Gümüşhane Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Halil İbrahim Zeybek, Samsun 19 Mayıs Üniversitesinden gelen heyetle Akçakale köyünde bulunan ve Türkiye’nin en büyük damlataşı mağaralarından birisi olarak turizme açılmayı bekleyen Akçakale mağarasında incelemelerde bulundu.
Kent merkeziyle bitişik konumdaki Akçakale köyünde bulunan mağarada 1996 yılında ilk bilimsel çalışmayı yapan bilim adamlarından olan Prof.Dr. Zeybek, eski görev yeri olan 19 Mayıs Üniversitesi akademisyen ve öğrencileriyle birlikte mağarada 21 yıl sonra yeniden inceleme yaptı.
Zeybek’e 19 Mayıs Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Coğrafya bölümü bölüm başkanı Prof.Dr. Ali Uzun, Eğitim Fakültesi öğretim üyesi Prof.Dr. Cevdet Yılmaz, Yrd.Doç.Dr. Muhammet Bahadır, araştırma görevlisi Muhammet Akif Çelebi, araştırma görevlisi Serkan Gürgöze ve coğrafya bölümü öğrencileri eşlik etti.
Coğrafyacıların yakın çevreye olan ilgisi sebebiyle kendilerine gerçekleştirdiği hayırlı olsun ziyaretinin akabinde Gümüşhane’de nereleri gezip görebileceklerini sorduklarını kaydeden Zeybek, “Bizde Akçakale Mağarasından başladık, Karaca Mağarası, Süleymaniye Mahallesine sürenin yettiği kadar bu çekicilikleri yarın Türkiye’nin dört bir tarafına dağılacak öğrencilerimize burada gördükleri güzellikleri yıllarca konuşup anlatacaklar” dedi.
Öğrencileriyle mağara içerisinde incelemelerde bulunan ve derslerde anlattıkları konuları bizzat yerinde görmelerini sağlayan Rektör Zeybek ve heyetine köy muhtarı Ali Şişman ve 21 yıl önce yine kendilerine rehberlik yapan köy sakinlerinden Uğur Şahin rehberlik yaptı.
Türkiye’nin en büyük mağaralarından
Akçakale mağarasının 19 bin metrekare kapalı alan ve 40 metreyi aşan yüksekliğiyle Türkiye’de en büyük mağaralardan birisi olduğunu ifade eden Rektör Zeybek, gazetecilere çeşitli açıklamalarda bulundu.
19 bin metre kapalı alan, 40 metreyi aşan tavan yüksekliği var
Coğrafya Bölüm Başkanı Prof.Dr. Ali Uzun’la 1996 yılında Akçakale mağarasının oluşumu, turizm potansiyeliyle ilgili ilk bilimsel raporları hazırlamak üzere geldiklerini hatırlatan Zeybek, “Burası bir karstik mağara. Akçakale köyü Arsa Mahallesi sınırları içerisinde. İkinci jeolojik zaman yaşlı kireç taşları içerisinde gelişmiş, Türkiye’nin alan olarak bizim görebildiğimiz en büyük mağaralardan birisi. 19 bin metrekare iç alanı var” dedi.
“Mağalar da insanlara benzer”
Mağaraların da belirli safhalarda insana benzediklerini kaydeden Zeybek, “Onların da başlangıç, gençlik, olgunluk, ihtiyarlık aşamaları vardır. Karaca Mağarasına göre Akçakale Mağarası olgunluk ve ihtiyarlık aşamasına girmiş bir mağara. Zemindeki enkaz blokları mağaranın ihtiyarlık aşamasında olduğunu gösteriyor. Çok sayıda farklı damla taşları, sarkıtlar, dikitler, tavan yüksekliği fazla olduğu için Karaca Mağarasındaki gibi sütunlar gelişemedi. Flamalar vardı. Kendine özgün şekiller vardı” diye konuştu.
“Turizme açılması için tekrar ayrıntılı ve iyi bir hazırlık yapmak lazım”
Maden Tetkik Arama (MTA) ekiplerinin mağaranın turizme kazandırılması yönünde olumsuz bir rapor yazdığını fakat bu raporu henüz görmediklerini ifade eden Zeybek, “Bir kez daha gezdik ki çatlak sistemleri çok fazla gelişmiş ve sık sık enkaz düşmesine sebep oluyor. Yerdeki keskin köşeli bloklar tavandan çatlak sistemlerin gelişmesine bağlı olarak düşen bloklardı. Bu bloklar 1996’da gezdiğimizde vardı ama bu kadar yoğun değildi. Tekrar ayrıntılı, iyi bir hazırlık yapmak lazım. Burası turizme açılabilir mi, açılırsa tamamen mi açılmalıdır? Bir kısmı açılabilir mi? Bunu ayrıca değerlendirmek lazım” ifadelerini kullandı.
“Önemli bir mağara”
19 Mayıs Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Coğrafya bölümü bölüm başkanı Prof.Dr. Ali Uzun ise 21 yıl sonra tekrar Akçakale mağarasına geldiklerine değinerek, “Gerçekten önemli bir mağara. Turizme açılma çalışmaları yapılmış, mağara içerisinde bizden sonra bazı ölçümler de yapılmış. Mağara içerisinde çeşitli şekiller var. Sarkıt, dikit, bayrak, perdeler, mağara çiçekleri, mağara tüpleri, duvar travertenleri, akan taş şekilleri, sütunlar, mağara incileri vardı. Bütün bu şekilleri mağara içerisinde görebiliyoruz” dedi.
“Güvenlik önlemleri artırılmak kaydıyla mağara turizme açılabilir”
Mağaranın ileri olgunluk aşamasında olması nedeniyle mağara içerisinde zaman zaman taş düşmeleri olduğunu dile getiren Uzun, “20 yıllık zaman içerisinde bazı parçalar düşmüş. Özellikle deprem anında kritik denge durumundaki taşlar düşebilir. MTA’nın raporu bu yönde bir kaygı taşıyor ve haklılar. Ancak güvenlik önlemleri artırılmak kaydıyla mağara turizme açılabilir. Bunun için çok içeri girilmesi, serbest gezilmesini çok önermiyoruz” şeklinde konuştu.
“Gümüşhane mağara turizmi açısından çok zengin”
Gümüşhane’nin mağara turizmi açısından zengin olduğunu, başta Karaca Mağarası ve diğer mağaralar olduğunu kaydeden Uzun, “Bu mağaraların ayrıntılı olarak çalışılması gerekiyor. Gümüşhane’nin başka bir şansı da bu konuda uzman, birikimli bir rektörleri var. Hem bilgiye ulaşmak, hem de doğrudan yerinde incelemek bakımından bunları rektör hocamız değerlendirecektir. Bize de görev düştüğünde tekrar buraya gelmekten mutluluk duyacağız. Bu tür mağaraların başlangıç yaşını söylemek çok kolay değildir. Bölge çok uzun zamandan beri kara durumunda olan bir bölgedir. Mağara içi damla taşlarının oluşumu farklı dönemlere ait olabilir. Bir kısım oluşumlar çok genç. Mağara ileri olgunluk döneminde. Mağarada şekillenme devam ediyor. Mağara havalandırma zonunda, pasif bir mağara ve verev yönünde gelişmiş bir mağaradır. Tam yatay değil, tam dikey değil. Tavan yüksekliği yer yer değişmekte ve 40 metreyi aştığı yerler var” ifadelerini kullandı.