Çevre ve Şehircilik Bakanı Fatma Güldemet Sarı, yapı sektöründe çevre dostu yeşil binaların inşasının gereklilik halini aldığını belirterek, “Temel değerlendirme kılavuzunu binaların çevreyi daha az kirletmesi, daha az enerji tüketmesi amacı ile hazırladık” dedi.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile İstanbul Teknik Üniversitesi arasında “Sürdürülebilir Yeşil Bina ve Yerleşim Alanlarının Temel Değerlendirme Kılavuzunun Hazırlanması Protokolü” imzalandı. İmza törenine katılan Bakan Güldemet Sarı imzalanan protokol ile ilgili bilgiler verdi. Bakan Sarı, hükümet olarak göreve geldikleri ilk günden bu yana çevreyi ve doğayı korumak için önemli çalışmalar yürüttüklerini söyledi. Bu çalışmaları yürütürken üniversiteler ve sivil toplum örgütleri ile beraber çalışma konusunda hassasiyet gösterdiklerini dile getiren Bakan Sarı, “Özellikle yapı sektöründe çevre dostu yeşil binaların inşası gereklilik halini almıştır. Evlerimiz ve işyerlerimiz yani binalarımızda şuan da ülkemizin enerji tüketiminin yüzde 37’si kullanılmaktadır. Bununla da kalmıyor sera gazlarının yüzde 30’unu da bu binalarda üretiyoruz” değerlendirmesin de bulundu.
Temel değerlendirme kılavuzunun binaların çevreyi daha az kirletmesi, daha az enerji tüketmesi amacı ile hazırladıklarını belirten Bakan Sarı, “İstanbul Teknik Üniversitesi başta olmak üzere diğer üniversitelerimiz, bilim insanlarımız ve sivil toplum kuruluşları ile birlikte hazırlayacağımız bu kılavuz ülkemizde sürdürülebilir yeşil bina ve yerleşim alanlarının yapımında ve inşasında temel alınacaktır” ifadelerini kullandı.
Bakan Sarı, yenilenebilir enerji teknolojilerinin teşvik edilmesini, karbon salınımının azaltılmasını sağlamayı amaçladıklarını vurguladı. Çevre dostu, az su kullanan, bulunduğu yörenin özelliklerini yansıtan bina uygulamalarının yaygınlaştırılmasını da hedeflediklerinin altını çizen Bakan Sarı, “Türkiye’mizin yedi coğrafi bölgesinin farklı özellikleri vardır. Geçen haftalarda yaptığımız Erzurum ziyaretinde, Erzurum’un kış memleketi olması, dolayısıyla aslında imar yönetmeliğimiz de mevzu bahis olan yüzde 33 çatı eğiminin orada zorlayıcı bir ölçüt olduğunu bize iletti belediye başkanımız. Adanamız bir yaz bölgesi, yaz memleketi. Burada da tam tersi bir imar yönetmeliği, geniş pencereler, çoğu yerde çatıların olmadığı bir yapı sistemi karşımıza çıkıyor. İşte Türkiye’de bulunan bütün bu farklı özelliklerin yansıtıldığı bina uygulamalarında özellikle çevre dostu binalar yapılması noktasında elimizden gelen bütün desteği vereceğiz” diye konuştu.
“DOĞAYI VE YEŞİLİ KORUMAK HEPİMİZİN SORUMLULUĞUNDADIR”
Bakan Sarı Artvin Cerrattepe’deki olaylar hakkında da değerlendirmelerde bulundu. Bakan Sarı şunları kaydetti:
Artvin Cerrattepe’de de bu hassasiyeti ortaya koyduk. Sayın Başbakanımızın da özellikle altını çizdiği gibi ülkemizin yeryüzü zenginliklerini korurken, yer altı değerlerini de kullanmak bizim sorumluluğumuz altındadır. Artvin Cerratepe deki maden işletmesi mahkeme sonuçlanana kadar durduruldu. Bizler Artvin’in doğasının korunması için her türlü tedbiri alarak karşılıklı görüşmeleri her türlü öneriyi açık bir istişare yaptık. Yeşil hiç kimsenin tekelinde olan bir konu değildir. Doğayı ve yeşili korumak hepimizin sorumluluğundadır. Bu olaylar kullanılarak ülkede bir gerilim ortamı varmış gibi gösterilmesine de asla izin vermeyiz.”
Protokolün imzalanmasından sonra Bakan Sarı gazetecilerin sorularını yanıtladı. “Kılavuzun imzalanmasından sonra yapılacak tüm binaların, kılavuzda belirtilen şartlara göre mi uygulanacak” yönündeki soruya Bakan Sarı bunun bir süreç olduğu cevabını vererek, “Bunu bir anda zorunluluk haline getirmek hem vatandaşımızı, hem inşaat sektörümüzü hem de kamuoyumuzu zorlayabilir. Tabi bu bir süreçtir ilk etapta bunu iyi anlatmamız, iyi tanıtmamız lazım. Yeşil bina derken neyi kastediyoruz ve bunun sonucunda bunu yaptığımız zaman belki bir bedel ödüyoruz ilk etapta ama daha sonrasında bedelin fazlasıyla karşılığını alacağımız bir çalışma olduğunu vatandaşlarımıza çok iyi anlatmamız lazım. Bir dönemden sonra bu bir zorunluluk haline gelecektir ama bunun henüz vakti var” açıklamasında bulundu.
İTÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karaca kendileri için önemli bir gün olduğunu söyledi. Üniversitelerin teorik ağırlıklı eğitim verdiklerini belirten Karaca şunları kaydetti:
“Uygulama yönleri hep eksik kalmıştır. Bu açıdan bu tür projeler bize uygulama imkanı verecektir. Bu açıdan kendilerine çok teşekkür ederiz. Biz her açıdan hazırız. Hatta şunun da sözünü verebilirim Güneydoğu’nun tekrardan rehabilitasyonu konusunda da elimizi taşın altına koymaya hazırız. Kurum adına söz verebilirim.”