Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
Erzurum’da öğretmenler yemin etti
Erzurum’da öğretmenler yemin etti
Pasinler İHL’den Öğretmenler Günü'ne özel şarkı
Pasinler İHL’den Öğretmenler Günü'ne özel şarkı
Emniyetten Minik Kalplere Küçük Dokunuş
Emniyetten Minik Kalplere Küçük Dokunuş
Erzurumlu Pastaneciden öğretmenlere vefa ikramı
Erzurumlu Pastaneciden öğretmenlere vefa ikramı
Sekmen: Öğretmenlik fedakârlık demektir
Sekmen: Öğretmenlik fedakârlık demektir
HABERLER>TÜRKİYE
2 Temmuz 2013 Salı - 19:41

Başbakan gündemi değerlendirdi

Başbakan Erdoğan, demokrasiye müdahale için bir gerekçe olarak gösterilen ve müdahalelere kılıf olarak sunulan Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesini artık değiştireceklerini belirtti.

Başbakan gündemi değerlendirdi

AHMET TOPAL - TÜRKER BEKTAŞ
ANKARA (İHA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, demokrasiye müdahale için bir gerekçe olarak gösterilen ve müdahalelere kılıf olarak sunulan Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesi artık değiştireceklerini belirterek, “Madde metninde yapacağımız bir değişiklikle TSK’nın vazifesini ve askerlik kavramını yeniden tanımlıyor, bu maddenin farklı şekilde yorumlanmasının meşhur değimiyle ‘durumdan vazife’ çıkarılmasının önüne geçiyoruz” dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin konuları değerlendirdi. Dün açıklanan Lisans Yerleştirme Sınavı (LYS) sonuçlarının tüm adaylara ve tüm gençlere hayırlı olmasını dileyen Başbakan Erdoğan, sınavda dereceye giren adayları, üniversite eğitimine başlayacak ve hayatlarına yön çizecek gençleri tebrik etti.
Hafta içinde AK Parti Meclis Grubu’nda yapılan seçimler neticesinde 24. Dönem ikinci devrede AK Parti Grubu adına görev yapacak isimlerin belirlendiğini kaydeden Başbakan Erdoğan, “Parti olarak TBMM Başkanvekili için Kayseri milletvekilimiz Sayın Sadık Yakut ve İstanbul milletvekilimiz Sayın Ayşenur Bahçekapılı’yı aday olarak göstermeyi kararlaştırdık. Grup Başkanvekilliklerimiz bir arkadaşımız dışında aynen korundu. Sayın Ayşenur Bahçekapılı’dan boşalan Grup Başkanvekilliği görevine İstanbul milletvekilimiz Sayın Mihrimah Belma Satır seçildi. Katip üyelikler ve idare amirlikleri içinde yine adaylarımızı belirledik. Grup yönetim, grup disiplin kurulu ve grup denetçilerin seçimleride bu arada yapıldı. Ben görevlerine ilk kez seçilen arkadaşlarımızı tebrik ediyorum. Kendilerine başarılar diliyorum. Görevlerini arkadaşlarımıza devreden milletvekillerine de bugüne kadar yaptıkları özverili çalışmalardan, üstün gayretlerinden dolayı teşekkür ediyor, birikim ve tecrübelerinden her aşamada yararlanmaya devam edeceğimizi ifade etmek istiyorum” diye konuştu.
Bu yeni yapıyla TBMM çalışmalarının artan bir kararlılıkla devam edeceğine olan inancını ifade eden Başbakan Erdoğan, bugün TBMM Başkanlığı içinde Genel Kurul’da seçim yapılacağını ve tam kadro halinde seçimlere katılacaklarını vurguladı. Seçimlere katılarak adaylarını destekleyeceklerinin altını çizen Başbakan Erdoğan, seçimlerin ardından hız kesmeden yollarına devam edeceklerini kaydetti.
Mersin’de gerçekleştirilen 17. Akdeniz Oyunları’nın Pazar günü akşam tamamlandığını anımsatan Başbakan Erdoğan, Akdeniz Oyunları’nda tarihi nitelikte başarıya imza atan, Türkiye gururlandıran bütün sporcuları tebrik ettiğini söyledi. Başbakan Erdoğan, “Bütün sporcuları şahsım,ülkem ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum” dedi.
17. Akdeniz Oyunları’nda Türkiye’nin 47 altın, 43 gümüş ve 36 bronz madalya ile toplamda 126 madalya kazanarak İtalya’dan sonra en fazla madalya kazanan ülke olduğunu vurgulayan Başbakan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
“Türkiye daha önce bu oyunlarda en fazla 74 madalya kazanabilmişti. Bu defa 126 madalya ile spor tarihimizde önemli bir başarı elde edildi. Türkiye bu oyunların tarihinde daha önce hiç madalya alamadığı 11 branşta madalya kazanma başarısını gösterdi. Mersin Akdeniz Oyunları’na başarıyla ev sahipliği yaparak çok kısa süre içerisinde alt yapıyı hazırlayarak 18 ay gibi bir sürede tesisleri tamamlayarak, organizasyonu da mükemmel şekilde gerçekleştirerek zaten bir tarih yazmıştık. Oyunlar boyunca tribünler hiç boş kalmadı. Toplam 150 bini biletli olmak üzere 200 bin kişi oyunları izlerken, oyunlar tarihinin bilet satış rekoru da kırılmış oldu. Mersin’deki Akdeniz Oyunlarının açılış töreni tam 14 ülkenin resmi televizyonları tarafından canlı olarak yayınlandı. Sporcularımız hazırlık ve organizasyondaki bu başarımızı bize yakışır şekilde Türkiye’nin ne kadar farklı bir ülke olduğunu, azmettiği zaman neleri başarabileceğini göstererek milletçe hepimizi gururlandırdılar. Tekrar hem madalya alan, hem de bu oyunlara katılan tüm sporcularımızı gönülden tebrik ediyorum. Başarıların devamını dilerim ve hepsine teşekkür ediyorum. Başta Gençlik ve Spor Bakanımız olmak üzere tüm mesai arkadaşlarımızı da kutluyorum.”
“DEMOKRASİMİZ ÜZERİNDEKİ GÖLGEYİ ARTIK KALDIRIYORUZ”
Hafta içinde TBMM’ye bir hükümet tasarısı sunduklarını belirten Başbakan Erdoğan, bu tasarıyla demokrasinin gücüne güç katacak, demokrasinin üzerindeki bir yanlışı ve yıllardır istismar edilen bir gerekçeyi tamamen ortadan kaldıracak adımın atıldığını vurguladı.
Erdoğan, “On yıllardır demokrasiye müdahale için bir gerekçe olarak gösterilen, bir gerekçe olarak kullanılan, müdahalelere kılıf olarak sunulan Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) İç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesini artık değiştiriyoruz. TSK İç Hizmet Kanunu 35. maddesi 27 Mayıs 1960 müdahalesi, 12 Eylül 1980 müdahalesi, 28 Şubat müdahalesi ve daha sonra tertiplenen müdahale girişimleri için bir gerekçe olarak hep öne sürülmüştür. AK Parti hükümetleri olarak Anayasal değişiklik yaparak bütün bu müdahaleler için yargı yolunu açan biz olmuştuk. Yargıda hesap veren sorumlular ağız birliği etmişcesine hep bu 35. maddenin arkasına sığınmış, bu maddeyi demokrasiye yönelik girişimleri için bir kılıf, bir mazeret olarak sunmuşlardır. Şimdi biz bu kılıfı, bu yanlışı demokrasimiz üzendeki bu gölgeyi artık kaldırıyoruz. Madde metninde yapacağımız bir değişiklikle TSK’nın vazifesini ve askerlik kavramını yeniden tanımlıyor, bu maddenin farklı şekilde yorumlanmasının meşhur değimiyle ‘durumdan vazife’ çıkarılmasının önüne geçiyoruz” şeklinde konuştu.
“ASKERLER SİYASİ FAALİYETLERDE BULUNAMAYACAK”
Yapılacak olan değişiklikle TSK mensuplarının siyasi faaliyette bulunamayacağının açık bir şekilde kanuna yerleştireceklerinin altını çizen Başbakan Erdoğan, aynı tasarı ile sözleşmeli er ve erbaş uygulamasına ilişkin yaşanan sorunlara çözüm getirileceğine inandıkları pek çok yenilikle çeşitli askeri kanunlara ilişkin değişikliklerin yer aldığını söyledi. Erdoğan, “Meclis aşamalarında her birimizin bu önemli değişikliğin ruhuna ve felsefesine yaraşır şekilde hareket edeceğimizden şüphe duymuyorum. Bu maddeyi Genel Kurul’dan geçireceğinize, en önemlisi de bu değişikliğin milletimize en iyi şekilde anlatacağınıza inanıyorum” dedi.

 "KALEKOL, KARAKOL BUNLARIN HEPSİ HİKAYE"
Recep Tayyip Erdoğan, Diyarbakır Lice'de yaşanan olayların, sıradan bir olay olmadığını söyleyerek, "Lice olayının da dolaylı olarak dayandığı yer esrar olayıdır, hint keneviri olayıdır. Kalekol, karakol bunların hepsi hikaye. Biz çok karakolu kaldırıyoruz, ama şunu unutmayın ki daha güvenlikli karakolları da yapmak durumundayız. Niçin, ülkemizin güvenliği için. Bunun için de bazı siyasi partilerden veya örgütlerden izin alacak halimiz yok" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM'deki grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. TSK İç Hizmet Kanunu'nun 35. maddesinde düzenleme yapılacağını anlatan Erdoğan, sözleşmelilerin kadroya geçirilmesini de içeren diğer düzenlemelerin de biran önce TBMM Genel Kurul'a gelmesi gerektiğine vurgu yaptı. Salondaki milletvekillerine seslenen Başbakan Erdoğan, "Bunlar çıkmadan tatile çıkmak yok. Önce bunları halledeceğiz sonra tatil" dedi.
Yaklaşan Ramazan ayı için "AK Parti olarak Ramazan ayını dayanışma, paylaşma anlayışıyla yaşayacağız" diyen Başbakan Erdoğan, bu ayda garibanların daha fazla gözetileceğini, ekmeğin ihtiyaç sahipleriyle paylaşılacağını kaydetti. Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Zekat, sadaka, paylaşma, dayanışma gibi kavramlar sadece dini kavramlar değil, bizi biz yapan, bizim tek bir millet olmamızı, asırlar boyu ayakta kalmamızı sağlayan kavramlardır. Birileri bunu anlamıyor olabilir, birileri bunu farklı yerlere çekiyor olabilir. Bizi gerek teşkilat, gerek hükümet olarak yardımlaşma ve dayanışmaya vermiş olduğumuz önemi, sosyal yardımlar konusundaki hassasiyetimizi farklı yerlere çekmek isteyenler olabilir. Hatta ve hatta kendi yaşadığı mahallesinden dışarı çıkmadığı için Türkiye'nin tamamını da kendi yaşadığı lüks mahalle gibi zannettiği için cahillik içinde ihtiyaç sahiplerini makarnacı, kömürcü diye aşağılamaya cüret edenler de olabilir. Bu zavallılara kulak asmayacak, bu dertlerine deva bulunmaz çaresizleri sadece Allah'a havala edeceğiz. Benim aziz milletimi, benim ihtiyaç sahibi kardeşimi, 'makarnacı', 'kömürcü', pirinç için, un için oyunu satan adam diye lanse edenler, kibir hastalığı içinde vicdanını kaybetmiş zavallılardır.
Bu çok eski bir hastalıktır. Bu devası olmayan, ilacı bulunmayan, şifası olmayan bir hastalıktır. Hiç endişeniz olmasın, bu tekettür, bu kirlilik, bu vicdansızlık, millet karşısında her zaman kaybetmiştir. Ve bundan sonra da kaybetmeye mahkumdur. Biz bunlara aldırmayacağız. 10 buçuk yıl boyunca çok büyük bir başarıyla, hem de dünyaya örnek olacak şekilde yürüttüğümüz sosyal yardımlaşma projelerini daha bir aşkla sürdüreceğiz.
Bakın şuanda, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımız, PTT ile işbirliği içinde yeni ve güzel bir uygulamayı başlattı. Yeni uygulamayla artık tam anlamıyla sağ elin verdiğini sol el görmeyecek. Şarklı nakil transferi, eşi vefat eden kadınlara nakli yardım, yaşlı ve engelli yardımı, evde bakım aylığı, muhtaç asker ailelerine yardım gibi programlardan düzenli ödeme yapılan vatandaşlarımıza artık bir kart veriyoruz. Bu ödemelerden istifade eden yaklaşık 2 milyon vatandaşımız kuyruğa girmeden, beklemeden, gururları incinmeden, incitilmeden bu kartlarla paralarını çekebilecek, bu kartlarla alışveriş yapabilecekler. Ayrıca bu kart sahiplerine ne kadar yardım alacağı da sms yoluyla önceden bildirilecek."
"BİZ 'TEK DİN', 'TEK DİL' DEMEDİK"
Konuşmasının bir bölümünde Akil İnsanlar Heyeti ile yaptıkları toplantıya değinen Erdoğan, çözüm süreci adına büyük bir vazife üstlenen Akil İnsanlar Heyeti'ne teşekkür etti. Ortaya çıkan raporları çok büyük bir hassasiyetle değerlendireceklerini ifade eden Erdoğan, çözüm sürecinin bir süreç olduğunu, AK Parti'nin kurulmasıyla başladığını ve bugüne ulaştığını belirtti. Erdoğan, çözüm süreci için "Bundan sonra da yoluna devam edecek bir uzun yürüyüştür aslında" dedi.
Kendilerinin asırlardır ihmal edilen sorunları çözmeye, aynı zamanda zihniyet değişimini sağlamaya çalıştıklarını anlatan Erdoğan, süreç noktasında herkesin sabırlı olması gerektiğini, itidalli davranması gerektiğini ifade etti. "Biz ortak bir noktada buluşmak, ortak değerler ve ortak akıl üzerinden geleceği inşa etmek zorundayız" diyen Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Türkiye Cumhuriyeti Devleti sonuna kadar, tek bir ferdi kalıncaya kadar ülkesini, milletini, sınırlarını, bayrağını, onurunu ve şerefini kahramanca korur ve koruyacaktır. Tarihin hiçbir döneminde vatanımız için, bayrağımız için, canımızı ortaya koymaktan kaçınmadık, bundan sonra da kaçınmayız. Burada bir şey söyleyeceğim, tekrar söyleyeceğim. Biz yola çıkarken bir şey söyledik, bugün de biz aynı noktadayız. Ama bize söylemediğimizi söylüyormuşuz gibi atfedenler bunlar bize saygısızlık yapıyorlar. Afyonkarahisar'dan 'tek millet' dedik, 'tek bayrak' dedik, 'tek vatan' dedik, 'tek devlet' dedik. Tek din demedik. Tek dil demedik. Bunlar bize iftara attılar. Niye, çünkü bizim devlet yönetim anlayışımızda 'tek dinci' bir anlayış yoktur.
Farklı dinlere mensup insanları idare etmek bizim devlet yönetim anlayışımızın en başarılı yönümüzdür. Ama bu tür iftiralarla bizi halkın nezdinde farklı yerlere çekmek gibi ne yazık ki gayretin içinde olanlar var. Bugün tabi bir şeyi özellikle söyleyeceğim. Yine yola çıkarken biz bir şey daha söyledik. Bakın bunların hepsine aslında geldik geliyoruz. Nedir o söylediğimiz, 'etnik milliyetçilik', 'bölgesel milliyetçilik', 'dinsel milliyetçilik' yapmayacağız dedik. 'Etnik milliyetçilik yapmayacağız' derken neyi kastettik. Bu ülkede bildiğimiz kadarıyla 36 etnik unsur var. Bizim için Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Gürcü, Abaza, Boşnak aklınıza ne gelirse hepsi bizim canımız ciğerimizdir, kardeşimizdir. Biz hepsine eşit mesafedeyiz, birini bir kenara koy, birini bir kenara koy... Bizim kitabımızda asla böyle bir şey yok. Eğer biz böyle bir anlayışın temsilcisi olmuş olsaydık bu ülkede 78 vilayetten milletvekili çıkarabilir miydik? Hatta bundan öncekinde 80 vilayetten çıkarttık. İnşallah yine aslına döneceğiz. Çünkü biz tüm halkımıza, 76 milyona hitap eden bir partiyiz. Bakın biz yüzde 50 oyla geldik ama yüzde 100'e hizmet verdik. Onun için de efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik. Bizim farkımız bu."
"KALEKOL YAPMAK İÇİN ÖRGÜTLERDEN İZİN ALACAK HALİMİZ YOK"
Başbakan Erdoğan, BDP'nin baraj yapımlarını eleştirmesine de tepki gösterdi. BDP'nin bu barajların başka niyetlerle yapıldığı yönündeki açıklamaları olduğunu hatırlatan Erdoğan, "Biz bir gram suyumuzun boşa gitmesini istemiyoruz. Ve bu barajları yapmak suretiyle geleceğin en büyük tehdidi olan susuzluğu aşmak zorundayız" dedi. İleride belki suyu bir 7 defa tekrar kullanmayı sağlayacak teknolojinin sağlanabileceğini anlatan Erdoğan, o noktaya doğru gidildiğini söyledi.
Terörün olduğu olduğu, silahın olduğu bir yerde çözümün olamayacağını belirten Erdoğan, "Silahlar sussun, terör, şiddet son bulsun, fikirler, öneriler konuşulsun diyor ve en başından beri bunu savunuyoruz. Biz sonuna kadar da bu anlayışı muhafaza edeceğiz. Biz sonuna kadar da çözüm mücadelesinin peşinde olacağız" diye konuştu. Doğu Anadolu Bölgesi'nde gerçekleşen uyuşturucu ve eroin operasyonlarını hatırlatan Başbakan Erdoğan, Lice'deki olayların da bu operasyonlarla bağlantılı olduğunu söyledi. Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Sadece esrar veya hint keneviri; bu tür olaylarda 100 trilyonu aşkın hint keneviri imha edilmiştir. Niye rahatsız oluyorlar; çünkü terörün en önemli parasal kaynağı buydu. Tabi bizim bundan taviz vermemiz mümkün değil. Bununla bitmiyor. Bunun içinde bunun yönetimini yapanlar ne yazık ki şuanda siyasetin içinde olanlarla da bağlantılı. Bunların hepsini ifşa edeceğiz, açıklayacağız. Hem 'siyaset yapıyorum', hem 'demokrasi mücadelesi yapıyorum' diyeceksin, hem demokrasi mücadelesi yapıyorum diyeceksin, öbür tarafta da kalkacaksın, esrar, eroin, silah, insan kaçırmaya varıncaya kadar bunları da yapacaksın. Şimdi bunlara müsaade etmek devlet yönetimi olarak bizi de onları da görmemek suretiyle suçlu durumuna düşürmez mi. Biz buna müsaade edemeyiz.
İşte en son Lice olayı sıradan bir olay değildir. Lice olayının da dolaylı olarak dayandığı yer esrar olayıdır, hint keneviri olayıdır. Kalekol, karakol bunların hepsi hikaye. Biz çok karakolu kaldırıyoruz, ama şunu unutmayın ki daha güvenlikli karakolları da yapmak durumundayız. Niçin, ülkemizin güvenliği için. Bunun için de bazı siyasi partilerden veya örgütlerden izin alacak halimiz yok. Tabi ki bunlar yapılacak. Ülke güvenliği için bunlara ihtiyacımız var. Sınır için de bunu yaparız, içerideki güvenlik için de bunu yaparız. Yapmak durumundayız. Çünkü ülkemizde vatandaşımızın huzuru için, mutluluğu için bunu yapmak durumundayız. Bu karakollar bunu sağlamak için var, başka bir şey için değil. Gönül arzu eder ki bunlara ihtiyaç olmasın. İnşallah o günleri de görürüz."

"ÇÖZÜM SÜRECİ VAR DİYE, HASSAS BİR SÜREÇTEYİZ DİYE ACABA İLLEGAL EYLEMLERİ GÖRMEZDEN Mİ GELECEĞİZ?"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP'nin 3. havalimanı yapımını engellemek için Danıştay'a gitmesini eleştirerek, "Zira bugün CHP'nin başında bir işbirlikçi var, bugün CHP'nin başında celladına yaranmak isteyen, celladına yaranmak için zencilikten beyazlığa geçebilmek için her çirkinliği meşru, mübah gören bir bir genel başkan var" dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM'deki grup toplantısında gündeme ilişkin değer değerlendirmelerde bulundu. Başbakan Erdoğan'ın konuşması sırasında ise tribünler hiç susmadı. Erdoğan yapılan tezahüratlardan dolayı zaman zaman konuşmakta güçlük çekti. Toplantıda, AK Parti Gaziantep teşkilatının "Ya Ya Ya Maşallah" şeklinde tezahüratta bulunması Başbakan Erdoğan'ı gülümsetti.

Konuşması sırasında çözüm sürecine değinen ve insanların yıllardır çıkamadıkları Cudi dağına çıktıklarını, piknik yaptıklarını, kepenklerin açık kaldığını, ticaretin canlandığını anlatan Başbakan Erdoğan, "Böyle bir iklimi, böyle bir atmosferi bozmaya hiç kimsenin hakkı yoktur ve olamaz" dedi. "Biz tüm vatandaşlarımızı, bu hüzünden kurtarmak durumundayız" diyen Erdoğan, "Yani burada 76 milyona acıya, kana, göz yaşına, yoksulluğa iteklemeye hiç kimsenin hakkı yoktur, olamaz. Sürecin hassa olduğunu, sabır gerektirdiğini defalarca ifade ettik. Bu sürecin sabotajlara, tahriklere açık olduğunu defalarca söyledik. Böylece süreci sabote etmek isteyen, bu iklimi, atmosferi bozmak isteyen, bunun vicdan azabından asla kurtulması mümkün değildir" diye konuştu.

"Biz bu sürece yüreğimizi koyduk" diyen Erdoğan, "Sadece elimizi, bedenimiz değil, canımızı koyduk. Hiç bir sabotaj, hiçbir provokasyon bizi bu kutlu yolculuktan alıkoyamaz, bizi çözümden vazgeçiremez. Çünkü biz Türkiye'nin geleceğini bu çözümde görüyoruz. Millet artık, huzur istiyor. Gerilimi çatışmayı şiddeti ve kaosu teşvik edenler bu sürece de millete de ihanet etmiş olurlar. Biz kardeşliğimizin güç kazanması için çözüm sürecinin mutlaka başarıya ulaşması gerektiğine gönülden inanıyoruz" şeklinde konuştu.

Başbakan Erdoğan, çözüm sürecine ilişkin olarak şunları söyledi:

"Tarih vermeyiz, ilkelerimizden vazgeçmeyiz, yasaların dışına çıkmayız. Milletin değerlerini, şehitlerin aziz hatırasını çiğnemeyiz ve çiğnetmeyiz. Ama mutlu sona ulaşmak için var gücümüzle, canla başla çalışmaya devam ederiz. Bu süreci akamete uğratmak isteyen her kim olursa olsun, hangi siyasi parti olursa olsun bunun sorumluluğunu, bunun vebalini taşıyamaz. Herkes sorumlulukla hareket etmeli.

Şark kurnazlığna başvurmadan, küçük hesaplara düşmeden, milletin umutlarını heba etmeden, hele hele milletin milletin basiretini

küçümseyen hareketler içine girmeden herkes sorumlu davranmalıdır. Çözüm süreci var diye, hassas bir süreçteyiz diye acaba illegal eylemleri, gayri meşru girişimleri görmezden mi geleceğiz? Çözüm sürecindeyiz diye illegal gösteri yapanları, molotof atanları, haraç toplayanları, adam kaçıranları, zehir ticareti yapanları görmezden mi geleceğiz? Böyle bir beklenti içinde olanlar kusura bakmasınlar, hukuksuzluğa asla göz yummayız. Çözüm demek, hukukun üstün olması demektir, çözüm demek demokratik yol ve yöntemlerin güç bulması demektir. Hukuksuzluğu, baskı ve şiddeti adet edenlerin süreci zehirlemesine kesinlikle müsamaha göstermeyiz.

Lice'deki gösterilerin nasıl tahrik edildiğini, nasıl farklı yerlere çekildiğini, nasıl bir oyuna çevrilmek istendiğini hepimiz gördük. Lice'deki olaylar üzerinden mesaj vermeye çalışanlar, Lice'nin Diyarbakır'ın bu tehlikeli oyuna itibar etmediğini görmeli, mesajı kendileri almalı. Yine söylüyorum, karakol veya kalekol sadece bir bahanedir. Bir devlet ihtiyaç hasıl olduğunda sınırlnarını korumak için, vatandaşını korumak iin gereken her türlü alt yapıyı hazırlar. Karakol vatandaşı tehdit etmek için değil, özelllikle AK Parti

iktidarları döneminde vatandaşı korumak, onun güvenliğini, huzurunu sağlamak, sınır güvenliğini tesis etmek için inşa edilir. Karakollar savnuma noktalarıdır.

Karakolların korunaklı hale getirilmesinden kim neden rahatsızlık duyar? Bu soruyu soralım. Neden? Barajlar bölge insanının menfaati için, huzur ve selameti için yapılıyor. Okul, hastane, yol, havalimanı bu amaçla inşa ediliyor. Ben burada şunu sormak zorundayım, acaba bu karakollara yönelik alerji neden kaynaklanıyor? Acaba bu barajlara, havalimanlarına, okullara yönelik alerji neden kaynaklanıyor. Terör dönemlerinde bundan rahatsızlık duyanlar bugün de aynı kafa yapısını sürdürüyorsa burada bir terslik var demektir. Acaba işin içinde başka işler olabilir mi? Milletimi, ekranları başında bizi izleyen vatandaşlarımı bunu düşünmeye davet ediyorum. Acaba karakol, kalekol, baraj inşaatlarına alerji kaçakçıklıktan, özellikle de uyuşturucu kaçakçılığından dolayı mı? Evet, son dönemde güvenlik güçlerimiz uyuşturucu imaline ve kaçakçılığına yönelik çok önemli çok başarılı operasyonlar gerçekleştirdiler. Milletin evlatlarını zehirleyen, özellikle de Avrupa'nın gençliğini zehirleyen uyuşturucu ticaretine çok ağır darbeler vuruldu. Bu başarılı operasyonlar karşısında birilerinin milyonlarca dolarlık kirli kazançlardan mahrum kaldığını herkes biliyor. Bu kirli ticareti, bu zehirli, bu kanlı ticareti gösterilerle örtmek, bu gösterilerin kılıfı altında bir hak arayışı, bir demokratik hak talebi gibi sunmak en hafif tabiriyle ahlaksızlıktır, vicdansızlıktır. Bu oyuna gelmeyiz ve gelmeyeceğiz."

"CHP HER ZAMAN YATIRIMLARI ENGELLEMENİN ADRESİ OLMUŞTUR"

Başbakan Erdoğan, kendilerinin Doğu'da ve Batı'da hiçbir zaman milletle irtibatlarını kesmediklerini, milletin diliyle konuştuklarını söyledi. Mayıs ayında ülkenin çok büyük bir sıçrama içindeyken Gezi Parkı olaylarının yaşandığına dikkat çeken Erdoğan, CHP'nin ise 3. havalimanı yapımını engellemek için Danıştay'a başvurduğunu hatırlattı. Erdoğan şöyle konuştu:

"Bakın şimdi ilginç birşey açıklandı. Arkadaşlarla aramızda konuştuğumuz konuydu. Neydi biliyor musunuz? İşte CHP İşte CHP gerçek yüzünü ortaya çıkardı. Nedir; 3. havalimanın durdurulmasına yönelik Danıştay'a müracaatta bulundu. Kardeşlerim işte CHP budur. CHP hiçbir zaman bu ülkede hizmetin adresi olmamıştır. CHP bu ülkede her zaman yatırımları engellemenin adresi olmuştur. Şimdi bu da bunlardan bir tanesidir. Fakat şunu bilelim; biz attığımız adımları yere sağlam basarak atıyoruz. Allah'ın izniyle dünyanın sayılı havalimanlnarından bir tanesi olacak olan 3. havalimanı inşallah gerçekleşecektir."

"BUGÜN CHP'NİN BAŞINDA İŞBİRLİKÇİ VAR"

Başbakan Erdoğan, Gezi Parkı olayları sırasında ortaya çıkan olayları tekrar hatırlattı. Kabataş'da başörtülü bir kadına yapılan saldırıyı da hatırlatan Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun ise ahlaktan uzak ve edep dışı bir şekilde bu olayın yalan olduğunu iddia etmesini eleştirdi. "İnanın 1940'ların, 1950'lerin CHP'si zulümde ve çirkinlikte bugünkü CHP'nin yanında artık masum kalıyor" diyen Başbakan Erdoğan, "Zira bugün CHP'nin başında bir işbirlikçi var, bugün CHP'nin başında celladına yaranmak isteyen, celladına yaranmak için zencilikten beyazlığa geçebilmek için her çirkinliği meşru, mübah gören bir bir genel başkan var. Kıyafeti, inancı, siyasi tercihleri ne olursa olsun bir kadına yanında 6 aylık bebeğiyle dolaşan bir kadına yapılan bu insanlık dışı saldırıyı görmezden gelen, bunu hafife alan, bunu yalan olraak nitelendiren bir genel başkan CHP'nin de siyasetin de yüz karasıdır" şeklinde konuştu."Ben CHP'li kadın milletvekillerinden bir ses beklerdim, bir tepki beklerdim" diyen Erdoğan, "Üniversite kapılarında, ikna odalarında kız öğrencilere işkence yapan CHP'nin malum milletvekillinden dahi 'artık bu kadar da olmaz' diyerek, insani vicdani bir tepki beklerdirdim" diye konuştu. Kendilerinin Kabataş'ta meydana gelen bu çirkin saldırının faillerini bulacaklarını ve yargıda hesabını soracaklarını anlatan Erdoğan, bu vandallığın hesabının sorulacağını yineledi.

LEVENT KIRCA'YA TEPKİ

Başbakan Erdoğan, ayrıca İstanbul'un kurtulduğu yönünde açıklamalar yapan tiyatro sanatçısı Levent Kırca'ya da isim vermeden tepki gösterdi. Başbakan Erdoğan şöyle konuştu:

"İşte birisi çıkmış Londra'da İstanbul'un artık kurtarıldığından bahsediyor, orada açıklamalar yapıyor. Tabi bütün yollarla ilgili de hukuk yollarını çalıştıracağız. Bu da sözde sanatçı. Bunlara karşı bizim bu adımları atmak da hukuki bir görevimizdir. Bu adımlar atacağız. Almış eline megafonu orada sanatını icra ediyor. Ee bunun da hesabını vermesi lazım. Masum gerekçelerin arkasına sığınıp suç işleyenler asla cezasız kalmayacak. Millet iradesi ucuz değil, milletin iradesini gaspetmek de o kadar kolay değil.

Demokratik parlamenter hukuk sistemi içerisinde iktidar olmanın tek yolu vardır o da sandıktan geçer. Bu ülkede siyaset yapmak isteyenler partilerini kurarlar, milletin huzuruna sandıkla beraber çıkarlar. Eğer sandık onlara 'yürü' diyorsa yürürler ama 'yürü' demiyorsa o zaman da kendileri geleceğini verirler. Millet bize iktidar yolunu açtı, ve 10 yıldır da bizler ikisi referandum olmak üzere 2 yerel 3 genel seçim yaptık ve hamdolsun oylarımızı sürekli artırmak suretiyle durmak yok yola devam diyoruz. Şimdi ben CHP'ye de MHP'ye de sesleniyorum. Siz niçin kendinize bu yollardan başka yol arıyorsunuz? Çalışın sizin de olsun. Biraz daha gayret edin. Halkı kucaklayın. Biz halkımızı kucaklıyoruz, 7'den 70'e kucaklıyoruz."

"GENÇLERE GELENEKLERİNİ ÖĞRETEMEDİK"

Başbakan Erdoğan konuşmasının bir bölümünde ise gençlere seslendi. Gençliğe verdikleri önemden dolayı seçilme yaşını 18'e düşüreceklerini açıklayan Erdoğan, muhalefetin ise buna karşı çıktığını hatırlattı. "Biz bu gençliğe geleneklerini öğretemedik, geleneklerini kazandıramadık burada hatamız var" diyen Başbakan Erdoğan, "Geleneğini bilmeyen genç, geleceğini bulamaz. Sıkıntı burada. Bunu başarmamız lazım. Bu geleneklerimizi iyi kavramamız gerekiyor.Gelenekten geleceğe bir yürüyüşü hep beraber kazanmamız lazım. Ve biz milletin iradesine, milletin değerlerine sahip çıkarak bu günlere geldik" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan'ın konuşmasının ardından Kütahya, Tokat, Sinop, Konya ve Nevşehir'deki bazı MHP'li ve Saadet Partili ilçe ve belde belediye başkanları AK Parti'ye katıldı. Başbakan Erdoğan partisine katılanların rozetini takarak hatıra fotoğrafı çektirirken, ön sıralarda olan küçük bir kız çocuğunu ise yanına çağırdı. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin küçük çocuğu kaldırarak kürsünün olduğu bölüme gönderirken, Başbakan Erdoğan ise küçük kızla birlikte gazetecilere poz verdi. Erdoğan'la birlikte poz veren minik çocuk Başbakan Erdoğan'ın elini öptü.

 
Spor haberlerine ilgi azaldı
 
Erzurumlu sporcular Yaz Oyunları’nda
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Kotan'dan fitre değerlendirmesi
Erzurum Müftü Yardımcısı Abdurrahman Kotan, kişilerin kendi hayatını baz ...
Türkiye Kafkasör’de buluştu
Artvin’de düzenlenen Kafkasör Kültür, Sanat ve Turizm Festivali sona erdi.
Camiler bu yaz çocuk açacak...
Yaz Kur’an kursları açılış programı Kocatepe Camiinin bahçesinde gerçekleştirildi. ...
 
Başbakan Erdoğan’dan 'Millete Hizmet Yolunda'
Başbakan Erdoğan, Haziran ayı 'Millete Hizmet Yolunda' konuşmasında Gezi ...
Ekime kadar zam yok
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Yıldız doğalgaz ve elektrik fiyatlarında ...
İsviçreli gazeteci cevabını aldı
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Sarıkamış’ta ...
 
Doğu için tarihi adım
Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu hattının ray döşeme töreni Azerbaycan ve Gürcistan ...
Görmez’den Ehl-i Sünnet ve Ehl-i Beyt vurgusu
Görmez, “İslâm Medeniyetinin iki büyük ailesi olmuştur tarih boyunca. ...
Doğu’da BTK buluşması
Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu hattını masaya yatırmak ve ray kaynak törenine ...
 
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurumspor’un Yeni Sezon Önceliği:

a. Ligde kalmak
b. Playoffa kalmak
c. İlk iki için mücadele


Sonuçları göster Anket arşivi
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeKünye FacebookFacebook TwitterTwitter Günün HaberleriGünün Haberleri