AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Biz ülkeyi parçalamadık, Doğu demedik, Batı demedik. 'Bu büyük ülke hepimize yeter, nasıl yüreğimiz hepimizi alabiliyorsa, bu ülke de hepimizi alır, hepimizle birlikte yükselir. Daim kardeşliğimizi egemen kılmanın önünde hiçbir engel yoktur' dedik" değerlendirmesinde bulundu.
Davutoğlu, AK Parti Van İl Başkanlığınca düzenlenen "Sivil Toplum Kuruluşları ile Buluşma" toplantısında yaptığı konuşmada, Van'ın gönüllerinde müstesna bir yere sahip olduğunu belirtti.
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi'ndeki bir konferansa, 15 yıl önce ilim adamı olarak geldiğinde, "Van'da düşüncenin, imanın, tefekkürün sonu gelmez" diye düşündüğünü aktaran Başbakan Davutoğlu, "Rabbim bir mekana vereceği bütün imkanları Van'a vermiş" dedi.
Van'ın doğal güzelliklerine değinen Davutoğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Van medeniyetlerin kavşak noktası olmuş. Hep büyük ilim adamları, düşünürleri, devletleri misafir etmiş, ama Van'ın hakkını vermeyenleri de üzerinde barındırmamış. Onun için hepimizin öncelikli görevi Van'a sahip çıkmak."
Sivil toplum kuruluşları ve kanaat önderleriyle yaptıkları toplantıda, Van'ın büyük ailelerinin, köklü geleneğe sahip aşiretlerinin temsilcilerinin, alimlerin, ticaret ve iş dünyasının, siyasetinin temsilcilerinin yer aldığını ifade eden Davutoğlu, şöyle konuştu: "Tarih bizi bu dönüm noktasında doğru tavır alıp almamızla yargılayacak. Rabbimiz bizi bu iman ve irfan diyarının hakkını verip vermemizle yargılayacak. Bu diyarda Bediüzzaman, Seyid Abdulhakim Arvasi, Feqiye Teyran, Ahmedi Hani... Nice büyük insanlar buranın hakkını verdikleri için biz bugün Van'da kendimizi buraya tamamıyla ait hissederek Van'ı hakkıyla ve huzur içinde idrak edebiliyoruz. Ama biz hakkını vermezsek, Sarıkamış'a doğru yürüyen 120 yiğit gibi Van'ın hakkını veremezsek, bizden sonra nesiller tefekkürünü, ilmini en önemlisi irfanını kaybetmiş bir Van ile karşılaşırsa bizden hesap sorarlar."
BU TOPRAKLARIN RUHU
Başbakan Davutoğlu, bugün tehlikenin sadece bir seçimi kazanıp kazanmama tehlikesi olmadığına, asıl tehlikenin bu toprakların ruhunu koruyup koruyamama meselesi olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:"Ben Van'a, 'şehr-i Van, şehr-i irfan' diye bakarım. Bu irfana hürmet göstermeyenler bugün gençlerimizi teröre, şiddete, bizim feyiz aldığımız bütün değerlere yabancı şekilde, doğmatik terminolojilere yönlendirme bu alanlardan birisidir. Onun için ayağa kalkmamızın vaktidir. Melelerimiz, ilim adamlarımız ayağa kalkacak ve bu irfanı koruyacaklardır. Bu irfanı korumak hepimizin görevi. Aşiretlerimiz, ailelerimiz, köklü geleneği olan bütün Van ve bütün Doğu, Güneydoğu bu irfanı korumak için ayağa kalkmak zorunda. Bu topraklar bizim, buradan bizi kimse süremez. Biz, buralarda atalardan gelen geleneği hakkıyla yaşayacağız. Van'ın ticaret erbabı, sanayi erbabı ve dahi Doğu'nun sanayi erbabı ayağa kalkacak. Biz, kalkınmak istiyoruz, biz hendeklerle sokakların kazınmasına, bir takım baskılarla kepenk indirilmesini değil. Huzur, refah istiyoruz. Hepimiz, hep beraber ayağa kalkacağız ve diyeceğiz ki 'biz kardeşiz, ebediyen kardeş kalacağız."
YOL AYIRIMI
Dün Trabzon'da olduğunu anımsatan ve oradaki simalarla Van'daki simalar arasında bir fark olmadığını vurgulayan Başbakan Davutoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu: "Biz, AK Parti olarak iktidara geldiğimizde bir yol ayrımının eşiğinde bulduk Türkiye'yi. Arkamızda 12 Eylül'ün, 28 Şubat'ın zulmü vardı. Bu zulüm bir kesime değil, herkese yapılmıştı. AK Parti kadroları olarak doğusuyla, batısıyla, güneyiyle, kuzeyiyle ve aranızda bulunan birçok dostumuzla yola çıkarken, Sayın Cumhurbaşkanımızın o zaman genel başkan ve başbakan olarak öncülük ettiği yola çıkarken hep şunu düşündük; 'bütün geçmişteki kötü hatıraları silelim, yeni bir geleceğe, ufka birlikte yürüyelim'. Bu bölgeyi istismar edenler 'özgürlük yok, baskı var, 12 Eylül zulmü var' diyorlardı. Evet, biz bunlara karşı AK Parti döneminde her şeyi göze alarak, biz Doğu'nun, Güneydoğu'nun, medeniyet merkezi olan Van'ın bırakın kalkınmayı, Ortadoğu'nun göz bebeği olması için her şeyi yaptık, yapmaya devam edeceğiz."
AK Parti'nin sivil siyasetin önünü açan, buyurgan değil, hizmet eden bir devlet anlayışını hakim kılmak için çalıştığını belirten Davutoğlu, büyük barış projesi ve milleti birbiriyle kaynaştıracak olan Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi'ni, Çözüm Süreci'ni başlattıklarını anlattı.
Davutoğlu, "Biz ülkeyi parçalamadık, Doğu demedik, Batı demedik. 'Bu büyük ülke hepimize yeter, nasıl yüreğimiz hepimizi alabiliyorsa, bu ülke de hepimizi alır, hepimizle birlikte yükselir. Daim kardeşliğimizi egemen kılmanın önünde hiçbir engel yoktur' dedik. Feqiye Teyran'ın Kürtçe şiirlerini okuduğumda da Yunus Emre'nin Türkçe şiirlerini de okuduğumda Allah'ın yarattıklarına olan aşkı görürüm, birisi suya seslenir bir diğeri sarı çiçeğe, ama hep o derin irfandan gelen aşkla seslenir. Onun için hepimiz bu sesleri dinleyerek yeni bir Türkiye idealiyle yola çıktık. 81 vilayetimizi birbirine eşit olarak gözününde tuttuk, 78 milyonu da eşit gördük" dedi.