ERZURUM (İHA) - Karadeniz Teknik Üniversitesi İİBF İşletme Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr.İlker Murat Ar'ın; Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisinde yayımlanan araştırmasında "tüm havalimanlarını merkezi politika ve uygulamalar ile yönlendiren DHMİ’nin yönetimsel anlamda oldukça başarılı olduğunu ortaya koymaktadır" denildi.
“Türkiye’deki Havalimanlarının Etkinliklerindeki Değişimin İncelenmesi: 2007-2011 Dönemi İçin Malmquıst-Tfv Endeksi Uygulaması” konulu bilimsel araştırma, DHMİ'nin, yönetimsel bakarasıyla birlikte, teknoljik gelişmeleri takip ve uygulamadaki başarısına da dikkat çekildi.
DHMİ yönetiminin son yıllardaki büyük başarılarının 'bilimsel tescili' niteliğindeki bu önemli çalışma; 'Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi’nde de yar aldı.
İşte araştırmanın sonuçlarından bazı bölümler:
Çalışmada Malquist-TFV endeksi yöntemi uygulaması girdi yönelimli Charnes, Cooper, Rhodes (CCR) modeli kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Bu model, ilgili varsayım altında belli bir çıktı bileşimini en etkin bir şekilde üretebilmek amacıyla kullanılacak en uygun girdi bileşiminin nasıl olması gerektiğini araştırmaktadır (Depren, 2008: 30). Analiz sonuçları, Coelli (1996) tarafından geliştirilen DEAP 2,1 bilgisayar paket programı kullanılarak elde edilmiştir.
ANALİZ SONUÇLARI
Bu aşamada Malmquist-TFV Endeksi yöntemi kullanılarak daha önce belirlenen 31 havaalanının 2007-2011 yıllarını kapsayan beş yıllık dönemdeki etkinlik değişimleri incelenmiştir. Analiz sonucunda elde edilen bulgular; havalimanlarının toplam faktör verimliliklerindeki değişimler ve yıllar bazında ortaya çıkan değişmeler olmak üzere iki açıdan ortaya konmuştur.
Havalimanlarına göre yapılan analiz sonuçları incelendiğinde, DHMİ’nin işlettiği 31 havalimanının 24’ünde 2007-2011 yılları arasında TFVD’nin 1’den büyük olduğu gözlenmektedir. Bu durum, ilgili dönemde havalimanlarının büyük bir çoğunluğunda (yüzde77,4) genel olarak bir gelişim olduğunu ortaya koymaktadır. İlgili dönemde TFV’de ise ortalama olarak yüzde13,5’lik bir artış olduğu tespit edilmiştir. Bu artışın nedenlerine bakıldığında ise teknolojik değişimdeki yüzde8,4’lük artışın önemli bir rol üstlendiği görülmektedir.
Bunun yanı sıra teknik etkinlikteki yüzde4,5’lik artış da dikkat çekmektedir. (yüzde18,6) havalimanında olmuştur
Günümüz sosyal ve ticari yaşantısında oldukça önemli bir konuma gelmiş bulunan havayolu taşımacılığı, her gün artan talep ve beklentiler doğrultusunda yeni açılımlara ve daha gelişmiş yatırımlara ihtiyaç duymaktadır.
Bu ihtiyaçla birlikte havayolu taşımacılığının esas unsuru olan havalimanı işletmeciliği ön plana çıkmaktadır. Ulaşım kolaylığı için yapılan havalimanlarının etkin bir şekilde kullanılması yapılan yatırımların karşılığının alınması açısından oldukça önemlidir. Türkiye’de de havayolu taşımacılığının ihtiyacı olarak ortaya çıkan havalimanı işletmeciliğine gereken önem verilmekte ve özellikle 1980’li yılların sonlarından itibaren yapılan havalimanları ile artmakta olan talebe cevap verilmeye çalışılmaktadır...
Yapılan çalışma sonucunda analiz edilen havalimanlarının toplam faktör verimliliği değişimlerinde genel olarak bir artış gözlenmiştir. Toplam 24 havalimanının TFVD değeri artarken sadece 7 havalimanının değerinde azalma olmuştur. Bu veriler ışığında havalimanlarının genel olarak toplam faktör verimliliklerini artırdıklarını söylenebilir. Bu artışın ana nedeni ise teknolojik değişim değerinin havalimanlarının tamamına yakınında (28 tanesi) ilgili dönemde bir artış sergilemesidir. Bu da sektördeki teknolojik değişime ayak uydurmada havalimanlarının çok fazla zorlanmadığının ve gelişen teknolojiye ayak uydurmada başarılı olduklarını göstermektedir.
Sonuç olarak ilgili dönemde havalimanlarının toplam faktör verimliliğinin büyük oranda arttığı söylenebilir. Bu artışın temel nedeni ise havalimanlarının etkin olarak yönetilmeleridir. Bu durum, tüm havalimanlarını merkezi politika ve uygulamalar ile yönlendiren DHMİ’nin yönetimsel anlamda oldukça başarılı olduğunu ortaya koymaktadır.
Çalışmanın kısıtları temel olarak üç başlıkta toplanabilir. Bunların ilki ilgili dönemin tümünde trafiğe açık olma şartı arandığından Türkiye’deki tüm havaalanlarına odaklanılamamasıdır. İkinci kısıt ise çalışmanın modeline ilişkindir ki girdi ve çıktı değişkenlerinin oluşturulması aşamasında gelir, gider ve maliyet gibi finansal göstergeler dikkate alınmamıştır. Bunun nedeni havalimanlarının kârlılık yönünden değerlendirilmemiş olmasıdır. Bu kısıtlara dayalı olarak sonraki çalışmalarda tüm havalimanlarının dikkate alındığı ve finansal değişkenlerin de modele dâhil edildiği araştırmalar yapılabilir. Ayrıca çeşitli ülkelerden seçilecek benzer özellikteki havalimanlarının etkinliklerindeki değişim belirli bir dönem için karşılaştırılabilir.