Ölümle sonuçlanan hastalıkların ikinci sırasında yer alan felç hastalığı artık bir korku ve tehlike olmaktan çıktı. İnsanlığın en büyük korkusu haline gelen felç hastalığı Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin uygulamaya başladığı yöntemle 4,5 saatte kurtarılıyor. Türkiye de sadece birkaç yerde uygulanmaya başlanan bir uygulama ile felç hastaları ameliyatsız yöntemle ayağa kalkabiliyor. Erzurum Bölge Eğitim Ve Araştırma Hastanesi Kalp Merkezi’nde uygulanmaya başlanan ve kalp anjusuna benzeyen yöntemle 20’den fazla felç hastası kurtarıldı.
FELÇ ARTIK TEHLİKELİ DEĞİL
Konuyla ilgili bilgi veren Tıp Fakültesi Dahiliye Tıp Bilimleri Anabilim Dalı Nöroloji Bölümü Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Gökhan Özdemir, “Günümüzdeki felçli hastaları en büyük nedeni beyne giden damarların tıkanması ve bunun yanı sıra nadirde olsa beyin kanamaları da önemli bir felç nedeni oluşturmaktadır. Beyinde damar tıkanıklık olduğu zaman, beyin bölgesinde sinir hücreleri ölüyorlar. Sinir hücreleri diğer organlar gibi yenilenebilir bir özelliği yok. Geri dönüşümsüz bir yola giriyor. Bizim yapmamız gereken bu geri dönüşümsüz yola girmeden önce bu hücreleri kurtarabilmek. İşte beyin damar tıkanıklığı olan bu hastalarda ilk 4,5 saat içerisinde eğer hasta bize ulaştırılabilirse sinir hasarı olmadan biz müdahalelerle beyin damarını açabiliyoruz. 4,5 saatten sonra eğer hasta bize ulaşır ise yapacağımı müdahale ile herhangi bir geri dönüşüm sağlanamaz ve oluşan hasar kalıcı olacaktır. Yaptığımız bu yöntem Türkiye’de sadece birkaç yerde var. Dünyada da bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar az uygulanıyor. Doğu Anadolu, Karadeniz, Güneydoğu Anadolu, Akdeniz, Ege Bölgelerinde bu tür bir uygulama yok. Bu yöntem en çok İstanbul’da yapılıyor. Şimdi bizde başladık. Haziran ayından beri uygulamaya başladığımız bu yöntem ile 20’den fazla hastayı kurtardık.” dedi.
AMELİYATSIZ YÖNTEM
Uygulanan yöntemin ameliyatsız olarak yapıldığını belirten Özdemir, “Bu yöntem girişimsel bir sistemdir. Aynı kalp anjusu gibi normal kasıktan giriyoruz, ana aurt damarına oradan da beyin damarlarına müdahale edebiliyoruz. Ameliyatsız yapıyoruz. Damara müdahalemizde ya damarda pıhtılaşan kanı ya dışarı çıkabiliyoruz ya da o pıhtıyı eritecek ilaç koyuyoruz. Biz 112 ile irtibata geçeceğiz. Böyle acil bir durum olunca helikopteri kullanarak da doğrudan bize ulaştırabilecek.” diye konuştu.
BEYİN NAKLİNDEN DAHA DA İYİSİ
Konuyla ilgili bir diğer açıklama yapan Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Anabilim Dalı Kardiyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serdar Sevimli ise, “Şuanda en çok ölüm sebeplerinin başında kalp krizi gelmektedir. İkinci sırada ise felç hastalığıdır. Özellikle felç hastalığına tutulduktan sonra ilk 6 ayı ölüm olasılığının en yüksek olduğu zamandır. Ancak erişkin mağduriyet konusunda felç hastalığı ilk sırada yer almaktadır. Bu hastalığın yaşı yok ve aynı şekilde bizim tedavimiz içinde bir fark yok. Sadece bize hasta felç vurduktan sonra ki 4,5 saatte ulaştırılması. Bu gün bilindiği gibi beyin nakli yok. Eğer bir gün beyin nakli bulunsa büyük başarı diye konuşulur. Bizim yaptığımız ise beyini yenilemektir. Beyin naklinden daha iyi. Asıl yatırım yapılası gereken, merkezlerin çoğaltılması gereken bir sistemdir.” şeklinde konuştu.