BERLİN (İHA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa'nın terörle mücadelede Türkiye'yi yalnız bırakmalarının, AB ülkelerinin inandırıcılığını sarstığını belirterek, terör örgütüne karşı gösterilen müsamahaya anlam veremediğini söyledi.
Başbakan Erdoğan, "Almanya ve Göç: 50. Yılında Almanya'daki Türkler Sempozyumu''nun açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye ile Almanya arasındaki güçlü bağlara dikkat çekerek, "Türkiye'nin uluslar arası tezlerine sahip çıkması, Kıbrıs meselesinden, 1915 olaylarına, AB ile üyelik müzakerelerinden terörle mücadeleye kadar her alan işbirliği yapması beklenen ülke yine Almanya'dır" dedi.
Erdoğan, "Takdir ederseniz ki, sadece Almanya'daki Türk nüfusu, bugün bazı Avrupa Birliği ülkelerin nüfusundan katkat fazladır. Bizi anlamasını, bize destek vermesini umduğumuz, kendimize yakın gördüğümüz Almanya'nın AB sürecinde bize daha güçlü destek vermesini bekliyoruz. Hele hele, tüm belgelerini, tüm bilgilerini, somut dellilerini ortaya koyduğumuz halde, AB'nin kimi ülkelerince terör örgütünün faaliyetlerine karşı gösterilen müsamahaya hiç ama hiç anlam veremiyoruz" ifadelerini kullandı.
"KÜÇÜK DÜŞÜNEN LİDERLER AB'Yİ KÜRESEL BİR AKTÖR YAPAMAZ"
"İnsanlığa, demokrasiye ve barışa kast eden terör örgütü ile mücadelede, Türkiye'nin yalnız bırakılmasının vicdanları yaraladığını" kaydeden Erdoğan, "Hükümetler ikidarlar gelip geçidir. Bizler bu koltuklarda ebediyyen kalıcı değiliz. Er veya geç bu koltukları teslim edeceğiz. Tarih popülizm yapanları, günü birlik politikaları tercih edenleri ve küçük siyasi hesaplar yapanları değil, erdemli davranarak sorumluluk üstlenenleri ve büyük düşünenleri kaydeder. Küçük düşünmek Avrupa Birliği'ne yakışmaz. Küçük
düşünen liderler AB'yi küresel bir aktör yapamaz. Bizim beklentimiz, Almanya'nın büyük bir vizyon ortaya koyarak, AB'nin geleceği için öncü rol üstlenmesi" diye konuştu.
"MESUT ÖZİL'İN ATTIĞI HER GOLDE BİZLER DE HAVALARA UÇUYORUZ"
Almanya'daki Türk nüfusun hiç kuşkusuz Almanya için de, Türkiye için de çok önemli bir imkan olduğunu belirten Erdoğan, "50 yıl önce Almanya'ya gelen ilk nesil, emekleri ve alın terleri ile ortak bir geleceği Alman dostları ile birlikte inşa ettiler. Bugün 4. nesilden bahsediyoruz. Ana dili kadar Almanca konuşan Almanya'nın her türlü alanına önemli katkılar sağlayan Türkiye kökenli vatandaşlar var. Fatih Akın'ın filmleri Almanya'nın olduğu kadar bizimde gururumuz. Tür Milli Takımı'nın kalesini hedef almadığı süreci sürece Mesut Özil'in attığı her golde, bizler de havalara uçuyoruz" dedi.
Almanya'daki Türklerin, artık Alman toplumunun ayrılmaz bir parçası haline geldiğini kaydeden Erdoğan, "Onlar ne kadar işçi ise o kadar da insan. Onlar ne kadar emekçi ise kültürleri, dinleri, dilleri ile o kadar da insan. Buradan he rtürlü ayrımçılık, ırkçılık, fırsat eşitliğine karşı eylemleri, anti semitizmi reddettiğimiz gibi reddediyoruz" dedi.
"ASİMİLASYON IRKÇILIK VE AYRIMCILIK KADAR İNSAN SUÇUDUR"
Erdoğan, "Almanya makamlarının, bizlerle aynı hassasiyeti paylaştığını biliyorum. Bu insanlık suçlarıyla ortak mücadele edeceklerine inanıyorum. Irkçılık ve ayrımcılık kadar asimilasyonun da insanlık suçu olduğunda Almanya ile hemfikiriz. Biz entegrasyonu kayıtsız, şartsız destekliyor ve teşvik ediyoruz. Türklerin Almancayı öğrenme ve en iyi şekilde konuşmalarını teşvik ediyoruz. Almanya vatandaşlığına geçmelerini teşvik ediyor, özendiriyor, Türkiye'deki haklarını muhafaza ederek Almanya vatandaşı olmaya
çağırıyoruz. Ben de Alman vatandaşlarını Türk vatandaşı olmaya davet ediyorum" ifadelerini kullandı.
"ENTEGRASYON TEK TARAFLI DEĞİLDİR"
Başbakan Erdoğan, "Takdir edersiniz ki, entegrasyon tek taraflı değildir. Entegre olunan tarafın da ana dilin öğrenilmesi, kültür ve geleneklerin muhafaza edilmesine saygı duymasını arzu ediyoruz. Birlikte yaşama kültürünü ne kadar yüceltirsek, gelecek de o kadar parlak olacaktır" dedi.
Erdoğan konuşmasının devamında şunları söyledi:
"Mevcut sorunları demokrasi, hukuk ve insan hakları çerçevesinde aşacağımızı biliyoruz. Küreselleşen dünyada farkılıkları red eden fanatik yaklaşımlar değil; mutlaka ve mutlaka barış, bir arada yaşama, dayanışma kazanacaktır. En sonunda medeniyetlerin çatışması tezi mutlaka boşa çıkacak, medeniyetlerin ittifakı dünyaya hakim olacaktır. Biz buna inanıyor ve bunun için gayret sarfediyoruz. Almanya toplumu içindeki her bir Türkün, geldiği medeniyet itibariyle Alman dostları ile aynı idelaleri paylaştığını biliyoruz. 50 yıl önce gelenler bu topraklara sadece emeklerini değil, iyi niyetlerini de getirdiler. 50 yıl önce gelenler çok muhteşem bir başarı sağlayarak gurbeti sılaya dönüştürdüler.
Alman makamlarına öz verili sağduyulu, anlayışlı gayretlerinin olumlu yaklaşımlarından dolayı ve entegrasyona verdikleri katkılardan dolayı ayrıca şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum"
Konuşmama son verirken tekrar etmekte fayda görüyorum, her yıl yaklaşık 4 milyon Almanın ülkemde turist olarak bulunması, bize ayrı bir gurur veriyor. Bu, halklarımızın bütünleşmesi ve birinci sırada Almanya'nın bu noktada yer almış olması bizi ayrıca geleceğe olan umutlarımız noktasında güçlendiriyor. Ve inanıyorum ki biz birlikteyiz."