Azerbaycan Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve Cumhurbaşkanlığı İdaresi Dış Politika Dairesi Başkanı Hikmet Hacıyev, "Her ne kadar 30 yıl işgale maruz kalmış olsa da, bugün barışın öncüsü ve inisiyatifi Azerbaycan'ın elindedir" dedi.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve Cumhurbaşkanlığı İdaresi Dış Politika Dairesi Başkanı Hikmet Hacıyev, Bakü'de bulunan Kars, Erzurum ve Iğdırlı gazetecilerle bir araya geldi. Karabağ Zaferi'nin 5. yıl dönümü dolayısıyla Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı organizasyonunda ve Azerbaycan Kars Başkonsolosluğunun girişimiyle Bakü'de bulunan gazetecileri özel ofisinde kabul eden Hikmet Hacıyev, gündeme dair konuları ve Azerbaycan'ın devlet politikasını anlattı.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve Cumhurbaşkanlığı İdaresi Dış Politika Dairesi Başkanı Hikmet Hacıyev, "Azerbaycan, bağımsızlığını kazandığı ilk günlerinden itibaren Ermenistan'ın askeri saldırısına ve işgaline maruz kalmıştı. 30 yıl boyunca Azerbaycan toprakları işgal altında kaldı. 2020 yılında Azerbaycan halkı bir vatan savaşı başlattı ve bunun sonucunda topraklar işgalden kurtarıldı. Ancak 2023 yılına kadar hala bazı bölgelerde Ermeni silahlı kuvvetlerinin kalıntıları ve ayrılıkçılar bulunmaktaydı. 2023 yılının Eylül ayında gerçekleştirilen antiterör operasyonuyla Azerbaycan tam egemenliğini ve toprak bütünlüğünü yeniden sağladı. Bugün Azerbaycan halkı büyük bir gururla zaferinin 5'inci yıl dönümünü kutluyor. Bu zafer sayesinde Azerbaycan devleti, dünyaya toprak bütünlüğünü, egemenliğini ve sınırlarının dokunulmazlığını sağlamış bir devlet olarak tanınmaktadır" dedi.
"Her ne kadar 30 yıl işgale maruz kalmış olsa da, bugün barışın öncüsü ve inisiyatifi Azerbaycan'ın elindedir"
Azerbaycan, barışı elde etmek ve tüm bölgeyi değiştirecek bir siyaset yürüten bir ülke haline geldiğine dikkat çeken Hacıyev, "Her ne kadar 30 yıl işgale maruz kalmış olsa da, bugün barışın öncüsü ve inisiyatifi Azerbaycan'ın elindedir. Bu vesileyle Azerbaycan, Ermenistan ile barış anlaşmasının imzalanması tekliflerini de ileri sürmüştür. 8 Ağustos'ta imzalanan Başkutan bildirgesiyle Ermenistan-Azerbaycan ilişkileri ve Güney Kafkasya'daki statüko yeni bir aşamaya girdi. Artık bölgede barış mevcuttur. Bu barışın daha da pekiştirilmesi, sürdürülebilir hale getirilmesi ve gelecek nesillere barışa dayalı bir bölge bırakılması hedeflenmektedir. Zengezur Koridoru'nun açılması da bu hedefin bir parçasıdır. Bu doğrultuda yürütülen çalışmalar, bölgede tamamen yeni bir gerçeklik oluşturacaktır. Herkes bu gelişmelerden faydalanacaktır. Azerbaycan'ın zaferinden sonra Ermenistan da bölgesel gerçeklikleri daha anlayışlı şekilde kabul etmeye başlamıştır. Ermenistan bugün anlamaktadır ki, gelecekteki gelişimi ekonomik, sosyal ve siyasi açıdan komşu devletlerle barıştan geçmektedir. Özellikle Azerbaycan ve Türkiye ile normal ilişkiler kurmak, toprak iddialarının sona ermesiyle mümkün olacaktır. Bu anlayış, Ermeni toplumu tarafından da kabul edilmektedir" diye konuştu.
"Azerbaycan bugün dünyada sıfırdan 9 şehir ve 300'den fazla yerleşim birimi kuran bir ülke haline gelmiştir"
İşgalden kurtarılan bölgelerin yeniden inşa edildiğini ifade eden Azerbaycan Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve Cumhurbaşkanlığı İdaresi Dış Politika Dairesi Başkanı Hikmet Hacıyev, "Güney Kafkasya bölgesinde Azerbaycan'ın zaferiyle birlikte yeni bir statüko oluşmuştur. Bu yeni statüko, hukukun üstünlüğüne, meşruiyete ve uluslararası hukuk ilkelerine dayanmaktadır. 5 yıl içinde işgalden kurtarılan bölgelerde büyük çaplı çalışmalar yürütülmüştür. Bu, dünya çapında savaş sonrası yapılan en büyük yeniden inşa projelerinden biridir. Yapılan restorasyon ve kalkınma çalışmaları devasa boyuttadır ve tamamen Azerbaycan'ın kendi iç kaynaklarıyla gerçekleştirilmiştir. Yeni altyapılar, evler, şehirler inşa edilmiştir. Azerbaycan bugün dünyada sıfırdan 9 şehir ve 300'den fazla yerleşim birimi kuran bir ülke haline gelmiştir. Bu büyük bir emek gerektirse de aynı zamanda bir gurur kaynağıdır. İnsani yatırımlar açısından da bu bölgeleri adeta bir cennete çevirmek ve zorunlu göçmenlerin onurlu bir şekilde topraklarına dönmesini sağlamak hedeflenmektedir" şeklinde konuştu.
"Azerbaycan-Türkiye kardeşliği"
Türkiye ile Azerbaycan'ın kalbinin birlikte attığını hatırlatan Hacıyev, daha sonra şunları söyledi. "Bu vesileyle kardeş Türkiye'ye bir kez daha teşekkür etmek isteriz. Vatan savaşında Türkiye'nin Azerbaycan halkıyla dayanışma içinde olması, her zaman olduğu gibi, bizim için ayrı bir gurur ve güç kaynağıdır. Türkiye ve Azerbaycan'ın kalbinin birlikte atması, her Türk vatandaşının nabzının Karabağ'la birlikte atması bizim için çok kıymetlidir. Bu bağlamda Türkiye'nin siyasi ve diplomatik desteği, Cumhurbaşkanımızın liderliği sayesinde bugün Azerbaycan-Türkiye stratejik müttefikliği Şuşa Beyannamesi ile resmiyet kazanmıştır. Bu müttefiklik bizim için ayrıca bir katkıdır. Bu vesileyle Türkiye medyasına da teşekkür etmek isterim. Kardeş Türkiye medyası zaferimizde, savaşımızda bizimle omuz omuza durmuştur. Birlikte bu mücadelede değerli katkılar sunmuştur. Savaşın en kritik alanlarından biri olan bilgi savaşında Türkiye medyası önemli rol oynamıştır. Bugün Azerbaycan-Türkiye kardeşliği, Cumhurbaşkanımızın da belirttiği gibi, dünyada eşi benzeri olmayan bir kardeşliktir. Bu, devletlerarası ilişkilerin ötesinde "bir millet, iki devlet" anlayışına dayanmaktadır. Bu prensip doğrultusunda her alanda başarıyla gelişiyoruz. Şuşa Beyannamesi ile bir kez daha vurgulamak isterim ki, Azerbaycan-Türkiye ilişkileri stratejik müttefiklik düzeyindedir. Zaferimizin 5'inci yılı münasebetiyle Bakü'de büyük bir askeri geçit töreni planlanmaktadır. Kardeş Türkiye'den üst düzey temsilcilerin katılımı beklenmektedir."