VAHİT OLCAY - HAKAN OKAY - GÜRKAN OLCAY(İHA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, milletin, geçmişi ortak, sevinci ortak, hüznü ortak aynı şekilde gelecek tasavvuru ortak bir cemiyet manasına geldiğini belirterek, "Biz tek milletiz, tek bayrağız" dedi.
Bitlis'te partisinin il gençlik kolları toplantısına katılan Erdoğan, "Gençler bizim için asla ve asla ucuz iş gücü değildir, bu ülkenin geleceğidir. Biz gençleri siyasetin aktörü olarak gördük ve görüyoruz. Birileri gençlerin eline taş tuttururken biz gençlerin eline kağıt kalem veriyoruz, en iyi eğitim verebilmenin mücadelesini yürütüyoruz. Birileri gençlerin elinden tutup öldürmeye sevk ederken biz dayanışmanın, kardeşliğin mücadelesini veriyoruz" dedi.
EĞİTİMİN ÖNÜNDEKİ ENGELLER KALDIRILDI
Eğitimin önündeki engelleri tek tek kaldırdıklarının altını çizen Erdoğan, "Öğrencilerimiz için verilecek burs ve krediler artacak. 1 Ocak 2012 itibariyle uygulamaya girecek. Dar gelirli ailelerin çocuklarına yapılan yardımlar artacak. AK Parti arasındaki farkı görün. Bu farkı anlamanızı ve herkese anlatmanızı rica ediyorum. Bir tarafta gençlere dağı gösterenle, eşkıya olmaya teşvik edenler var. Bir tarafta gençleri ölüme sevk edenler var. Bir tarafta gençleri yaşatmaya çalışan, eğitmeye çalışan,
kardeşlik için çalışan bir AK Parti var. Terörün göllgesinde siyaset yapmaya çalışan korkaklar var. Öldürmek değil yaşatmak bir marifetti. Ocakları söndürmek alçakların, kalpler gönüller kazanmak ise cesurların işidir.Korkaklar tarih boyunca tarih boyunca hiçbir zaman zafer anıtı dikememiştir" diye konuştu
ERDOĞAN GENÇLERE SESLENDİ
Konuşmasında gençlere seslenen Erdoğan, "Zifiri karanlıkta ak sütün içindeki ak kılı fark edecek kadar gözünüz keskin olsun. Bitlis'in gençlerinden tüm gençlerden, artık öldürenlerle, sahte kahramanlarla gerçek kahramanları ayırt etmelerini istiyorum. Yeter artık demelerini, 'Benim adıma öldürme artık' demelerini bekliyorum. Sizden tüm gençlere, saygıyla, sabırla, tatlı dille yaklaşmanızı istiyorum. Unutmayın, sizler Ortadoğu sokaklarındaki gençlerin imrendikleri bir ülkenin evlatlarısınız.
Millet ırk demek, kavim demek asla demek değildir. Geçmişi ortak, sevinci ortak, hüznü ortak aynı şekilde gelecek tasavvuru ortak bir cemiyet demektir. Biz tek milletiz, tek bayrağız. Sadece bugün değil, tarihte defalarca bu milleti parçalamak istediler. Kale gibi direnci olan Kürtler her şeyden önce İslam'dır. Yani o birilerini dediği gibi Kürtler Zerdüşt değildir, İslamdır. Apo'nun kitabında 'Kürtlerin dili Zerdüşlüktür' deniyor. Terörist başını peygamber olarak ilan edenler bunlar değil mi" dedi.
CHP'YE ELEŞTİRİ
Konuşmasında CHP'yi de eleştiren Erdoğan, "CHP kendi içindeki tartışmalardan sıyrılıp da iktidara sağlıklı bir şekilde hükümete muhalefet yapamıyor. Dersim olayını tartışılıyorlar. Ben bunlara belgelerle her şeyi anlattım. Kılıçdaroğlu, 'arşivi açsın incelesin' dedi. Ben ne inceleyeceğim, vaktin varsa git sen incele. Ben sana belgeleri sundum. Şimdi Sultan Abdülmecit'i tartışıyor. CHP kendisinden önceki tarihi bilmiyor. CHP tarihini bilmiyor. CHP tarihi okumadığı için bugün de isabetli davranamamıştır. CHP açsın Osmanlıyı öğrensinler, okusunlar. Kendi tarihiyle yüzleşsinler. CHP Dersim'le ilgili konuşmayacaksa ne zaman konuşacak? Kılıçdaroğlu önce arkadaşına "gereğini yapsın" dedi, sonra çark etti. Kılıçdaroğlu, Dersim katliamını sorgulayan Tunceli milletvekilini linç etme girişimine tepkisiz kalıyor. Kapak yazıyla kendisine göndermemiz gerekecek" şeklinde konuştu.
KCK olayına da değinen Erdoğan, şunları söyledi: "Bugün KCK'nın KCK gölgesindeki PKK ve BDP'nin Güneydoğu illerinde yapmak istediği 1940'lı yıllara dönme özlemleridir. Her türlü insanlık dışı olaylara imza atıyorlar. Bu tahriklere boyun eğmeyeceğiz. Biz inadına kardeşlik diyoruz. İnadına demokrasi diyoruz. Bu ülke geçmişe asla ve asla dönmeyecek. Teröristle sivil halkın ayırt edilemediği günler geri gelmeyecek. AK Parti'den bir geri dönüş bekleyenler boşuna beklerler. Asla taviz vermeden mücadele ettik, edeceğiz. Bizim için kapatma davasını açtıklarında CHP'liler ne diyordu. 'Çok şükür, Ankara'da da hakimler varmış'. Şimdi de söylesinler aynı lafı. Ben de senin gibi mi cevap vereyim. 'Türkiye'de savcılar varmış' mı diyeyim. Tutukluları bile bile aday yapacaksın sonra deki AK Parti engelliyor. Bunun faturasını AK Parti'ye kesemezsin. Yargı veriyor kararı. Önce kendilerini sorgulansınlar. KCK operasyonu hükümetin değil, yargının kararını verdiği operasyonlardır. Hiçbir tutuklama delilsiz değildir, keyfi değildir. KCK'yı masum bir sivil oluşum gibi görenler delillere lütfen göz atsınlar. Kendi sözde silahsızlanan bir örgüt nasıl masum gösterilir. Devlete paralel bir örgütlenme içine giren bir örgüt nasıl masum sayılabilir. Terör örgütlenmesiyle, masum sivil örgütlenmesi arasındaki farkı anlayın. Terörle arasına mesafe koymuş, terörün sırtını sıvazlamayan bir siyasi oluşumla, her sivil toplumla da müzakere yaptık ve yaparız da. Biz kimi muhatap alacağımızı çok iyi biliriz. Hiç kimse bize muhatap dayatmasın".
BDP’Lİ BELEDİYELER NEREDE?
Erdoğan, Van depremiyle ilgili olarak da "Van'da deprem oldu. BDPli belediyeler nerede. Herkes Laz,kürt,gürcü demeden Van'a koştu. Hani BDP. Biz bir insan öldüğünde tüm insanlık ölmüş sanıp koşa koşa gideriz. Onları yalnız bırakabilir miyiz. Biraz sıkıntılarımız ama dayanacağız, daha güzel bir Van'ı inşa edeceğiz" dedi.