İş adamı Ethem Sancak, tarım ve hayvancılığın geleceğinin çok parlak olduğunu belirterek, “Bu sektör, Türkiye için en kazançlı yatırım olacak.” dedi.
İş adamı Ethem Sancak, Erzurum Girişimci İşadamları Derneği (ERGİAD)’nin düzenlediği ‘Ortaklık Kültürü ve Kurumsallaşma’ konulu programın davetlisi olarak Erzurum’a geldi. Sancak, Özel Erzurum Şifa Hastanesi’nde organize edilen programda, DASİDEF’in tarım komitesi üyelerine sektöre yönelik tecrübelerini anlattı.
Tarım ve hayvancılığın, et ve tırnak gibi olduğunu belirten Sancak, dünya nüfusu hızla artarken, beraberinde küresel ısınmanın da etkisiyle kıtlığın baş göstereceği yönündeki iddiaların, iyi ve usulüne uygun tarımın geleceğini çok daha parlak bir duruma getireceğini söyledi. Tarımı iyi etüt etmek, dizaynı iyi yapmak ve kazanmak gerektiğini belirten Sancak, “Hazreti İbrahim’den bu yana insanlar bakarak öğreniyor. Bütün kabzımallar Siirtli, leblebiciler Çorumlu, hamamcılar Sivaslı veya Tokatlıdır. Biz birbirimize bakarak iş yapıyoruz. Tarım işinde de verimli ve kârlı bir iş yaparsak, bu herkesi kapsar ve sektör olarak ayağa kalkarız. Onun için başarısız tarım sektörü ve işlerinden çok korkarım.” diye konuştu.
“TUSKON, SEKTÖRÜ AYAĞA KALDIRABİLİR”
Erzurum’un, tarımdan öte hayvancılık sektöründe ayağa kalktığı zaman bütün Türkiye’nin kurtulacağını düşünen Sancak, Doğu ve Güneydoğu’nun hayvancılık sektörü için iki büyük merkez olmasına rağmen, verim noktasında çok çok gerilerde olduğunun altını çizdi. Tarım ve hayvancılığa merakından, tarihsel serüvenini de araştıran Sancak, şöyle devam etti: “Osmanlı döneminde, bu coğrafyada Kars’tan kalkıp, soluğu Van gölü civarında alan, yazın bu dağlarda, kışın göl çevresinde dönüp dolaşan bir milyon büyük baş hayvan sürüsü varmış. Bölgenin insanı bunlarla geçiniyormuş. Yine yazın Siirt’in dağlarında, kışın da Mardin’in ovalarında dolaşan 10 milyon küçük baş hayvan varmış. O sürünün çevresinde kasabalar oluşurmuş. Peynir, tereyağı, yün ve tuz kasabaları gibi. Bugün bütün çabam; modern bir çağda bunları yeniden inşa edebilir miyiz diye düşünüyorum. Bunun için de uygun bir devlet kafası, ona uygun kamuoyu ve sivil toplum, ona uygun girişimci lazım. Bu işi yapmak için tek başına girişimci yeterli olmayabilir. Bu uzun metrajlı bir proje. Mesela TUSKON bu senaryoyu gerçeğe dönüştürebilir. Potansiyel gücü var. Böyle bir hareket icra olacak olursa içinde ben de olurum.”
“MERALAR, TÜRKİYE’NİN EN ÖNEMLİ ZENGİNLİĞİ”
Sancak, Türkiye’nin en önemli meralarının Doğu ve Güneydoğu’da olmasına rağmen çok bakımsız ve işlevinden uzak bir durumda olduğuna dikkat çekti. Hayvancılık sektörünün en önemli girdisi olan yemin maliyetinin yüzde 60′lardan yüzde 20′lere indirilmesi için meraların büyük bir öneme sahip olduğunu hatırlatan Sancak, “Bunun yapılması durumunda ülke olarak hayvancılık ve tarımda rekabet edebilir duruma gelinecek. O zaman ülke amacına ulaşabilir. Bu meralar burada, büyükbaş hayvan genetiği burada, buna uygun eğitilecek halk burada. Eskiden buranın insanı, sürüsünü ahıra koymazdı. Verim sıfırlandı, ırk öldü. Biz kendimiz şehirleşirken, inekleri de şehirleştirdik. İnekler şehirleşmez. İnekler tabiatın canlıları veya yaratıklarıdır. Onlar orada güzel. Tekrar oraya döndürmek lazım. Onun için de bir üs lazım. Güzelim topraklar bir bir heba ediliyor. Erzurum’un bu ülkeye katacağı en büyük serveti mera ve ovalarıdır. Bölge halkı kara yöneldi, şimdi kar da yağmıyor. Yaradan; bu topraklara yapılan eziyetten olsa gerek cezalandırıyor diye düşünmeden edemiyorum. Hayvancılık ve tarım, manevi tatmini en yüksek sektör. Önceden niye bütün peygamberler çobandı, tarımla uğraşırdı diye merak ediyordum. Bereketli bir iş. Gelecekte en kârlı iş olacak.”
“ORTAKLIK KÜLTÜRÜ BAŞARIYI GETİRİR”
DASİDEF’in tarım komitesi üyelerine; ortaklık kültürü hakkında da bilgi veren deneyimli iş adamı Ethem Sancak, ortaklık konusunda şeffaf, her şeyin net olması gerektiğinin altını çizdi. Sancak, ‘hallederiz, biz kardeşiz’ mantığının sonradan kötü sonuçlara yol açtığını vurguladı. Sancak, şöyle dedi: “Ortaklık, beşere ilahi bir emirdir. Ortak olamazsak hiçbir şey başaramayız. Bir elin nesi var misali. Ortağı olmayan tek güç, bizi yaradandır. Önünüzde TUSKON gibi büyük bir avantajınız var. Sizi tarif eden ortak bir örgütlenmeniz ve felsefeniz var. Ortak bir davaya sahip olmak, ortaklık için büyük bir nimet. Bu konuda uzmanlar var. İstifade etmeniz gayet kolay olur. Bu konuda bana iş düşerse her türlü değesteği vermeye hazırım. Ülke olarak ortaklık kültürünü geliştirmemiz lazım.”(ERGİAD.ORG.TR)