Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Bugün Rusya ilişkilerinde geçtiğimiz zorlu süreçte de Azerbaycan ile kurduğumuz yakın diyaloğun büyük bir önemi var" dedi.Başbakan Davutoğlu, Azerbaycan'ın başkenti Bakü'deki programı kapsamında Four Seasons Hotel'de, iş dünyasının temsilcileriyle düzenlenen toplantıya katıldı.
Davutoğlu toplantıdaki konuşmasında, Azerbaycan’daki firmalarla birlikte ortak projeler üzerinde çalışan işadamlarının kanaatlerini, sorunlarını dinleyeceklerini belirterek, işadamlarından beklentisinin Türkiye-Azerbaycan arasındaki tarihi ve manevi kardeşliği somut projelerle destekleyecek ve Azerbaycan ile Türkiye’yi ebediyen birbirine bağlayacak ekonomik projeler ve yatırımlara ağırlık verilmesi olduğunu ifade etti.
Hükümet programını cumartesi günü okuduklarını, pazar günü Türkiye'nin AB Zirvesi’ne katıldığını, pazartesi günü güvenoyu aldıklarını, şimdi ise Bakü’de olduklarını anlatan Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Biraz önce notlarıma ‘3B’ diyerek yazdım, sonra ‘4B’ diye İngilizcesi için aktardım. Bu bizim, ekonomik faaliyet alanımızı ve kapsamını da gösteren bir husus. Bakü, Boğaziçi ve Brüksel ya da bunu biraz geriye doğru gerersiniz, Pekin’i İngilizce okursanız, Boğaziçi ile Bakü arasında kurulan köprü, inşallah Bakü-Tiflis-Kars ve Marmaray’a kadar uzanan köprü Pekin’den Brüksel’e kadar, Asya ile Avrupa kıtasını birleştirecek olan büyük projelerin de ana omurgasını oluşturuyor.
Türkiye’nin en büyük zenginliği insanı ve coğrafyasıdır, tarihi ve coğrafyasıdır. Azerbaycan ile ilişkilerimizin de bir tarihi ve kardeşlik boyutu var bir de bu coğrafyada yaşamaktan kaynaklanan ve bu coğrafyanın iki istikrarlı ülkesi olmasından kaynaklanan stratejik, ekonomik boyutu var. Hiçbir ilişki, boşlukta gelişmez ve hiçbir ilişki sadece söylem düzeyinde kaldığı zaman nihai hedefe ulaşmaz. Biz hem çok köklü tarihi ilişkilerimizi tahkim ettik ve etmeye devam edeceğiz hem de bu tarihi ilişkiyi somut ekonomik projelerle stratejik çerçeve kazandıracağız."
"BİZ OLMADAN KAFKASYA’NIN VE ASYA’NIN TARİHİ DE YAZILAMAZ"
Davutoğlu, Brüksel’de Türkiye-AB Zirvesi’ni yaptıklarında, 28 Avrupa ülkesinin liderinin gözünün içine bakarak, "Biz bir Avrupa halkıyız ve biz olmadan Avrupa’nın tarihi de kaderi de yazılamaz" dediğine işaret ederek, şöyle devam etti: "Şimdi Bakü’de sizler nezdinde Azerbaycan’a ve dünyaya da ilan ederek söylüyorum. Biz bir Asya milletiyiz ve biz olmadan Kafkasya’nın ve Asya’nın tarihi de yazılamaz. Türkiye’ye, dikotomik şekilde bakanlar, Türkiye’yi sadece Asya yönüyle görenler var ya da yine aynı dikotomik tarzda Avrupa yönüyle görenler var. Halbuki biz Asya’nın da Avrupa’nın da kimliğini özümsemiş ve bu köprü olma rolünü, merkez olma rolüne dönüştürme kudretini göstermiş bir ülkeyiz. 12 yıllık iktidarımızın ana perspektifi de hiç bir kimlik krizi yaşamadan Brüksel’de Avrupalı, Bakü’de Kafkasyalı, Semerkant’ta Asyalı, Adisababa’da Afrikalı olarak konuşabilme gücünü gösterebilme, bunu yapabilecek imkana sahibiz."
"DERİNLİĞİMİZ ASYA’DA, UFKUMUZ AVRUPA’DA"
AB görüşmelerinde en fazla üzerinde durdukları konuların, üst düzey enerji işbirliği, üst düzey ekonomik diyalog mekanizmasının kurulması, siyasi diyalog mekanizma kurulması ve vize muafiyeti konuları olduğunu anlatan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Aslında bu doğrudan sırtımızı ve arkamızı bu anlamda tarihi arka planımıza verdiğimiz Asya’yı ilgilendiren konular, aynı zamanda. Stratejik Derinlik’te vurguladığım bir husus var; biz öyle bir coğrafyadayız ki yayı Asya derinliğine germemeniz halinde Avrupa’da istediğimiz yere oku fırlatamayız. Derinliğimiz Asya’da ufkumuz Avrupa’da ve derinlik ve ufku birleştiren de Türkiye-Azerbaycan ilişkileri. Türkiye Azerbaycan ilişkileri o kadar sağlam bir temele dayanır ki kuvvetli olduğunda Türkiye’ye Asya derinliği kazandırıyor, Azerbaycan’a da Türkiye üzerinden Avrupa ufku ve Avrupa hedefi kazandırıyor. Hiçbir dünyada, hiçbir iki ülke arasında bu derece yoğun tarihi ve manevi bir ilişki yok. İster rahmetli Aliyev’in deyişiyle ‘bir millet iki devlet’ deyin ister ‘bir insanın iki evladı’ deyin, hangi şeyi kullanırsanız kullanın hepsi aynı şeye işaret eder. Kaderimiz, geçmişimiz ve geleceğimiz bir ve beraber."
"ZORLU SÜREÇTE AZERBAYCAN İLE DİYALOĞUN BÜYÜK BİR ÖNEMİ VAR"
"Bugün Rusya ilişkilerinde geçtiğimiz zorlu süreçte de Azerbaycan ile kurduğumuz yakın diyaloğun, büyük bir önemi var" ifadesini kullanan Davutoğlu, şöyle konuştu:"Biraz daha bu perspektifi somut ekonomik projelere indirmeye başlarsak, biz Pekin, Bakü, Boğaziçi, Brüksel, bütün bu Asya koridorunda, hem enerji hem ulaşım hatlarının, Türkiye ile Azerbaycan’ın omurgasını teşkil ettiği bir eksende gelişmesini arzuluyoruz. Ulaşım hatlarını geliştiği her yerde de aynen İpek yolu gibi geçmişte, ticaret hatları da gelişir. İstiyoruz ki bütün bu coğrafya, bizim gönül coğrafyamızı da barındırdığı için bu coğrafya üzerinde akan ticaret, bu coğrafya üzerinde akan petrol ya da doğalgaz bu coğrafyada üzerinde seyreden hızlı trenler, lojistik hatlar, havaalanları Türkiye ile Azerbaycan’ın merkezini oluşturduğu bir omurga etrafında şekillensin."
İşadamlarından, çerçevesini çizdiği perspektifi, günlük, aylık, yıllık programlar içinde ekonomik hayata aktarmalarını, Türkiye ile Azerbaycan’ı ekonomik projeler üzerinden birleştirmelerini beklediğini ifade eden Davutoğlu, bu yönde gelecek talepleri çözecek güçlü bir siyasi iradeye sahip iktidarların, Bakü ve Ankara’da bulunduğuna dikkati çekti.
Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde Türkiye ile Azerbaycan ilişkilerinin hem büyük ivme kazandığını hem de stratejik yoğunluk ve derinliğe ulaştığını vurgulayarak, "2005 yılında Bakü-Tiflis-Ceyhan Projesi hayata geçtiğinde aslında Azerbaycan için büyük bir sıçrama dönemi de başlamış oldu. 2005 yılında Azerbaycan’ın yıllık gayri safi milli hasılası 16 milyar dolar civarındayken, 2015 yılında 75 milyar dolara ulaştı, 5 misli arttı. Bunda Azerbaycan’ın liderliğinin gösterdiği üstün başarı, istikrar ve Azerbaycan’ın Türkiye’nin işbirliği üzerinden gerçekleşen enerji hatlarının büyük bir payı var" şeklinde konuştu.