KIBRIS’TA YAŞANAN SON GELİŞMELER
Kıbrıs'ta bir çözüm olacağına inanmadıklarını söyleyen Başkan Göksan, "İngiltere'nin istemediği bir çözüm, Ada'da hiçbir zaman çözüm olmaz. Çünkü İngilizler orada kendi egemenliklerini sürdürmek istiyorlar. Son günlerde gündeme gelen doğalgaz bulunması gerçeği var. Tabii Ada'nın çevresinde doğalgaz, petrol var. Kavga Ortadoğu'da son olarak geçtiğimiz günlerde Rumların bulduğunu açıkladığı aslında bir İsrail şirketinin bulduğu bir doğalgaz yatağı var. Biz tabii son kısmıyla ilgileniyoruz. Çünkü o son kısmından önce aynı bölgede o şirketin doğalgaz araması var. 3 ayrı bölgede doğalgaz buldu İsrail şirketi. Son buldukları bölge Kıbrıs'a 80 kilometre mesafede, bu da bizi ilgilendiriyor. Bu 80 kilometre tüm adanın garantörü tabi Türkiye'nin garantörü yer altı ve yer üstü zenginliklerini de kapsıyor. Uluslararası hukuk bunu söylüyor. Biz de bir yanlış
algılama var, biz garantörüz. Rumlar ve Yunanlılar Türkiye'nin garantörlüğünü istemiyorlar. Ve bir şekilde 'sulandıralım da Türkiye'nin etkisi ve ilgisini oradan kurtaralım' hesapları var. Tabii ki böyle bir şey söz konusu değil. Uluslararası anlaşmalar aksi yapılmadığı takdirde her zaman geçerlidir. O nedenle 1959-60 anlaşmalarında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti anlaşması şuanda geçerlidir. Biz Türkiye Cumhuriyeti olarak haklarımızı kullanmak zorundayız. O nedenle biz kullanıyoruz. Ama yeterli eksiklerimiz var. Daha iyisinin yapılabilmesi için hep birlikte el ele bütün partiler, kurumlar kuruluşlar hep beraber olacağız ki bu işin üstesinden gelelim" diye konuştu.
Rumların Yunan doğalgazını İsrail üzerinden sıvılaştıracağı ve Yunanistan üzerinden AB'ye pazarlayacağı yönünde şirketin genel müdürünün açıklamasının olduğunu ifade eden Göksan, "Bize de pay vereceklerini söylüyorlar. Biz onlardan pay istemiyoruz. Bizim istediğimiz, Kıbrıs Türkleri ve Türkiye Cumhuriyeti olarak uluslararası haklardan kaynaklanan haklarımızın bize tanınması. Ondan sonra bize verecekleri bir miktar paraya razı değiliz. Musul Türklerinde de aynı sıkıntı yaşandı. Bizler de o oyuna düşmek istemiyoruz. Bizim siyaset adamlarımız onlara karşı yeteri kadar sahip çıkmadı. Bizim güvenliğimiz Türkiye'nin güvenliğidir. O güvenlik olmadığı müddetçe hele Türkiye'nin güçsüz olduğu bir dönemde bizi adam yerine bile koymazlar. Üzerimize konan sineği bile öldürürler, bırakın bizi öldürmeyi; tüm Ortodoks kilisesi bu adamları bu şekilde yetiştirdi" ifadelerini kullandı.