'de dedi ki ' Türkiye garantördür. Nahçıvan hakkında bir açıklama yapmıyor diye Demirel'i tenkit etti. Saat 8 haberlerinde baktık ki Demirel Biz Nahçıvan'ın garantörüyüz dedi. Ermeniler bir şey yapmasın. Kesinlikle biliyorum o günden beri haberi vardı bundan.
Haberi yoksa da çok kötü danışmanları vardı. Ben çok iyi biliyorum ki günde iki defe biz bu raporları Sayın Başbakan'a iletiyorduk. Çatışma görüntüleri yayınlandıktan sonra da Nahçıvan'a Ermeni saldırısı o gün kesildi. Bir kurşun atmadan Nahçıvan kurtulmuş oldu. Bu basının gücünü de gösteriyor aynı zamanda. Devlet adamlarımızın bazısının da vurdumduymazlığını da gösteriyor. "
1999 depremindeki çalışmalarından da bahseden Vali Hasan İpek "Ben ismimin ön plana çıkmasını sevmeyen bir insanım. Atina depreminde Türk-Yunan dostluğu başladı. Atina depreminde Türk-Yunan dostluğunu başlatan arama ekibinin başındaydım. Yunan kahramanlık madalyası aldım. AFAD gibi, Nahçıvan gibi, Yunanistan gibi olayları Cenab-ı Allah bana nasip etti. Bu barış sürecinin en önemli ili Şırnak'ta da -kardeşlik demiyorum, kardeşlik ayrılık anlamına geliyor- biz biriz, tek kişiyiz. Herkes bu ülkede ben ne isem o da o.İnşallah silahlar susar ki sustu. Halkımız tam bir güven içerisinde. Kültürel ve asayiş anlamında güven içerisinde yaşamayı sağlamayı da gelecek günlerde bize Cenab-ı Allah nasip eder. Bunda bizim de katkımız olur.
Bayburt'taki kardeşlerimden ayrıldığım için üzgünüm. Oraya gitmem hayırlı hizmetlere vesile olacak ise onun için de mutluyum. Ben kendimi de Bayburt'un Bayburtlu valisi olarak hissediyorum. Bu şekilde yazan arkadaşlara da teşekkür ediyorum. Biz mülki idare amirleri gittiğimiz yerle özleşebildiğimiz müddetçe başarılıyız. Gittiğimiz yeri kendi memleketimiz saymamız lazım. Aralık kaymakamı iken bizim Aralık dedik. Bizim Bayburt dedik. Bizim Şırnak diyeceğiz. Şırnak'ta da güzel şeyler yapıp insanlarımızın barış sürecine son noktayı koymasında katkımız olacaktır. Bu süreçte Kürt ve Türk halkının büyük desteğini bekliyoruz."ifadelerini kullandı.