Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
Trendyol 1. Lig: Ankara Keçiörengücü: 4 - Manisa FK: 0
Trendyol 1. Lig: Ankara Keçiörengücü: 4 - Manisa FK: 0
ERSANDER’den Öğretmenler Günü etkinliği
ERSANDER’den Öğretmenler Günü etkinliği
Özden: ‘Mesleklerin en kutsalı öğretmenliktir’
Özden: ‘Mesleklerin en kutsalı öğretmenliktir’
Tanfer: ‘Eğitimin kahramanları öğretmenlerimizdir'
Tanfer: ‘Eğitimin kahramanları öğretmenlerimizdir'
Özcan’dan Öğretmenlere vefa
Özcan’dan Öğretmenlere vefa
HABERLER>ARAŞTIRMA İNCELEME
31 Mayıs 2021 Pazartesi - 01:44

Evlat nöbetine bilimsel yaklaşım

Palabıyık, “Diyarbakır anneleri için başlatmış olduğum araştırma esnasında PKK, bir babadan oğluna karşılık 10 bin dolar istemişler ve evini satan babaya evladının ayakkabısını vermişler” dedi.

Evlat nöbetine bilimsel yaklaşım

Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Adem Palabıyık, “Diyarbakır anneleri için başlatmış olduğum araştırma esnasında PKK, bir babadan oğluna karşılık 10 bin dolar istemişler ve evini satan babaya evladının ayakkabısını vermişler” dedi.
Palabıyık, gündemdeki konulara ilişkin İHA’ya açıklamalarda bulundu. Kürt meselesinin Avrupa serüveninin ülkemizden giden göç dalgası ile başladığını ifade eden Palabıyık, “Özellikle 1960’larda başlayan süreç sonrası göç eden ailelerin 1990 sonrası ülkemizde yaşananlar ile yaşananların siyasallaşması sonrası göç ile birlikte Kürt sorununun uluslararasılaşmasına yol açtı. Faili meçhuller ve benzeri gelişmeler göç olgusuna olumsuz katkı yaptı ve 90 sonrası yurt dışına gidenler 60’larda gidenlerle kurduğu hemşehrilik ilişkilerini örgüt lehine kullandı. Hemşehrilik bir mekanizma olarak adeta bir tampon bölge görevi gördü ve bu sosyolojik bir vaka haline geldi. Çünkü göç eden aileler alışkanlıklarını hemen bırakamıyor ve kırsal gelenekler (kümes hayvancılığı, vb) devam ediyordu, böylece ilk göç edenler sonraki gelenlerin etkisi ile siyasallaşınca bu tür geçiş aşamalarına öncülük ettiler. Tabi bir de SSCB’nin 1990’da parçalanmasından sonra bayraktan orak-çekiç çıkarıldı, bu Kürt siyasal hareketinin SSCB sonrası Avrupa’ya ilk göz kırpmasıydı. Ayrıca örgüt her ülkeyi ve bölgeyi FETÖ mantığı ile böldü ve yetki alanını belirlerdi. Bir de özellikle dernek, STK ve HDP benzeri yapılanmalar oluşturuldu. İlginç olan bu sivil yapılanmaların birçoğu ya federasyon ya da konfederasyon olarak kabul edildi. Bu yapılanmalar PKK’ya yakın sivil yapılanmaların desteklenmesi ve Türkiye karşıtı tavır kuruluşlarda önemli roller oynadı. Türkiye’nin son dönemlerdeki şahlanışı ve PKK’ya alan bırakmaması birçok ülkenin ülkemizin yumuşak karnı ile uğraşmasının ana sebebidir. Mesela MED-DER, DTK gibi yapılanmalar etkin çalıştı. Bir de DİAYDER gibi dini konularda PKK taraflı propaganda yapan yapılar, organizasyonların kuruluş sürecinde etkili oldu. DTK toplantılarına, Şeyh Murşid, Şeyh Takyedin, Meryem Ana Kilisesi Papazı Yusuf Akbulut, BDP il ve ilçe yöneticileri, İHD, MEYADER, DİVES, KURDİ-DER, KADEP yöneticileri, Barış Anneleri İnisiyatifi aktivistleri, Bismil Din Adamları Derneği, Dernekler Platformu, Mardin Din Adamları Derneği, Dicle Fırat Diyalog Grubu, ilçe belediye yöneticilerinin yanı sıra çok sayıda kurum ve kuruluş katılmıştır. Kongre, Kur'an okunması ile başlamış; Kur'an okunmasının ardından yaşamını yitireler anısına bir dakikalık saygı duruşunda bulunulmuştur. DİAYDER’e bağlı olarak camiler, dahi kurulmuş ve PKK’nın istediği isimlerden mahalle imanları oluşturulmuştur. Bu yapılanmalar aslında PKK’nın derin yapılanmasının işaretleri arasındadır lakin en önemli girişimler kadınlar tarafından yapıldı. Kadın dernekleri çok güçlendi, Avrupa’da hızla yayılan LGBT yapılanmaları PKK için inanılmaz bir ortam sağladı. Bir de terör ilişiği olan gazetecilerin himayesini üstlenildi, Can Dündar gibi.. Yani tek adımla başlamadı. Ayrıca özellikle Avrupa’daki siyasallaşmış Alevilik farklı bağlamlarda cepheleştirildi. Avrupa, sözde cihatçı örgütlere karşı PKK’yı tek muhalif olarak görmeye başladı. AB, Ortadoğu’daki özgürleştirici kadın hareketini PYD’nin başlattığı bir yapı olarak gördü ve destekledi” diye konuştu
“ÖLENLERİN KIBLE OLARAK KANDİL’E DOĞRU GÖMÜLDÜĞÜNÜ BİLİYORUZ”
“PKK’nın Avrupa serüveni ile Türkiye serüveni ayrı metodoloji izlemektedir” diyen Palabıyık, PKK’nın Avrupa’da Avrupa’nın şartlarına göre kendisini kodladığını sözlerine ekledi. Konferanslardaki konu edilen isimlerin Aram, Peri, Doz ve Avesta yayınları gibi yayınevlerinden çıkan çalışmaların yazarların olduğunun bilindiğini ifade eden Doç Dr. Palabıyık, “Bu isimler teorik altyapıyı başlatır. Ama Türkiye’de işler böyle değildir; bizzat HDP, yani siyasal kanal aracılığı ile işler. Benzer derneklerin özellikle Doğu ve Güneydoğu’daki yapılanmaları çok mühim. Kırsal alanlarda PKK’nın imamlarının etkisi fazlaydı, hatta ölenlerin kıble olarak Kandil’e doğru gömüldüğünü biliyoruz. Özellikle bir dönem işlevsel olan siyaset okulları ve halk evleri bu illerin mekânıydı. Kırsal alandaki uyuşturucu tarlaları yok edilmeye başlandığında PKK bölgedeki iş adamlarının çocuklarını kaçırmaya başladı. Hatta bunlardan biri Van’da beton işi ile uğraşan zengin bir aileydi. Daha çok örnek var. Özellikle uyuşturucu yollarında izin vermeyen bölge aşiret liderlerinin çocuklarını da aynı sebeplerden kaçırdılar. Yine HDP’nin sivil kodları makbuz karşılığında esnaftan para topluyordu. Verilmeyince ‘güvenliğiniz için’ ifadesi kullanılmıştı. Ayrıca Mardin’de de benzer durumlar gerçekleşti. En yakın örnek ise Diyarbakır anneleri çadırında yer alan bir babanın sözleriydi. Görüştüğümüzde kendisi aynen şunları ifade etmişti, ‘bana ‘oğlunu vereceğiz’ dediler ama 10 bin dolar istediler, evimi sattım gittim ama bana oğlumun ayakkabısını fırlattılar. Parayı da aldılar.’ Bu sadece bir örnek, Diyarbakır anneleri kendi çocukları için her şeyi gözden çıkarmıştı, PKK bunu biliyordu. İşin kötü tarafı bazı iş adamlarının paralarını aklamak için PKK’ya yöneldiği bir dönem çok söylendi. Doktora tezimi çalışırken bunu duydum. PKK’nın bazı ödemeleri Irak’ta temizlediğini söylemişlerdi. Bankalarda PKK ile irtibatlı isimlerin olduğunu düşünüyorum. Bir de Suriye meselesinde cadde üstlerinde ‘kurban derisi toplama’ faaliyetleri yapıldı. Çok sayıda aile bağış yaptı, bu deriler de Suriye’ye gönderildi. Hatta ‘Kurdistan Kızılayı’ dahi kuruldu. Öcalan ve Mandeal benzerliği sürekli dile getirildi. Bir de HDP’nin sosyal alan bulabilmek ve PKK’ya sosyal alan açma adına Kültür ve Turizm Bakanlığına dair talep iddiaları var, sosyal organizasyonlar çok önemlidir. Bu sayede fidye işlevi gerçekleşiyor” ifadelerini kullandı.

“PKK, MALİ İHTİYACINI BATI'DAN MI KARŞILIYOR?”

AK Parti nefretinin PKK ve yandaşlarına ciddi destek sağladığının altı çizen Doç. Dr. Adem Palabıyık, “PKK mali ihtiyacının önemli bir kısmını Batı’dan karşılıyor ama direkt Batı ile temasa geçmesine gerek yok, zaten yapmıyor. Çünkü yeni rota Ortadoğu, Avrupa ile Ortadoğu’da flört halindeler, maalesef ‘Arap Baharı’ minimal yapılanmaları ortaya çıkarınca PKK da PYD’ye dönme şansını buldu, özellikle de Suriye’de. Bir de mali ihtiyaç biçimi değişti. PKK kendisine silah yardımı yapan devletlere geçiş izni veriyor. Örneğin uyuşturucu izni sayesinde silah temin ediyor. Farklı kültürleri (Ezidi, vb) koruduğu bahanesi ile bu kültürlerin uluslararası temsilcilerinden de maddi destek alıyor. Özellikle Ermeni lobileri PKK’ya ciddi destek veriyordur. Bunun yanında gıda malzemeleri özellikle Suriye üzerinden temin ediliyor. PKK için Suriye çok mühim, o sebepten ülkeniz orayı temizlemek zorunda. Sanırım AK Parti üzerinden de bir ötekileştirme çabaları var. AK Parti nefreti, PKK ve yandaşlarına ciddi destek sağlıyor. Belçika, Fransa gibi ülkelerde birileri devlet protokolü ile karşılanıyorsa bunun güçlü Türkiye ile yakından ilişkisi vardır. AB’ye SİHA satan bir ülke önemlidir. Ama AK Parti karşıtlığı düşmanları bir araya getiriyor” şeklinde konuştu.

“AVRUPA'DAN PKK'YA PARA DESTEĞİ NASIL SAĞLANIYOR?”

Palabıyık, Europol’un 2020 raporuna da değinerek, şöyle devam etti:

“Sadece PKK’ya verilen siyasi desteklerin sebebinin ülkemiz olduğunu, Yunanistan gibi Türkiye karşıtı ülkelerin desteklediğine dair ifadeler var. Bizim pratik ve gözlemlerimiz ise bunun birkaç yolu olduğunu söylüyor. Yukarıda STK’lara değinmiştik. Bir de PKK’ya yakın ve parlamentoda ya da siyasette önemli isimler var. Örneğin Almanya’daki Cem Özdemir isimli şahıs, PKK’nın bütün STK yapılarını legalleştirme peşinde, ayrıca Fransa’nın tutumu para politikalarının ilerleyişini çok etkiliyor. Bunu FETÖ gibi düşünün, aynen HDP’nin yaptığı gibi kilit kavramlar üzerinden gidiliyor, özgürlük ve demokrasi gibi. Bu tür kavramlarla kıyılan STK ve derneklerde ülkemizdeki sözde baskılar anlatılıyor. Böylece yerel yetkilileri ikna çabaları ortaya çıkıyor. Tabi son dönemde en önemli yapı KCK oldu, çünkü KCK en üst düzey sivil örgütlenmeydi ve ilk zamanlarda başlayan bütün PKK sivil yapılanmaların çatısı konumuna yükseldi. İnanılmaz bir aracı kurumdur, DTK yapısı dahi onun tarafından dizayn edilmiştir. PKK’nın Suriye kolu olan PYD/YPG’nin özellikle Suriye üzerinden elde etmeye çalıştığı kazanç uyuşturucu üzerindedir ve ülkemizin vermiş olduğu başarılı mücadele küresel baronların üzerimize gelmesine sebep olmuştur. PKK’ya katılımların azalmasına rağmen yurtdışı katılımların artması da yine aynı sebebin sonuçlarıdır. Ülkemiz uyuşturucu ile savaştıkça PKK’nın ve destekçilerinin ülkemizin dış politikasını kötülemesi de tesadüf değildir. Bu sebepten Suriye’nin kuzeyi kesinlikle güvence altına alınmalıdır.”

RÜKNEDDİN KILIÇARSLAN OLAYI

Palabıyık, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için Rükneddin Kılıçarslan olayını başlatmak istediklerini ama asla başarılı olamayacaklarını ifade ederek, “Özellikle Cumhurbaşkanımızı yıpratma çabaları yeniden hız kazanmış görünmektedir. Ülkemizdeki muhalefet destekli bu çaba masum bir girişim değildir. Bunların yanında Cumhurbaşkanımızı yalnızlaştırma politikaları da devam etmektedir. Bir taraftan ülkemizi uyuşturucu ticaret merkezi gösterilmek istenmekte öteki taraftan da ülkemizin yalnızlaştırılma olgusuna kurban edilmek istenmesi özellikle muhalefet tarafından karşı çıkılması gereken bir gelişmedir. Tarihteki önemli şahsiyetlerden biri olan IV. Rükneddin Kılıçarslan maalesef yalnızlaştırma meselesinde ciddi sorunlar yaşamış ve sonradan şehit edilmiştir. Mevlana’nın defalarca ‘gitme’ demesine rağmen gitmiş ve şehit edilmiştir. Bugün aynı oyun oynanmaktadır, işin ilginci yerel siyasetin de bu sürece dahil olmasıdır. Özellikle İyi Parti’nin uzlaşılamayacak noktaya gelmesi hayret vericidir. Tam da Rükneddin Kılıçarslan olayına benzer bir süreç izlenmektedir. Bu süreçten anca dikkatli olmak, ülkenin çöküşüne hizmet etmektir. Aynen Kılıçarslan’ın başına gelenlerin bizlerin başına gelmemesi için” şeklinde konuştu.

 
Uyuşturucuyu köpeğin tasmasına sakladılar
 
TOKİ kampanyası yoğun ilgi buldu
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Demir: 'Uzay yolculuğu Türkiye’nin yolculuğu'
Demir, ' Neden Türkiye’nin yolculuğu diyoruz çünkü bu ülkemiz için belirli ...
ATAUNİ’den Uluslararası Proje başarısı
Proje ekibinde Atatürk Üniversitesinden Prof. Dr. Bülent Çavuşoğlu, Dr. ...
ATAUNİ SBÜ’den Danışmanlık Çalıştayı
Atatürk Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü ile Öğretme ve Öğrenmeyi ...
 
Üniversite-Sanayi iş birliği güçleniyor
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) tarafından Covid-19 ...
ISEF dünya dördüncüsü Erzurum’dan
Erzurumlu lise 11.sınıf öğrencisi İdil Büyükgölcigezli, Pyracantha coccinea ...
Tarım-GFE yıllık yüzde 21,03 arttı
Tarımsal girdi fiyat endeksi Mart ayında yıllık yüzde 21,03, aylık yüzde 1,33 arttı.
 
İstihdam endeksi açıklandı
Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında istihdam endeksi, ...
ATA KARMER’den bir ilk
Atatürk Üniversitesi Kariyer Planlama ve Mezun İzleme Uygulama ve Araştırma ...
ETÜ Projesine TÜBİTAK’tan destek
ETÜ Makine Mühendisliği Bölümü tarafından hazırlanan proje, TÜBİTAK 1004 ...
 
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurumspor’un Yeni Sezon Önceliği:

a. Ligde kalmak
b. Playoffa kalmak
c. İlk iki için mücadele


Sonuçları göster Anket arşivi
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeKünye FacebookFacebook TwitterTwitter Günün HaberleriGünün Haberleri